249
26 ağustos 2021 galatasaray randers fc maçında zaten performansı hoca dahil herkesçe övülüyor da ben ayrıldığımız noktayı tekrar vurgulamak istiyorum. başka türlü bir bakış açısı getirme niyetindeyim çünkü oraya.
yediğimiz golde bence hatası yoktu. yetişti, kaydı, topa da dokundu ama sadiselik bir şansla top adamın önünde kaldı. buna benzer bir entryi yine bu başlığa yazdım zaten ve dedim ki velev ki hata yaptı da topa hiç değemedi; e forvet de gol kaçırıyor, bu savunma oyuncularının hiç mi hata yapma şansı olmayacak bir maçta?
farklı bakış açısı deme nedenime gelirsek; aynı maçta barış girdi oyuna ve maçı çevirdi. bir tane pozisyonda 3 kişi yıkamadılar barış'ı, eze eze gitti adeta. hemen ardından gol pozisyonu geldi, onda da durduramadılar barış'ı, yine geçti ve çevirdi ortaya. şimdi biz bu pozisyonu barış değil de rakip sol bek üzerinden mi okumalıyız bu durumda? rakip sol kanadı zayıftı, kötüydü yoksa barış'ta bir numara yok mu demeliyiz? barış'ı nasıl yıkamadı, orada topla beraber barış'ı biçmesi, indirmesi gerekiyor muydu demeliyiz?
taraf olduğumuz için kendi açımızdan bakıyor her pozisyonu kendi açımızdan yorumluyoruz ama bence bu oyuncu bazında değerlendirmelerde yanlışa sevk ediyor bizi. yediğimiz golde adam sağ kanattan uçarak geldi, alpaslan hiç yetişemeyebilirdi de. sonuçta alpaslan dünyanın en hızlı stoperi değil ama olsa bile o kanat oyuncusu alpaslan'dan hızlı olabilirdi yine de. bu durumda ne diyecektik? alpaslan yetersiz, çalım yiyor, ağır kalıyor mu diyecektik?
elbette bir futbolcunun, bir büyük takım futbolcusunun mevkisinin getirdiği bazı fiziksel özellikelre asgari düzeyde sahip olması bir gereklilik, zaten o yüzden büyük takıma geliyorlar ama kendisine üstünlük kurulan her maçta da rakibe hiç bakmaksızın oyuncuya eleştiri yöneltmek doğru değil. maçın ilk yarısında kehinde herkesi geçti, ikinci yarıda bir kademeli savunma getirdik önüne, topu da zaten pek vermeyince kehinde falan kalmadı ortada. en son yerde ağlıyordu hatta. o yüzden diyorum ki elbette kötü oyuncu iyi oyuncu vardır ancak takım iyiyse, yani takım oyunu oynanıyorsa, dişliler çalışıyorsa bir oyuncunun eksikliği doğru tespit edilir. diğer türlü kötü işleyen ya da hiç işlemeyen bir düzenekte herkes kötü görünürü zaten. sadece çok üst düzey bireysel yetenekleri olanlar biraz parlarlar.
oyuncularımızı eleştirirken bence bunu da göz önüne alalım. semih dany ikilisi ile şampiyonlr ligi'nde gruptan çıkıp sonra da schalke'yi eledi galatasray. belki o sene semih dany yerine luyindama marcao ikilisi olsa her şey daha kolay olacaktı. peki nasıl oldu da kağıt üzerinde marcao luyindama'ya kıyasla daha zayıf olan semih dany ile geldi bu başarı? çünkü onların önünde selçuk melo vardı.
yediğimiz golde bence hatası yoktu. yetişti, kaydı, topa da dokundu ama sadiselik bir şansla top adamın önünde kaldı. buna benzer bir entryi yine bu başlığa yazdım zaten ve dedim ki velev ki hata yaptı da topa hiç değemedi; e forvet de gol kaçırıyor, bu savunma oyuncularının hiç mi hata yapma şansı olmayacak bir maçta?
farklı bakış açısı deme nedenime gelirsek; aynı maçta barış girdi oyuna ve maçı çevirdi. bir tane pozisyonda 3 kişi yıkamadılar barış'ı, eze eze gitti adeta. hemen ardından gol pozisyonu geldi, onda da durduramadılar barış'ı, yine geçti ve çevirdi ortaya. şimdi biz bu pozisyonu barış değil de rakip sol bek üzerinden mi okumalıyız bu durumda? rakip sol kanadı zayıftı, kötüydü yoksa barış'ta bir numara yok mu demeliyiz? barış'ı nasıl yıkamadı, orada topla beraber barış'ı biçmesi, indirmesi gerekiyor muydu demeliyiz?
taraf olduğumuz için kendi açımızdan bakıyor her pozisyonu kendi açımızdan yorumluyoruz ama bence bu oyuncu bazında değerlendirmelerde yanlışa sevk ediyor bizi. yediğimiz golde adam sağ kanattan uçarak geldi, alpaslan hiç yetişemeyebilirdi de. sonuçta alpaslan dünyanın en hızlı stoperi değil ama olsa bile o kanat oyuncusu alpaslan'dan hızlı olabilirdi yine de. bu durumda ne diyecektik? alpaslan yetersiz, çalım yiyor, ağır kalıyor mu diyecektik?
elbette bir futbolcunun, bir büyük takım futbolcusunun mevkisinin getirdiği bazı fiziksel özellikelre asgari düzeyde sahip olması bir gereklilik, zaten o yüzden büyük takıma geliyorlar ama kendisine üstünlük kurulan her maçta da rakibe hiç bakmaksızın oyuncuya eleştiri yöneltmek doğru değil. maçın ilk yarısında kehinde herkesi geçti, ikinci yarıda bir kademeli savunma getirdik önüne, topu da zaten pek vermeyince kehinde falan kalmadı ortada. en son yerde ağlıyordu hatta. o yüzden diyorum ki elbette kötü oyuncu iyi oyuncu vardır ancak takım iyiyse, yani takım oyunu oynanıyorsa, dişliler çalışıyorsa bir oyuncunun eksikliği doğru tespit edilir. diğer türlü kötü işleyen ya da hiç işlemeyen bir düzenekte herkes kötü görünürü zaten. sadece çok üst düzey bireysel yetenekleri olanlar biraz parlarlar.
oyuncularımızı eleştirirken bence bunu da göz önüne alalım. semih dany ikilisi ile şampiyonlr ligi'nde gruptan çıkıp sonra da schalke'yi eledi galatasray. belki o sene semih dany yerine luyindama marcao ikilisi olsa her şey daha kolay olacaktı. peki nasıl oldu da kağıt üzerinde marcao luyindama'ya kıyasla daha zayıf olan semih dany ile geldi bu başarı? çünkü onların önünde selçuk melo vardı.
