• 28
    valla kimse kusura bakmasın. fatih hocan markayı tek başına dibe çekti. hiçbir dönem kimseye huzur vermedi. yönetimleri, futbolcuları attı itin köpeğin önüne. hiçbir zaman ben hata yaptım demedi. bırakın avrupa’yı ligde bile şöyle arkamıza yaslanıp güzel bir maç izleyemedik.

    buradan şenol güneş’e saldıranlar kendisine laf konduramadı. bir de bizi galatasaray düşmanı ilan edip ölene kadar senciyiz hocam dediler. hep suçu başkasında aradılar. transfer, yönetim hikaye. teknik direktörsen bazen çözümler bulursun. kaç senedir hep hazır önüme getirseler yerine, bir iki tane oyuncu çıkarsaydın. elin bebeleri senin kanadını şamar oğlanına çevirdiler.

    hangi futbolcu bizde körelmedi. emre kılınç, mustafa muhammet, marcao, luyindama, ve daha nicelerinin hep oyunları geri gitti. hep futbolcular fatih terim için canını verir dendi ve bununla gurur duyuldu. sahaya oyunlarını yansıtamadıktan sonra hepsi serseri sokak kabadayıları gibi olsa ne fayda.

    marka marka dedik, bu oyundan bu yenilgiden sonra belki de imza aşamasına geldiğin futbolcuların şimdi çoğu vazgeçecek nazlanacak veya fiyat artıracak. artık görün şunu son yıllarda takıma en büyük zararı fatih terim veriyor. adı galatasaray markasının üstüne çıkmaya başladı. eleştirmeyeceğiz diye canım takımım ne hallere geldi. uyku uyuyamaz hale geldik. ele güne rezil olduk sayesinde.

    ya en basit iş; koşamıyoruz. kondisyon yerlerde futbolcuların. her gelen futbolcu ali babanın çiftliğine geliyor sanki. laubali, umursamaz, sinirli konsantrasyonu yerlerde. maça gitmeden önce lokalde toplanıp maç önü kahkalarla yemek yiyip maça çıkan mahalle takımı gibiyiz.

    bir markan var ve başına bir müdür atıyorsun. ve adam şirketin içine ediyor afedersin. sizce markanın sahibi kaç sene dayanır. izin verir mi şirketinin bu hale gelmesine. artık duygusallığı bırakın. sizin sayenizde kendisini severim ama ile başlayan cümlelerde olmayacak. hatta stattan, taraftar sitelerinden istifa sesleri yükselmeye başlayacak. ve öyle de bir gücü var ki kendi istemedikçe bu kangren kolu kesemiyoruz. o kol çürüyecek ve biz bu acıya katlanarak kolum kendi kendisine düşmesini bekleyeceğiz.

    benim için artık bu markanın gördüğü zararın bir numaralı sorumlusudur. gazetecisi, yöneticisi herkes kendinden korkuyor. soru sormaya, hesap sormaya korkuyorlar. ama kimse kusura bakmasın. kimse hayrına yapmıyor bu işi. hayrına maçı izleyen destek olan bizleriz. bir maçta bizim yıllarca ödeyerek hayalini kurduğumuz evin parasını kazananlar görevini yerine getirecek. bodrum’dan villadan mesajlar vermekle olmuyor bunlar. sonuçta maaşlı uykuları kaçan, tek sevdamız takımın ne hallere geldiğini görüp üzülen bizleriz. hocam asıl sen bizim hayallerimizin büyüklüğü anlayamamışsın. biz türkiye de avrupa’da parmakla gösterilecek bir takım görmek istiyoruz.

    sayende yıllardır karşımıza aldığımız adamların hepsi ellerini avuşturup kıs kıs gülüyorlar. beter ol diyorlar. sayende artık çok düşman kazanıp bir de onları haklı çıkarır oldun. valla helal olsun marka da yerlerde takım da. 6 ay istenilen zamanlar da 3 yıla çıktı. iyi de hocam sen kaç yıldır bu takımdasın. veya diyelim takımın başında değildin; sen bu takıma sevdalı değil miydin hocam izleyerek da bu takımın eksiklerini çözemez miydin? gelir gelmez hazır olman lazım. bir düşün artık hocam fayda mı veriyorsun zarar mı?
App Store'dan indirin Google Play'den alın