• 447
    dün 29 oldum. üniversite bittiğinden beri inişli çıkışlı bir kariyerim var. dikiş tutturamadı dediklerinden. ne yapalım ki gururumuz kazandığımız üç kuruştan pahalı çıktı. dürüstlük çalışmak için çabaladığım kurumlarda para etmedi. nihayet hep birilerinin ayağına bastım. hep karşımda suratıma büyük harflerle bağıran iptidai insanların hakaretlerini işittim.
    bu demek değil ki yıldım, vazgeçtim. aksine her defasında daha fazla arzuyla doğru bildiğimi yapmaya devam ediyorum. edeceğim de. ancak iş geçiş sürecinde maneviyatımı her zaman en tepelerde tutamıyorum. mesela son ayrıldığım işe girmeden önce yaşadığım süreçte ailem ile çok sıkıntılar yaşadım. annemin bana karşı yüz ifadesi bile değişmişti. karanlık bir batağa saplanmış, yardım isteyecek sesi gırtlağında kalmamış, üstelik gün dönmüş hava kararmış öyle yıkık hissettiğim zamanlar oldu. nitekim çok sevdiğim aile hekimimiz ile yaptığımız konuşma sonunda depresyon tanısı koydu. ilaç almamı tavsiye etti. psikiyatra sevk etti. gitmedim.
    sonra yeni iş le girince bir nebze olsun rahatladım. en azından aileme karşı mahcup olma hissinden arındım. evet belki çok fazla iş değiştiriyordum ama iş de buluyordum. artık o kadar şansım kalmadı. sağolsun üniversiteden çok sevdiğim bir arkadaşım sayesinde ağustos başında yeni bir işe başlayacağım. belki son şans, belki son dans.

    işte bu düşüncelerle karşıladım yeni yaşımı. sadece ve sadece annem ablam ve ağabeyim bir de sosyal medyadan iki kişinin kutlamaları eşliğinde. heyecan, heves, mutluluk, ve de geleceğe dair hayaller kurmadan. hiç sevinç hissedemedim. keşke, bu kadarını olsun paylaşacağım bir sırdaşım olaydı da buraya şunca yazmasaydım. hiç bu kadar yalnız hissetmedim.
    eğer bu yalnızlık kanlı canlı karşımda bir vücuda bezense yemin ederim başını ezerdim.

    neyse çok uzattım. hoş geldin yeni yaşım. geç otur şöyle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın