3795
günün birinde, fatih sultan mehmet, istanbul’a camii yapılmasını buyurmuş. camii yerini bulmuşlar. arazi musevi bir tebaa ya aitmiş. musevi vatandaşa gitmişler, adam 100 altınlık yere 1000 altın istemiş. parayı vermişler vermesine , bi sebepten aralarında tartışma çıkmış. adamın sağ eli tartışmada kesilmiş. adam taht kadısına şikayet etmiş.
iş bu ya padişahla musevi taht kadısının huzuruna çıkmış. kadı padişaha sormuş:
- bu adamı tanır mısın?
padişah sadrazamına dönmüş, sadrazam arsasını aldığımız adam bu demiş. padişah kadıya cevap vermiş:
- tanırım kadı efendi.
sultan kendi emir verdiği ve sorumlu olduğu için yetkisi gerek bilmiyorum dememiş.
kadı gene sormuş:
- bu adamın arsasını almışlar üstüne de elini kesmişler emri sen mi verdin?
padişah tekrar sadrazama dönmüş, sadrazam olayı onaylamış.
padişah:
- evet emri ben verdim. cami için arsasını aldık parasını da ödedik demiş.
neyse uzatmayayım, kadı musevi vatandaşa dönüyor, diyet isteyip istemediğini soruyor, adam sonunun nerelere gidebileceğini hayal etmeden “isterim” demiş.
kadı sultanın elinin kesilmesi hükmüne varmış.
musevi tabi şokta. sultan sakince giysisini sıvamış, koymuş kolu tahtaya. el gidecek! musevi durun demiş. bu iş 3 kere tekrarlanmış.ta ki musevi diyetten vazgeçtim diyene kadar. sonra kadı kamu davasını başlatmış. musevi mimarmış. kadı:
-arsanı almışlar 1000 altına, rızan olmadığı için 10 katı tazminat.
üzerine yine rızan olmadığı için cami yapmışlar yine 10 katı tazminat . işlerini yapamayacak hale gelmişssin, aylık kazancının 10 katı tazminat demiş, hükmü kararlaştırmış dosyayı kapatmış.
bu hikayeyi şu yüzden anlattım, koca fatih, gidip adamın elini kesin dememesine rağmen yetki kendisinde diye sorumluluğunu inkar etmiyor, sultan olmasına rağmen.
ama bizim güya vatansever, efendi, bilimum erdem’e sahip şenol güneş hocamız , milli takımın rezil durumundan birebir ben sorumluyum diyemiyor. çok mu zordu hocam?
5 dk oynatmadığın taylan antalyalıya sorumluluğu yüklemeye çalışmak, gencecik çocukları, sonrasını düşünmeden kamuoyunun önüne atmak hangi vicdana sığar? hangi kitapta yazıyor?
yetki bendeyse sorumlu da benim demek çok mu zordu? peki şimdi daha mı iyi oldu? verdiğin kararların sonucunu yaşamamak için başka adamları medyanın önüne atıyorsun ya, bu saatten sonra sana hangi futbolcu inanıp güvenir? hangi adam gerçekten kendini verip oynar?
iş bu ya padişahla musevi taht kadısının huzuruna çıkmış. kadı padişaha sormuş:
- bu adamı tanır mısın?
padişah sadrazamına dönmüş, sadrazam arsasını aldığımız adam bu demiş. padişah kadıya cevap vermiş:
- tanırım kadı efendi.
sultan kendi emir verdiği ve sorumlu olduğu için yetkisi gerek bilmiyorum dememiş.
kadı gene sormuş:
- bu adamın arsasını almışlar üstüne de elini kesmişler emri sen mi verdin?
padişah tekrar sadrazama dönmüş, sadrazam olayı onaylamış.
padişah:
- evet emri ben verdim. cami için arsasını aldık parasını da ödedik demiş.
neyse uzatmayayım, kadı musevi vatandaşa dönüyor, diyet isteyip istemediğini soruyor, adam sonunun nerelere gidebileceğini hayal etmeden “isterim” demiş.
kadı sultanın elinin kesilmesi hükmüne varmış.
musevi tabi şokta. sultan sakince giysisini sıvamış, koymuş kolu tahtaya. el gidecek! musevi durun demiş. bu iş 3 kere tekrarlanmış.ta ki musevi diyetten vazgeçtim diyene kadar. sonra kadı kamu davasını başlatmış. musevi mimarmış. kadı:
-arsanı almışlar 1000 altına, rızan olmadığı için 10 katı tazminat.
üzerine yine rızan olmadığı için cami yapmışlar yine 10 katı tazminat . işlerini yapamayacak hale gelmişssin, aylık kazancının 10 katı tazminat demiş, hükmü kararlaştırmış dosyayı kapatmış.
bu hikayeyi şu yüzden anlattım, koca fatih, gidip adamın elini kesin dememesine rağmen yetki kendisinde diye sorumluluğunu inkar etmiyor, sultan olmasına rağmen.
ama bizim güya vatansever, efendi, bilimum erdem’e sahip şenol güneş hocamız , milli takımın rezil durumundan birebir ben sorumluyum diyemiyor. çok mu zordu hocam?
5 dk oynatmadığın taylan antalyalıya sorumluluğu yüklemeye çalışmak, gencecik çocukları, sonrasını düşünmeden kamuoyunun önüne atmak hangi vicdana sığar? hangi kitapta yazıyor?
yetki bendeyse sorumlu da benim demek çok mu zordu? peki şimdi daha mı iyi oldu? verdiğin kararların sonucunu yaşamamak için başka adamları medyanın önüne atıyorsun ya, bu saatten sonra sana hangi futbolcu inanıp güvenir? hangi adam gerçekten kendini verip oynar?