27508
transfer sezonun yaklaşmasıyla birlikte etrafta bir çok isim dolanıyor. tabii henüz yeni başkanı ve hatta teknik direktörü dahi belli olmayan bir yapıda oyuncu transferini şu aşamada konuşmak abes olsa da takımın genel ihtiyaçları ve transfer konusunda işlenmesi gereken rota da oldukça mühimdir.
her şeyden önce galatasaray ffp takibinde olan, belli bir parası olsa da bu parayı belli bir çerçeve içerisine kullanmasına müsade edilen bir pozisyonda. doğal olarak da bu dar perspektif, yapacak olan hamlelerde azami dikkat gerektiriyor. pek çok yorumda, bazı oyuncuların başlıkları altında "galatasaray satamayacağı oyuncu ikame etmemeli" düşüncesine pek çok kez rastlıyorum. kulübün ekonomik yapısı ve geleceğini garanti altına almak adına genel anlamda doğru bir bakış açısı olsa da, üst düzey futbolda realite salt genç oyuncu transfer edip, gelişip tüm kupalara ambargo koyup sonra da o oyuncuları büyük paralara satıp köşeyi dönmek değildir. eğer bir futbol takımın kurgusu sırf genç oyuncu üzerine kurulu olsaydı bugün dünya futbolunun zirvesinde arsenal'i, psv'yi görürdük. yıllarca çoluk çocuğa yatırım yapıp tecrübe ve yaşanmışlıkları bir kenara bıraktığınızda sonuç hüsran olabiliyor. kaldı ki galatasaray'ın geçmiş tarihine baktığınızda, uefa kupasına giden yolda, takımın taşıyıcısı, çimentosu olan oyuncuların 30 yaş üzeri olan taffarel, popescu, bülent ve hagi olduğunu es geçmemek gerekir. önemli olan, tecrübeli ve kaliteli ayakları dinamik ve gelişime açık genç oyuncularla desteklemek, gençlerin tecrübe açığını yaşlı oyuncularla, yaşlı oyuncuların da enerjisini genç isimlerle kompanse etmektir. hagi ve popescu da, florya'nın kapısından içeri girdiklerinde bugün ki tabirle "geri dönüşü olmayan" transferlerdi. lakin hiç bir paranın satın alamayacağı kupaların buralara gelmesinde inanılmaz katkıları ve çevresindeki oyunculara da öğrettikleri oldu.
galatasaray'ın yapması gereken, kendi bünyesinden çıkardığı veya anadolu'nun bir köşesinden düşük maliyetle bulduğu genç oyuncularını belli bir tecrübe ile destekleyerek yoluna devam etmektir. bu yolda, elbette ki geleceğe dönük yabancı oyun transferleri de olacaktır ve olmalıdır. ancak galatasaray olarak geçmişte avrupa'da ses getiren büyük takım kimliğine geri dönebilmek için tecrübeye de fazlasıyla ihtiyacınız var. bazı büyük oyuncular satışlarından değil belki ama getirecekleri büyük başarılarla da kulüp kasasına ve imajına büyük katkılar yapabilirler. önemli olan belli bir dengeyi tutturmak, genç oyuncuları da bir kaç tecrübeli oyuncu ile yüceltmektir.
son iki yılda kaçan şampiyonluklara baktığımda gördüğüm şey, en ufak bir sallantıda helva gibi dağılan ve sahada güçlü durma iradesini gösteremeyen saha içi lideri olmayan tecrübesiz bir takımdı. varlığıyla yanındaki oyunculara güven verecek, cesaret aşılayacak oyunculara da ihtiyacımız var. bilhassa da oyunun kalbinde.
her şeyden önce galatasaray ffp takibinde olan, belli bir parası olsa da bu parayı belli bir çerçeve içerisine kullanmasına müsade edilen bir pozisyonda. doğal olarak da bu dar perspektif, yapacak olan hamlelerde azami dikkat gerektiriyor. pek çok yorumda, bazı oyuncuların başlıkları altında "galatasaray satamayacağı oyuncu ikame etmemeli" düşüncesine pek çok kez rastlıyorum. kulübün ekonomik yapısı ve geleceğini garanti altına almak adına genel anlamda doğru bir bakış açısı olsa da, üst düzey futbolda realite salt genç oyuncu transfer edip, gelişip tüm kupalara ambargo koyup sonra da o oyuncuları büyük paralara satıp köşeyi dönmek değildir. eğer bir futbol takımın kurgusu sırf genç oyuncu üzerine kurulu olsaydı bugün dünya futbolunun zirvesinde arsenal'i, psv'yi görürdük. yıllarca çoluk çocuğa yatırım yapıp tecrübe ve yaşanmışlıkları bir kenara bıraktığınızda sonuç hüsran olabiliyor. kaldı ki galatasaray'ın geçmiş tarihine baktığınızda, uefa kupasına giden yolda, takımın taşıyıcısı, çimentosu olan oyuncuların 30 yaş üzeri olan taffarel, popescu, bülent ve hagi olduğunu es geçmemek gerekir. önemli olan, tecrübeli ve kaliteli ayakları dinamik ve gelişime açık genç oyuncularla desteklemek, gençlerin tecrübe açığını yaşlı oyuncularla, yaşlı oyuncuların da enerjisini genç isimlerle kompanse etmektir. hagi ve popescu da, florya'nın kapısından içeri girdiklerinde bugün ki tabirle "geri dönüşü olmayan" transferlerdi. lakin hiç bir paranın satın alamayacağı kupaların buralara gelmesinde inanılmaz katkıları ve çevresindeki oyunculara da öğrettikleri oldu.
galatasaray'ın yapması gereken, kendi bünyesinden çıkardığı veya anadolu'nun bir köşesinden düşük maliyetle bulduğu genç oyuncularını belli bir tecrübe ile destekleyerek yoluna devam etmektir. bu yolda, elbette ki geleceğe dönük yabancı oyun transferleri de olacaktır ve olmalıdır. ancak galatasaray olarak geçmişte avrupa'da ses getiren büyük takım kimliğine geri dönebilmek için tecrübeye de fazlasıyla ihtiyacınız var. bazı büyük oyuncular satışlarından değil belki ama getirecekleri büyük başarılarla da kulüp kasasına ve imajına büyük katkılar yapabilirler. önemli olan belli bir dengeyi tutturmak, genç oyuncuları da bir kaç tecrübeli oyuncu ile yüceltmektir.
son iki yılda kaçan şampiyonluklara baktığımda gördüğüm şey, en ufak bir sallantıda helva gibi dağılan ve sahada güçlü durma iradesini gösteremeyen saha içi lideri olmayan tecrübesiz bir takımdı. varlığıyla yanındaki oyunculara güven verecek, cesaret aşılayacak oyunculara da ihtiyacımız var. bilhassa da oyunun kalbinde.