3
mabedimizde izleme şansı bulduğum ilk maçtır. maçın başlamasına kısa bir süre kala eski açık'ta bu kupayı görenler parmak kaldırsın koreografisi yapılmış, hüzünlü ve mahçup görüntüsüyle ellerde yükselen fred cakmaktaş ile keyifler iyice yerine gelmişti. maça galatasaray fırtına gibi başlamış, baskılı oyununun neticesini de 4. dakikada kral hakan şükür'ün önümüzdeki kaleye * yuvarladığı top ile bulmuş, tribünler kendinden geçmişti. ilerleyen dakikalarda oyuna denge gelir gibi olsa da oyun genelde orta sahada sıkışıyor, iki takım da kaleye çok fazla gidemiyordu. fenerbahçe lugano'nun 25 dakikada görmeyi başardığı 2 sarı kart ile on kişi kalıyor, maç da yavaş yavaş çığrından çıkmaya başlıyordu. lincoln'ün önünde yaklaşık 30 metrelik bir boşlukla gole gideceği pozisyonda ilk yarının bitiş düdüğünü çalan cüneyt çakır tamamen maçın kontrolünü kaybediyor, tribünler biraz stresli bir şekilde devre arasına giriyordu. ikinci yarıda fenerbahçe'nin sağ kanadından ısrarla gelmeye çalışan gökhan gönül 3. denemesin golü buluyor, sol kanadımızı çalım manyağı yaparak attığı şutla 68. dakikada skor 1-1'e geliyordu. 75. dakikada top toplayıcı çocuğa topu at diye işaret eden gökhan gönül tam topun geleceği anda yaptığı ani hareketle eğilerek önündeki topu alıyor, bu ilginç davranışı kendsine 2. sarı kart olarak dönüyordu. feldkamp serkan ve nonda'yı oyuna alarak 9 kişi kalan fenerbahçe önünde tüm kozlarını sahaya sürmüş, kalan 15 dakika büyük bir çekişmeye sahne olmuştu.
artık uzatmanın da son dakikasına gelinmiş, hemen yanımızda duran fenerbahçe tribünleri iyiden sevinmeye başlamıştı. son bir atak için kapalının önünden, hücum yönüne göre sağ kanattan saldırıyordu galatasaray. ceza sahasının sağında shabani nonda söke söke aldığı topu içeriye doğru yuvarlamayı başarıyor; o anda karşı tribünde olmama rağmen topa koşan ümit karan, sakin sakin yuvarlanan top ve boş kale yi "gez göz arpacık" misali gören ben sevinçten ön tarafa zıplıyordum. aradan geçen yaklaşık yarım saniyelik sürede ümit topa abanmış, tribünler çıldırmıştı. sevinme faslını bitirip yıkıldığımız yerden kalkana kadar volkan demirel isimli zat yediği golün hıncını lincoln'den çıkarmaya çalışmış, sahada kovalamaca yaşanmış, hakem ikisine kırmızı kart göstermiş hatta fenerbahçe kalesine yasin çakmak geçmişti. 29 subat 2004 fenerbahce galatasaray maci sonrasında da tribünlere forma atacağım derken kolunu sakatlayan heyecanlı çocuk volkan maç sonrası televizyonlarda lincoln'ün kız kardeşine ve annesine küfrettiğini inatla söylemiş, galatasaray tv'de cimbombom kelimesini bile zar zor söyleyen lincoln'ün bütün bu küfürleri 2-3 saniye içinde nasıl söylediği veya iki futbolcunun ingilizce seviyeleri herkesin merakına hasıl olmuştu.
artık uzatmanın da son dakikasına gelinmiş, hemen yanımızda duran fenerbahçe tribünleri iyiden sevinmeye başlamıştı. son bir atak için kapalının önünden, hücum yönüne göre sağ kanattan saldırıyordu galatasaray. ceza sahasının sağında shabani nonda söke söke aldığı topu içeriye doğru yuvarlamayı başarıyor; o anda karşı tribünde olmama rağmen topa koşan ümit karan, sakin sakin yuvarlanan top ve boş kale yi "gez göz arpacık" misali gören ben sevinçten ön tarafa zıplıyordum. aradan geçen yaklaşık yarım saniyelik sürede ümit topa abanmış, tribünler çıldırmıştı. sevinme faslını bitirip yıkıldığımız yerden kalkana kadar volkan demirel isimli zat yediği golün hıncını lincoln'den çıkarmaya çalışmış, sahada kovalamaca yaşanmış, hakem ikisine kırmızı kart göstermiş hatta fenerbahçe kalesine yasin çakmak geçmişti. 29 subat 2004 fenerbahce galatasaray maci sonrasında da tribünlere forma atacağım derken kolunu sakatlayan heyecanlı çocuk volkan maç sonrası televizyonlarda lincoln'ün kız kardeşine ve annesine küfrettiğini inatla söylemiş, galatasaray tv'de cimbombom kelimesini bile zar zor söyleyen lincoln'ün bütün bu küfürleri 2-3 saniye içinde nasıl söylediği veya iki futbolcunun ingilizce seviyeleri herkesin merakına hasıl olmuştu.