• 44
    (bkz: fatih terim/#3157059)

    yazısına sonuna kadar katıldığım yazar. eline sağlık.

    terim de elbet bırakacak fakat kendisi hayatta ve bu görevi sürdürebilecek durumdayken, daha da önemlisi geçmişe dönük terimli/terimsiz dönemler ele alındığında görevine bence de devam etmesi gerekir.

    hocaya yönelik en büyük eleştiri "işini yapması gerektiği". yani sadece sahaya odaklanması, saha dışı etkenlere bulaşmaması gerektiği değil mi? çünkü pek çok eleştiride bile "sahaya kendini verse yıkamayacağı rakip yok" cümlesi araya sıkıştırılıyor. yani bu eleştiride denmek istiyor ki; hoca saha içi dışındaki konulara bulaşmasın, basın sözcülüğüne soyunmasın, başkancılık oynamasın.

    o zaman kimse kusura bakmayacak, saha dışı konularla ilgilenecek bir yönetim kurulu olacak o kulüpte. üstelik ilgilenmek de yetmeyecek sorunları net şekilde çözecek. sonra her maç paylaşımlarında yönetim reklamı yapılmayacak, futbol maçıyla ilgili paylaşım yapılıyorsa aralara yönetici reklamı sıkıştırılmayacak, basın/medya yoluyla iletişim doğru yapılacak, takım doğru şekilde pazarlanacak. başkan ve yöneticiler mağlup olunan maç sonrası kameralardan kaçmayacaklar, hele aleni hakem hataları sonucunda puanlarımız gasp edilince sessizliğe bürünmeyecekler. aynı şekilde mağlubiyet sonrası ortadan kayboluşları gibi galibiyet sonrası da konuşacak mikrofon aramayacaklar koşa koşa. takımın hocasının konudan alakasız yorumuna bile resmi sitesinden cevap yayınlayan federasyonla kol kola olmayacak kulübün seçilmiş hiçbir görevlisi.

    bunlar sağlanırsa zaten hoca da deli değil işleyen düzeni bozsun. işlemeyen düzenlerde sıkıntılar yaşadığı doğrudur fakat bir çırpıda bile sayılabilen yukarıdaki yanlışların yapıldığı ortamda, oturulan yerden kulübün 2 numarasının istifasını fütursuzca istemek olmuyor. hocaya gelince "başkanlık yapma hoca işine bak", bildiriler, tag çalışmaları. yönetim esas görevi olan yönetme işini yapmayınca çıt yok veya yarım ağız istifa. hadi ya?
App Store'dan indirin Google Play'den alın