14420
(bkz: 24 nisan 2021 antalyaspor galatasaray maçı)
yukarıda bakınız verdiğim ve 0-1 kazandığımız maçın istatistikleri;
https://twitter.com/...760238563328/photo/1
şut: antalyaspor 3(1)-22(8) galatasaray
xg: antalyaspor 0.12-2.85 galatasaray
rcs topla buluşma: antalyaspor 4-28 galatasaray
topa sahip olma: antalyaspor %26-%74 galatasaray
korner: antalyaspor 1-8 galatasaray
şeklindeydi.
tamamını 11'e 11 oynadığımız ilk yarının istatistikleri de;
şut: antalyaspor 1(1)-12(5) galatasaray
xg: antalyaspor 0.03-1.70 galatasaray
rcs topla buluşma: antalyaspor 3-12 galatasaray
topa sahip olma: antalyaspor %27-%73 galatasaray
korner: antalyaspor 1-5 galatasaray
ama ilginçtir ki sözlükteki entryleri incelediğimde bu maçta yine iyi oynamadığımızı, sürekli yan pas ve geri pas yaptığımızı, üretken olmadığımızı iddia eden birçok entry ile karşılaştım.
ilk başta bu duruma inanamadım. önce dedim ki; "allah allah, bu entrylerin sahipleri farklı bir maç mı izliyorlar acaba". şaşkınlığım devam ederken bir de entry sahiplerinin eski entrylerine göz gezdireyim dedim ve bir de ne göreyim!!
bugünkü maçta kötü oynadığımızı iddia eden grup ile "fatih terim'in son döneminde 4 senedir gram top oynatmıyor, 4 senede 5 tane iyi maçımız yok" diyen grubun kesişim kümesi oldukça kalabalık.
o söylem de kafamı oldukça kurcalıyordu, çünkü sırf süper lig 2017-2018 sezonu'nun 2. yarısında bile minimum 6 tane gayet iyi oynadığımız maç varken toplam sayı nasıl 5'i bulamıyor diyordum.
ama bugünkü entrylerle birlikte kafamda yer edinmiş olan bu 2 muammayı da çözdüm.
sözlükte "ysk" isimli gizli bir kulüp olduğundan artık emin gibiyim. açılımı "yüksek standartlar kulübü". bu kulübün üyelerinin standartları öyle yüksek ki galatasaray'ın o standartlara ulaşması çok çok güç. hatta şampiyonlar ligi çeyrek finalinde real madrid'e kök söktürdüğümüz 2012-13 sezonundaki oyunumuzu bile beğenmeyecek standartlara sahip bu kulübün üyeleri.
hal böyle olunca bu kulübün üyelerine göre galatasaray'ın 116 yıllık tarihinde bu arkadaşlara göre iyi oynadığı çoğu 1-2 sezondan oluşan 4 farklı dönem kalıyor sadece.
1: 1986-1988 arası dönem
2: 1992-1994 arası dönem
3: 1996-2000 arası dönem
4: süper lig 2011-2012 sezonu
bu kulübün üyelerinin oluşturdukları standartları reddeden biri olarak düşüncelerine de saygı duyuyorum. keşke galatasaray öyle bir seviyeye çıksa ki standardı en yüksek taraftarımızın bile çıtasının üstüne çıksa. ama işe gerçekçi boyuttan bakacak olursak galatasaray o çıtanın üstünde uzun süre kalabilecek bir duruma sahip değil, hatta o çıtayı aşmamız bile oldukça zor.
inanılmaz derecede yüksek bir oyun standardını hayal etmeyi ya da hedeflemeyi geçtim "kısa vadeli hedef" olarak gören arkadaşlar bence kendilerine yazık ediyorlar. mesela şahsen ben 2006, 2008, 2015, 2018 ve 2019 senelerindeki şampiyonluk yürüyüşlerimizden ve o takımlarımızı, o oyunlarımızı izlemekten çoğunlukla keyif aldım. öte yandan çıtayı çok yukarı koyan sözlük yazarları bu sezonlardan benim aldığım keyfin yarısını bile almamıştır. naçizane düşüncem, bu yazar arkadaşlarım kendilerine acı çektiriyorlar. biraz daha mutlu olmayı bilmek, iyi oynayıp kazandığımız maçtan sonra "ama o çıktı bu girdi, ama bu çıkmadı kart cezalısı oldu, ama rakipte eksikler vardı" deyip güzel günü kendin için kötüye çevirmemek gerek düşüncesindeyim.
futbol denen bu oyunu izlememizin temel sebebi bu oyundan zevk almamız, tamam taraftarlık işin içine oldukça büyük bir stresi ekliyor ama her zaman bu kadar memnuniyetsiz olmamızı gerektirecek bir durum yok.
kötü oyun nasıl sonuna kadar eleştiriliyorsa, kötü oyuna bulunan bahaneler bile büyük ölçüde eleştiriliyorsa iyi oyun da sonuna kadar takdir ve taltif edilmeli, iyi oyuna da bahane bulunmamalı. madem eleştiri kültürümüzün bizi ayakta tutan en büyük değerlerden biri olduğunu düşünüyoruz, eleştirinin illa ki olumsuz olması gerekmediğini ve olumlu eleştiri denen bir şeyin var olduğunu hatırlamamız elzem. öbür türlüsünün adı "çifte standart" oluyor maalesef.
yukarıda bakınız verdiğim ve 0-1 kazandığımız maçın istatistikleri;
https://twitter.com/...760238563328/photo/1
şut: antalyaspor 3(1)-22(8) galatasaray
xg: antalyaspor 0.12-2.85 galatasaray
rcs topla buluşma: antalyaspor 4-28 galatasaray
topa sahip olma: antalyaspor %26-%74 galatasaray
korner: antalyaspor 1-8 galatasaray
şeklindeydi.
tamamını 11'e 11 oynadığımız ilk yarının istatistikleri de;
şut: antalyaspor 1(1)-12(5) galatasaray
xg: antalyaspor 0.03-1.70 galatasaray
rcs topla buluşma: antalyaspor 3-12 galatasaray
topa sahip olma: antalyaspor %27-%73 galatasaray
korner: antalyaspor 1-5 galatasaray
ama ilginçtir ki sözlükteki entryleri incelediğimde bu maçta yine iyi oynamadığımızı, sürekli yan pas ve geri pas yaptığımızı, üretken olmadığımızı iddia eden birçok entry ile karşılaştım.
ilk başta bu duruma inanamadım. önce dedim ki; "allah allah, bu entrylerin sahipleri farklı bir maç mı izliyorlar acaba". şaşkınlığım devam ederken bir de entry sahiplerinin eski entrylerine göz gezdireyim dedim ve bir de ne göreyim!!
bugünkü maçta kötü oynadığımızı iddia eden grup ile "fatih terim'in son döneminde 4 senedir gram top oynatmıyor, 4 senede 5 tane iyi maçımız yok" diyen grubun kesişim kümesi oldukça kalabalık.
o söylem de kafamı oldukça kurcalıyordu, çünkü sırf süper lig 2017-2018 sezonu'nun 2. yarısında bile minimum 6 tane gayet iyi oynadığımız maç varken toplam sayı nasıl 5'i bulamıyor diyordum.
ama bugünkü entrylerle birlikte kafamda yer edinmiş olan bu 2 muammayı da çözdüm.
sözlükte "ysk" isimli gizli bir kulüp olduğundan artık emin gibiyim. açılımı "yüksek standartlar kulübü". bu kulübün üyelerinin standartları öyle yüksek ki galatasaray'ın o standartlara ulaşması çok çok güç. hatta şampiyonlar ligi çeyrek finalinde real madrid'e kök söktürdüğümüz 2012-13 sezonundaki oyunumuzu bile beğenmeyecek standartlara sahip bu kulübün üyeleri.
hal böyle olunca bu kulübün üyelerine göre galatasaray'ın 116 yıllık tarihinde bu arkadaşlara göre iyi oynadığı çoğu 1-2 sezondan oluşan 4 farklı dönem kalıyor sadece.
1: 1986-1988 arası dönem
2: 1992-1994 arası dönem
3: 1996-2000 arası dönem
4: süper lig 2011-2012 sezonu
bu kulübün üyelerinin oluşturdukları standartları reddeden biri olarak düşüncelerine de saygı duyuyorum. keşke galatasaray öyle bir seviyeye çıksa ki standardı en yüksek taraftarımızın bile çıtasının üstüne çıksa. ama işe gerçekçi boyuttan bakacak olursak galatasaray o çıtanın üstünde uzun süre kalabilecek bir duruma sahip değil, hatta o çıtayı aşmamız bile oldukça zor.
inanılmaz derecede yüksek bir oyun standardını hayal etmeyi ya da hedeflemeyi geçtim "kısa vadeli hedef" olarak gören arkadaşlar bence kendilerine yazık ediyorlar. mesela şahsen ben 2006, 2008, 2015, 2018 ve 2019 senelerindeki şampiyonluk yürüyüşlerimizden ve o takımlarımızı, o oyunlarımızı izlemekten çoğunlukla keyif aldım. öte yandan çıtayı çok yukarı koyan sözlük yazarları bu sezonlardan benim aldığım keyfin yarısını bile almamıştır. naçizane düşüncem, bu yazar arkadaşlarım kendilerine acı çektiriyorlar. biraz daha mutlu olmayı bilmek, iyi oynayıp kazandığımız maçtan sonra "ama o çıktı bu girdi, ama bu çıkmadı kart cezalısı oldu, ama rakipte eksikler vardı" deyip güzel günü kendin için kötüye çevirmemek gerek düşüncesindeyim.
futbol denen bu oyunu izlememizin temel sebebi bu oyundan zevk almamız, tamam taraftarlık işin içine oldukça büyük bir stresi ekliyor ama her zaman bu kadar memnuniyetsiz olmamızı gerektirecek bir durum yok.
kötü oyun nasıl sonuna kadar eleştiriliyorsa, kötü oyuna bulunan bahaneler bile büyük ölçüde eleştiriliyorsa iyi oyun da sonuna kadar takdir ve taltif edilmeli, iyi oyuna da bahane bulunmamalı. madem eleştiri kültürümüzün bizi ayakta tutan en büyük değerlerden biri olduğunu düşünüyoruz, eleştirinin illa ki olumsuz olması gerekmediğini ve olumlu eleştiri denen bir şeyin var olduğunu hatırlamamız elzem. öbür türlüsünün adı "çifte standart" oluyor maalesef.