175
allah hakikaten çok büyük. yapı diye adını koyarak haksızca serzenişte bulunduğun her şey 2-3 hafta içinde başına geliyor. nasıl mı?
icardi'ye yapılan penaltıyı hiç konuşmadan galatasaray-beşiktaş derbisi için ''davinson'un 3 tane net sarı kartı es geçildi derbiyi hakemle kazandın''diye ağlıyorsun. 3 hafta sonra beşiktaş-fenerbahçe maçında senin de stoperinin 3 net sarı kartı es geçiliyor. maç aynı maç. ses yok.
bize hitaben ''galatasaray-eyüpspor maçında yapılan hakem hataları karşılıklıydı, 2 aleyhe 2 lehe hakem hatası vardı, neden şikayet ediyorsun'' diyorsun, 2 hafta sonra eyüp'e haksız gol atıp eyüp'ün buz gibi golü iptal edilirken '' 2 tane penaltım verilmedi'' diye şikayet ettiğin bir tweet atıyorsun. maç aynı maç. 2 lehe 2 aleyhe konusunda ses yok.(eyüp aleyhine olanlar çok daha net)
kayseripor-fenerbahçe maçında 1.dakikada saçma sapan bir penaltıyla öne geçiyorsun. itiraz edene ''2-6 bitmiş maç zaten penaltının önemi yok'' diyorsun. galatasaray 3 hafta sonra 1. dakikada penaltıyla öne geçiyor. tam ses edeceksin. o da ne? maç 1-5 bitmiş. ses yok.
trabzonspor-fenerbahçe maçı için hakemle kazandın diyene ''trabzon'un golünü vermediler doğru ama trabzon'a da saçma sapan penaltı verdiler, hatalar karşılıklı'' diyorsun. 3 hafta sonra galatasaray-trabzon maçında trabzon'u doğradılar diye tweet atıyorsun. dışardan çevrilen topta gelen gole ses yok. ozan tufan'ın kırmızısını konuşan yok. maç aynı maç. hatalar karşılıklı. ama ses yok.
galatasaray-eyüpspor maçından önce ''eyüpspor'un 3 tane topçu cezalı duruma düşmüş, tarihte böyle şey görmedim'' diyor muhabirlerin. hocan çıkıyor, ''ligde çok entresan şeyler oluyor onları konuşalım mesela eyüp'ün aynı anda 3 oyuncusu cezalı oldu'' diyor. 3 hafta sonra hatayspor'un senle maç yapacağı hafta 5(beş) futbolcusu cezalı duruma düşüyor. ses yok.
ali koç çıkıyor yaz aylarında ''galatasaray avrupa'da sürekli sarı, kırmızı kart görüyor, ligde görmüyor'' diyor. galatasaray'ın rakibi manchester, bayern vs o sırada. sonra yeni sezon başlıyor, allah yukarda ya, avrupa'da sarı+kırmızı kart görme rekoru kırıyorsun, tabloda 1.sıradasın, ligde kart falan gördüğün yok, soruyorlar, ''rakiplerim çok güçlü maçlar sert geçiyor, galatasaray güçsüz takımlarla oynuyor'' diye saçmalıyorsun. senin şikayet ettiğin dönem, ben avrupa'da kart görürken şampiyonlar ligi oynuyordum desem, ses yok.
''var hakemleri yüzünden hakkım yeniliyor, yabancı hakem gelsin vara'' diyorsun, geliyor, tartışmalı bir penaltı veriliyor sivas deplasmanında aleyhine, bakıyorsun ki varda yabancı hakem var. doğal olarak ses yok.
gerçekten daha bir sürü sayarım. ama bu kadarı bile yeterli. kafanızı yastığa koyun, düşünün. gerçekten bu kadarı tesadüf olabilir mi? birinin ''ama bu haksızlık'' dediği her şey çok kısa dönemlerde lehine olacak şekilde başına gelebilir mi? bu kaç kez denk gelebilir? bu yapı falan değil. bunun ne olduğunu ben çok iyi anladım artık. açıklayayım:
bu, 38 yaşında sahada canını veren mertens'in,
15 yıldır futbolcu olmak için zorluklar çekip pırıl pırıl futbolcular haline gelen kerem'in barış'ın yunus'un,
15 yıldır durmadan şampiyon olan muslera'nın,
sahada ölecek kadar koşan toriera'nın,
1 milyon edeceği göreceli olan apo'nun,
1 sezon sakat oynayan gelmiş geçmiş en büyük süperstar icardi'nin,
kalitesiyle bu lige düşmesi tesadüf olan davison'un, osimhen'in
sahada olduğu her dakika canını dişine takan sara'nın, berkan'ın kaan'ın nelsson'un ve daha nice futbolcuların,
elindeki kadrodan neredeyse her hafta maksimumu çıkaran ve bunu 3 yıldır aralıksız yapan okan buruk'un,
icardi'si varken, bir de üstüne pahalı batsuayi'i almışken tamam onun da maliyetini karşılarım gelsin diyip osimhen'i de alacak vizyondaki yönetimin,
her hafta boğazını yırtan, parasını ve zamanını harcayan milyonlarca insanın;
emeğini lekelediğin için ortaya çıkan ilahi adalet durumu bu. bu uzun yazıyı kısaca özetlemem gerekirse:
içinde bulunduğun durumun sebebi aslında olmayan yapı değil. verilen emeklere yaptığın ayıp. bu ayıptan ortaya çıkan ilahı adaletin sana kalan payı, başına gelenlerin asıl sebebi.
icardi'ye yapılan penaltıyı hiç konuşmadan galatasaray-beşiktaş derbisi için ''davinson'un 3 tane net sarı kartı es geçildi derbiyi hakemle kazandın''diye ağlıyorsun. 3 hafta sonra beşiktaş-fenerbahçe maçında senin de stoperinin 3 net sarı kartı es geçiliyor. maç aynı maç. ses yok.
bize hitaben ''galatasaray-eyüpspor maçında yapılan hakem hataları karşılıklıydı, 2 aleyhe 2 lehe hakem hatası vardı, neden şikayet ediyorsun'' diyorsun, 2 hafta sonra eyüp'e haksız gol atıp eyüp'ün buz gibi golü iptal edilirken '' 2 tane penaltım verilmedi'' diye şikayet ettiğin bir tweet atıyorsun. maç aynı maç. 2 lehe 2 aleyhe konusunda ses yok.(eyüp aleyhine olanlar çok daha net)
kayseripor-fenerbahçe maçında 1.dakikada saçma sapan bir penaltıyla öne geçiyorsun. itiraz edene ''2-6 bitmiş maç zaten penaltının önemi yok'' diyorsun. galatasaray 3 hafta sonra 1. dakikada penaltıyla öne geçiyor. tam ses edeceksin. o da ne? maç 1-5 bitmiş. ses yok.
trabzonspor-fenerbahçe maçı için hakemle kazandın diyene ''trabzon'un golünü vermediler doğru ama trabzon'a da saçma sapan penaltı verdiler, hatalar karşılıklı'' diyorsun. 3 hafta sonra galatasaray-trabzon maçında trabzon'u doğradılar diye tweet atıyorsun. dışardan çevrilen topta gelen gole ses yok. ozan tufan'ın kırmızısını konuşan yok. maç aynı maç. hatalar karşılıklı. ama ses yok.
galatasaray-eyüpspor maçından önce ''eyüpspor'un 3 tane topçu cezalı duruma düşmüş, tarihte böyle şey görmedim'' diyor muhabirlerin. hocan çıkıyor, ''ligde çok entresan şeyler oluyor onları konuşalım mesela eyüp'ün aynı anda 3 oyuncusu cezalı oldu'' diyor. 3 hafta sonra hatayspor'un senle maç yapacağı hafta 5(beş) futbolcusu cezalı duruma düşüyor. ses yok.
ali koç çıkıyor yaz aylarında ''galatasaray avrupa'da sürekli sarı, kırmızı kart görüyor, ligde görmüyor'' diyor. galatasaray'ın rakibi manchester, bayern vs o sırada. sonra yeni sezon başlıyor, allah yukarda ya, avrupa'da sarı+kırmızı kart görme rekoru kırıyorsun, tabloda 1.sıradasın, ligde kart falan gördüğün yok, soruyorlar, ''rakiplerim çok güçlü maçlar sert geçiyor, galatasaray güçsüz takımlarla oynuyor'' diye saçmalıyorsun. senin şikayet ettiğin dönem, ben avrupa'da kart görürken şampiyonlar ligi oynuyordum desem, ses yok.
''var hakemleri yüzünden hakkım yeniliyor, yabancı hakem gelsin vara'' diyorsun, geliyor, tartışmalı bir penaltı veriliyor sivas deplasmanında aleyhine, bakıyorsun ki varda yabancı hakem var. doğal olarak ses yok.
gerçekten daha bir sürü sayarım. ama bu kadarı bile yeterli. kafanızı yastığa koyun, düşünün. gerçekten bu kadarı tesadüf olabilir mi? birinin ''ama bu haksızlık'' dediği her şey çok kısa dönemlerde lehine olacak şekilde başına gelebilir mi? bu kaç kez denk gelebilir? bu yapı falan değil. bunun ne olduğunu ben çok iyi anladım artık. açıklayayım:
bu, 38 yaşında sahada canını veren mertens'in,
15 yıldır futbolcu olmak için zorluklar çekip pırıl pırıl futbolcular haline gelen kerem'in barış'ın yunus'un,
15 yıldır durmadan şampiyon olan muslera'nın,
sahada ölecek kadar koşan toriera'nın,
1 milyon edeceği göreceli olan apo'nun,
1 sezon sakat oynayan gelmiş geçmiş en büyük süperstar icardi'nin,
kalitesiyle bu lige düşmesi tesadüf olan davison'un, osimhen'in
sahada olduğu her dakika canını dişine takan sara'nın, berkan'ın kaan'ın nelsson'un ve daha nice futbolcuların,
elindeki kadrodan neredeyse her hafta maksimumu çıkaran ve bunu 3 yıldır aralıksız yapan okan buruk'un,
icardi'si varken, bir de üstüne pahalı batsuayi'i almışken tamam onun da maliyetini karşılarım gelsin diyip osimhen'i de alacak vizyondaki yönetimin,
her hafta boğazını yırtan, parasını ve zamanını harcayan milyonlarca insanın;
emeğini lekelediğin için ortaya çıkan ilahi adalet durumu bu. bu uzun yazıyı kısaca özetlemem gerekirse:
içinde bulunduğun durumun sebebi aslında olmayan yapı değil. verilen emeklere yaptığın ayıp. bu ayıptan ortaya çıkan ilahı adaletin sana kalan payı, başına gelenlerin asıl sebebi.