25
sonucunu hagi'yi 5 dakikalık youtube videolarında izleyen 2000 doğumlu holiganların ve bot twitter hesaplarının belirlediği saçma sapan bir anket. bu kıyas edirne sınırları dışında zaten yapılmaz. türkiye'de de yaptın diyelim, bu sefer alex için çok adil olmaz. çok ayrı mertebelerde iki futbolcu bunlar çünkü.
alex türkiye'de 8.5 yıl kaldı, 9. senesini tamamlasa muhtemelen bir galatasaray şampiyonluğu daha görecekti. ayrıldığı sene de kulübü avrupa ligi'nde yarı final oynayarak tarihlerinde sayılı olan avrupa başarılarından birini "alex'siz" başardı. fenerbahçe kariyerinin tamamında ligin açık ara en güçlü kadrolarına, en maliyetli transferlerine sahipti takımı. galatasaray fantastik avrupa başarılarından sonra zaman zaman araya şampiyonluklar sıkıştırsa da genel olarak ekonomik krizin kaosun ortasında geçirdi bu yılları. kötü transferler, başarısız yöneticiler, yetersiz teknik direktörler... buna rağmen tarihin en dominant fenerbahçe'sinin elinden ilic, saidou, orhan ak, cihan haspolatlı, hasan kabze, barış özbek, mehmet topal, hakan baltalı kadrolarla şampiyonluklar aldı yeri geldiğinde. ve bu korkunç güç farkının olduğu dönemlerde alex takımıyla birlikte üç kez şampiyonluk yaşayabildi, üç kez de son maçı kazanıp şampiyon olabileceği maçlara çıktı. sonuç onlar adına hüsran. o maçlarda hayalet gibi dolaşan alex de hala gözümüzün önünde ayrıca. aziz yıldırım yanına her sene prestijli bir dünya yıldızı aldı, ligin parlayan oyuncularını fahiş fiyatlarla transfer etti. ancak domestik bir oyuncu olan alex bu dönemlerde "avrupa maçlarında lig maçlarındaki performansının yanından geçmiyor" diye basında yerden yere vuruldu birçok kez. özellikle de fenerbahçe'ye yakın isimler tarafından.
hagi'ye gelecek olursak, tek tek saymak manasız olsa da, 5 yıl içinde 4 kere şampiyonluk yaşadı. avrupa kupalarında oynadığı futbola o dönem futbolu takip eden taraflı tarafsız herkes şapka çıkardı. uefa kupası kazandı. bu kupa türk futbol tarihinin makus tarihini değiştiren en büyük başarıydı. milan, real madrid, juventus gibi rakiplere karşı muhteşem oyunlar sergiledi. ve daha nicesi...
bir de hagi'yi galatasaray'da sanki dünya yıldızlarıyla birlikte oynamış gibi lanse etmeleri var. ümit davala, fatih akyel, hakan ünsal, ergün penbe gibi anadolu'dan toplama oyuncular geneli de bunların. ya da hagi gelmeden bir süre önce suat kaya, tugay kerimoğlu gibi "kendinize kulüp bulun" denilen isimler. ilerleyen dönemde de gazetelerde transferleri şiddetle eleştirilen, veteran oldukları söylenen taffarel ve popescu. ancak başta imparatorun ve hagi'nin varlığıyla bu kadro öyle bir seviyeye çıktı ki çoğu insana göre o takım avrupa'daki en güçlü takımdı. devamında kadrodaki çoğu oyuncunun serie a, premier lig, la liga deneyimleri oldu ama aralarından tugay kerimoğlu dışında pek de istikrarlı performans gösterebilen bir isim olmadı maalesef.
son olarak alex'i gol asist istatistiklerinden ön plana çıkarma çabaları var. saçmalığın dik alası. gollerini genelde ceza sahası dışından atan, oyunu 70 metrede oynayan, takımı sıkıştığında kendi yarı sahasından top çıkaran başlı başına bir liderdi hagi. oyunun büyük kısmını rakip ceza sahası etrafında geçiren alex'ten daha az gol atması kadar doğal bir şey yok. bu tarz kıyaslamaları istatistik üzerinden okumak james rodriguez'i iniesta'dan daha büyük oyuncu yapar büyük ihtimalle.
sözün özü hagi türkiye'ye gelmiş en büyük futbolcudur. bu bilinen gerçeği ne kadar inkar etmeye kalksalar da kimse değiştiremez. hagi'nin gönlümüzdeki yeri de hiçbir zaman değişmez.
alex türkiye'de 8.5 yıl kaldı, 9. senesini tamamlasa muhtemelen bir galatasaray şampiyonluğu daha görecekti. ayrıldığı sene de kulübü avrupa ligi'nde yarı final oynayarak tarihlerinde sayılı olan avrupa başarılarından birini "alex'siz" başardı. fenerbahçe kariyerinin tamamında ligin açık ara en güçlü kadrolarına, en maliyetli transferlerine sahipti takımı. galatasaray fantastik avrupa başarılarından sonra zaman zaman araya şampiyonluklar sıkıştırsa da genel olarak ekonomik krizin kaosun ortasında geçirdi bu yılları. kötü transferler, başarısız yöneticiler, yetersiz teknik direktörler... buna rağmen tarihin en dominant fenerbahçe'sinin elinden ilic, saidou, orhan ak, cihan haspolatlı, hasan kabze, barış özbek, mehmet topal, hakan baltalı kadrolarla şampiyonluklar aldı yeri geldiğinde. ve bu korkunç güç farkının olduğu dönemlerde alex takımıyla birlikte üç kez şampiyonluk yaşayabildi, üç kez de son maçı kazanıp şampiyon olabileceği maçlara çıktı. sonuç onlar adına hüsran. o maçlarda hayalet gibi dolaşan alex de hala gözümüzün önünde ayrıca. aziz yıldırım yanına her sene prestijli bir dünya yıldızı aldı, ligin parlayan oyuncularını fahiş fiyatlarla transfer etti. ancak domestik bir oyuncu olan alex bu dönemlerde "avrupa maçlarında lig maçlarındaki performansının yanından geçmiyor" diye basında yerden yere vuruldu birçok kez. özellikle de fenerbahçe'ye yakın isimler tarafından.
hagi'ye gelecek olursak, tek tek saymak manasız olsa da, 5 yıl içinde 4 kere şampiyonluk yaşadı. avrupa kupalarında oynadığı futbola o dönem futbolu takip eden taraflı tarafsız herkes şapka çıkardı. uefa kupası kazandı. bu kupa türk futbol tarihinin makus tarihini değiştiren en büyük başarıydı. milan, real madrid, juventus gibi rakiplere karşı muhteşem oyunlar sergiledi. ve daha nicesi...
bir de hagi'yi galatasaray'da sanki dünya yıldızlarıyla birlikte oynamış gibi lanse etmeleri var. ümit davala, fatih akyel, hakan ünsal, ergün penbe gibi anadolu'dan toplama oyuncular geneli de bunların. ya da hagi gelmeden bir süre önce suat kaya, tugay kerimoğlu gibi "kendinize kulüp bulun" denilen isimler. ilerleyen dönemde de gazetelerde transferleri şiddetle eleştirilen, veteran oldukları söylenen taffarel ve popescu. ancak başta imparatorun ve hagi'nin varlığıyla bu kadro öyle bir seviyeye çıktı ki çoğu insana göre o takım avrupa'daki en güçlü takımdı. devamında kadrodaki çoğu oyuncunun serie a, premier lig, la liga deneyimleri oldu ama aralarından tugay kerimoğlu dışında pek de istikrarlı performans gösterebilen bir isim olmadı maalesef.
son olarak alex'i gol asist istatistiklerinden ön plana çıkarma çabaları var. saçmalığın dik alası. gollerini genelde ceza sahası dışından atan, oyunu 70 metrede oynayan, takımı sıkıştığında kendi yarı sahasından top çıkaran başlı başına bir liderdi hagi. oyunun büyük kısmını rakip ceza sahası etrafında geçiren alex'ten daha az gol atması kadar doğal bir şey yok. bu tarz kıyaslamaları istatistik üzerinden okumak james rodriguez'i iniesta'dan daha büyük oyuncu yapar büyük ihtimalle.
sözün özü hagi türkiye'ye gelmiş en büyük futbolcudur. bu bilinen gerçeği ne kadar inkar etmeye kalksalar da kimse değiştiremez. hagi'nin gönlümüzdeki yeri de hiçbir zaman değişmez.