• 4770
    6 şubat 2021 fenerbahçe galatasaray maçı'nın seyircili oynanması konusunda bir açıklama yapmamış yönetim. minyatür pota'nın 21. bölümünde, dinlemediyseniz tavsiye ederim, gurrpegi cengiz yönetiminin asıl sıkıntsının transfer değil kulübü temsiliyet olduğunu söylemişti. o kadar doğru geldi ki aklıma yer etti bu söz.

    iyi bir 2020 - 2021 sezonu ara transfer dönemi geçirdik. beklemediğim kadar iyiydi. yönetimine, teknik heyetine, futbolcusuna da teşekkür ettik. elimizden geldiğince de maddi olarak bu teşekkürü somutlaştırmaya çalıştık. fakat herkesin görevi de devam ediyor. yönetimden gereken temsiliyeti görmek istiyorum. dünkü maçta ünal aysal olsaydı o adamlar gitmeden maça çıkar mıydı takım? neticesinde yeniledebilirdik, hükmen galip de sayılabilirdik ama kimseye iltimas olmayacağını anlamış olurdu herkes.

    dün türk futbol tarihinin en büyük ismi fatih terim'in babasının vefatının yıl dönümüydü. adam mezarlığa ziyarete gidemedi işi yüzünden. duygu durumunu siz düşünün, kolay değil. böyle bi günde fenerbahçe naptı? usülsüzce seyirci doldurup küfretti. ali koç'un ilk adaylık günlerini hatırlayın. herkes dostluk kazanacak, centilmenlik vs övüp duruyordu. o gün orada gerçekten centilmen bir başkan olsaydı başımız sağolsun diye pankart açar türk futbolunun en büyük ismine saygılarını sunardı. yemin ederim ülke futboluna o kadar kin ve nefret tohumu ektiler ki en büyük hayalim fenerbahçe başkanlığı oluyor git gide. sırf türk futbolunu temizlemek, gerçek centilmenliği kazandırabilmek için.

    peki bizim yönetim ne yaptı? ali koç maç sonu aynen şunları söyledi: "çirkin görüntülere kendi stadımızda müsade etmeyeceğimizi söyledik, içeri gitmelerini rica ettik, hayatta bir şey var kendi yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapmayacaksın yaparsan da tepki görmeyi anlayışla karşılıyacaksın zaten mustafa başkan da anlayışla karşıladı, olmamalıydı dedi.". maçta usülsüzlüğün ağa babasını fenerbahçe yapıyor, bizim maç sonu sevincimiz olmamalıymış, çirkin görüntülermiş, başkanımız da bunu onaylamış.

    keza abdürrahim albayrak maç sonu açıklamasında polemiklere girmeyelim, dost kazanalım diye yine beyaz bayrak salladı. bir tek gene fatih terim konuştu, o da belli ki yönetime güvenmediğinden en azından şahsım adına avukatlarım gereğini yapacaktır dedi. şimdi bu adam kendimi yalnız hissediyorum demesin de ne desin. başakşehir-fener maçına kapkara gece diye burnumuzu soktuk, kendi maçımızda hakkımızı aramıyoruz. kaldı ki o maçta da bahattin şimsek iki maç dinlendi tekrar göreve başladı, takipçisi olduk mu, tepki gösterdik mi? tff başkanı nihat özdemir'i ibra etmediler mi?

    her maç hakeme göre yorum yapar olduk, paranoyak olduk. sorumlusu tff başkanı ise suç ortakları onu ibra eden yönetimlerdir. bunlardan birisi de mustafa cengiz yönetimidir. ben yönetimden çirkeflik istemiyorum, rakipler gibi stada seyirci soksunlar istemiyorum, hakemleri seçsinler istemiyorum, onlar yapıyorsa biz de yapalım diyip yanlışı yanlışla savunmuyorum.

    tek ihtiyacımız olan adalet!
    şu dakikadan sonra, ultraslan ile de arası açıkken herhangi bir yaptırım gücü kaldığına da inanmıyorum açıkçası bu yönetimin. artık nasıl olur bilmiyorum ama umarım beni yanıltırlar. testi daha da kırılmadan, adaletsizliğe karşı bu pasif tavır bize daha da çok zarar vermeden bu alanda da icraat yapmaya başlarlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın