4413
ünal aysal yönetimi'nin yaşadıklarından ders çıkarması gereken yönetim.
futbol bir takım oyunu. saha içinde olduğu gibi saha dışında da böyle. masöründen başkanına kadar herkesin uyum içinde çalışması gerek. aynı zamanda futbol bir sonuç oyunu da. sahada o sonuç alınamazsa ne futbolcu, ne teknik direktör, ne de başkan kalır. herkes gider. bu bağlamda yönetimin sahada asıl işi yapan ve söz verilmesi gereken futbolcuları / teknik kadroyu dinleyip anlayarak görüşlerine saygı duyması gerekir diye düşünmekteyim. her fatih terim, bana göre haklı olarak, açıklama yaptığında ipleri koparacaklarsa yapmasınlar bu işi. istifa da bir hizmettir. ayrıca fatih terim'den bahsediyoruz; rahatlıkla kulübün efsanesi diyebileceğimiz bir isim. başkanlar ise, açık konuşalım, önemsiz kişiler.
ünal aysal dönemi de çok iyi başlamıştı. herkesin de takdir ettiği bir başkandı. o koltuğa yakışan isimlerden biriydi. ancak ilk önce futboldan anlayan yöneticileri görevden bir şekilde uzaklaştırması * daha sonra da fatih terim'i gönderip daha çok para harcayarak daha başarısız bir teknik kadro / takım oluşturması sonunu getirdi. değdi mi bu inatlaşmaya, bizi bu kadar geri götüren sürtüşmeye? sonrası ise dursun aydın özbek ve ekonomik durum faciaları ki hala acısını çekiyoruz.
hoca haklı olarak yönetimi eleştiriyor. muhtemelen eleştirileri ilk zamanlarda kapalı kapılar ardında kaldı ama sonradan işleri çözemediklerini gördükçe artık biz de duyar olduk. tamam, sattığın kadar al gibi çok kötü bir kural var. eldeki oyuncuların maaşı çok yüksek olduğundan kimse bırakıp da gitmek istemez, satış da yapamıyorsun yani; eyvallah. ancak beceriksizlik başka bir şey. para olan zamanları da gördük. mbaye diagne hocanın hiç istemeyeceği tipte bir forvet. bunu hocanın oyun yapısını bilen herkes görür, söyler. gidip cebinde +10 mn euro varken transfer yapamayıp tüm parayı bu forvete gömmen kadar beceriksizce bir şey yoktu örneğin. dünyada forvet mi kalmadı? teknik kadro scouting sistemimizle en az 3-5 adam önermiştir. en olmayacak adamı aldılar geldiler. hala forvetimiz yok, kaç sene oldu. radamel falcao garcia yanlışına da girmiyorum daha. abdürrahim albayrak ile yurt dışı transfer işleri yürümüyor diye yıllardır bas bas bağırıyoruz ama yıllardır aynı terane. yönetime saygı duyuyorum, zor zamanda çalışıyorlar ama bazı işlerde de bir türlü kendilerini geliştiremediler.
sonra da hoca laf söyleyince bozuluyorlar. taş olsa çatlar. şu kadroyla şampiyonluk mücadelesi vermemiz bile başlı başına olay. taylan antalyalı sürprizi çıktı. o olmasa ne olacaktı? şimdilik oğulcan çağlayan da iyi gidiyor. ya o bu çıkışı yapmasaydı? hocanın da hataları vardır elbet, hatasız kul olmaz ama açık konuşayım şu kadroyla bundan daha iyi sonuçlar alabilecek bir hoca bulabileceğimizi sanmıyorum. hele hele kadro bu kadar hocayı sevip sayarken yerine kim gelirse gelsin başarıyı unutun. oyuncular da reaksiyon gösterecektir çünkü. bu yılı zaten çöpe atarız belki seneye de çöp olur. ayrıca fatih terim bu lig için haksız rekabettir. elimizdeki değerin kıymetini de bilmek lazım.
futbol bir takım oyunu. saha içinde olduğu gibi saha dışında da böyle. masöründen başkanına kadar herkesin uyum içinde çalışması gerek. aynı zamanda futbol bir sonuç oyunu da. sahada o sonuç alınamazsa ne futbolcu, ne teknik direktör, ne de başkan kalır. herkes gider. bu bağlamda yönetimin sahada asıl işi yapan ve söz verilmesi gereken futbolcuları / teknik kadroyu dinleyip anlayarak görüşlerine saygı duyması gerekir diye düşünmekteyim. her fatih terim, bana göre haklı olarak, açıklama yaptığında ipleri koparacaklarsa yapmasınlar bu işi. istifa da bir hizmettir. ayrıca fatih terim'den bahsediyoruz; rahatlıkla kulübün efsanesi diyebileceğimiz bir isim. başkanlar ise, açık konuşalım, önemsiz kişiler.
ünal aysal dönemi de çok iyi başlamıştı. herkesin de takdir ettiği bir başkandı. o koltuğa yakışan isimlerden biriydi. ancak ilk önce futboldan anlayan yöneticileri görevden bir şekilde uzaklaştırması * daha sonra da fatih terim'i gönderip daha çok para harcayarak daha başarısız bir teknik kadro / takım oluşturması sonunu getirdi. değdi mi bu inatlaşmaya, bizi bu kadar geri götüren sürtüşmeye? sonrası ise dursun aydın özbek ve ekonomik durum faciaları ki hala acısını çekiyoruz.
hoca haklı olarak yönetimi eleştiriyor. muhtemelen eleştirileri ilk zamanlarda kapalı kapılar ardında kaldı ama sonradan işleri çözemediklerini gördükçe artık biz de duyar olduk. tamam, sattığın kadar al gibi çok kötü bir kural var. eldeki oyuncuların maaşı çok yüksek olduğundan kimse bırakıp da gitmek istemez, satış da yapamıyorsun yani; eyvallah. ancak beceriksizlik başka bir şey. para olan zamanları da gördük. mbaye diagne hocanın hiç istemeyeceği tipte bir forvet. bunu hocanın oyun yapısını bilen herkes görür, söyler. gidip cebinde +10 mn euro varken transfer yapamayıp tüm parayı bu forvete gömmen kadar beceriksizce bir şey yoktu örneğin. dünyada forvet mi kalmadı? teknik kadro scouting sistemimizle en az 3-5 adam önermiştir. en olmayacak adamı aldılar geldiler. hala forvetimiz yok, kaç sene oldu. radamel falcao garcia yanlışına da girmiyorum daha. abdürrahim albayrak ile yurt dışı transfer işleri yürümüyor diye yıllardır bas bas bağırıyoruz ama yıllardır aynı terane. yönetime saygı duyuyorum, zor zamanda çalışıyorlar ama bazı işlerde de bir türlü kendilerini geliştiremediler.
sonra da hoca laf söyleyince bozuluyorlar. taş olsa çatlar. şu kadroyla şampiyonluk mücadelesi vermemiz bile başlı başına olay. taylan antalyalı sürprizi çıktı. o olmasa ne olacaktı? şimdilik oğulcan çağlayan da iyi gidiyor. ya o bu çıkışı yapmasaydı? hocanın da hataları vardır elbet, hatasız kul olmaz ama açık konuşayım şu kadroyla bundan daha iyi sonuçlar alabilecek bir hoca bulabileceğimizi sanmıyorum. hele hele kadro bu kadar hocayı sevip sayarken yerine kim gelirse gelsin başarıyı unutun. oyuncular da reaksiyon gösterecektir çünkü. bu yılı zaten çöpe atarız belki seneye de çöp olur. ayrıca fatih terim bu lig için haksız rekabettir. elimizdeki değerin kıymetini de bilmek lazım.