67
efsane 2005-2006 şampiyonluğu. babamın o zamanlar beni her zaman götürdüğü, arkadaşının mekanı olan tatlıcıda izliyoruz. 2 tv var mekanda, birinde fener maçı izleniyor bir tarafta, diğer tv ise galatasaray maçı için. kavga gürültü olmasın diye birbirinden uzakta televizyonlar.
son maç kayseri’ye 3 atmışız, kulaklar fener maçına dönmüş. 10 yaşındayım o zamanlar. 16 koca dakika, bu gözler, bu kulaklar bir maçın hiç o kadar uzadığını görmedi, duymadı. nasıl bir adaletsizlik diyorum kendi kendime, göz göre göre bu kadar da yapılır mı? 16 dakika uzayacak ne olmuş olabilir, biz emek verirken birileri şampiyon yapılmaya mı uğraşılıyor?
sevdiğimi bekler gibi bekledim, süre sanki geçmiyordu. sonra fener maçını izleyenlerden ortak çıkan o tuhaf sesi hatırlıyorum: ‘bittiiiiieeeğğğ‘ ulan diyorum bunlar 2’yi ne ara attı da kazandılar. dünyam başıma yıkıldı o an. dedim biz bu sıradan kadroyla en iyisini zaten yaptık, ama bu kadarını yapmışken de şampiyon olmalıydık. gerets hocam için, mondragon, kabze, hasan şaş için... başım dik olsun dedim, buraya kadarmış. meğer fener maçını izleyen grubun yarısı galatasaraylıymış. bizim maçtan sonra kaynamışlar o maça, bitmesini bekliyorlarmış. iyi haber duyuldu, denizli - fener maçı berabere bitti, cimbom şampiyon oldu.
10 yaşında bir çocuk, 2006 şampiyonluğunu kalbi ata ata, stresten kaldırıma oturmuş ve 16 dakika beklemişti. değmişti ama, şampiyon olduğumuzu anladığım an babama koşuşumu ve hüngür hüngür ağlayışımı hiç unutmam. ne alaka bilmiyorum istiklal marşı söylemiştik, mekan sahibi de galatasaraylıydı. o da duygulanınca istiklal marşı açtı herhalde anlamadım:)
o sezon fener’e içeride ve dışarıda kaybetmişiz, kadıköy’de 4 yemişiz, o maçı da aynı yerde izlemiştim, şampiyon olma ihtimalimiz yok gibi bir şey herkese göre. loser tarihleri tekerrür etmeye devam ediyor, durumları hala aynı. ama muazzam kadroları vardı o zamanlar. appiah, alex, tuncay... anelka denizli ile oynadıkları şampiyonluk maçında son 20 dakika kala oyuna girmişti yanlış hatırlamıyorsam, daha ne diyeyim.
cimbom yen’di. hepsini yendi. şampiyon olmuştuk, işte ben de o gün mutluluktan yıkılmıştım, ali sami yen gibi.
son maç kayseri’ye 3 atmışız, kulaklar fener maçına dönmüş. 10 yaşındayım o zamanlar. 16 koca dakika, bu gözler, bu kulaklar bir maçın hiç o kadar uzadığını görmedi, duymadı. nasıl bir adaletsizlik diyorum kendi kendime, göz göre göre bu kadar da yapılır mı? 16 dakika uzayacak ne olmuş olabilir, biz emek verirken birileri şampiyon yapılmaya mı uğraşılıyor?
sevdiğimi bekler gibi bekledim, süre sanki geçmiyordu. sonra fener maçını izleyenlerden ortak çıkan o tuhaf sesi hatırlıyorum: ‘bittiiiiieeeğğğ‘ ulan diyorum bunlar 2’yi ne ara attı da kazandılar. dünyam başıma yıkıldı o an. dedim biz bu sıradan kadroyla en iyisini zaten yaptık, ama bu kadarını yapmışken de şampiyon olmalıydık. gerets hocam için, mondragon, kabze, hasan şaş için... başım dik olsun dedim, buraya kadarmış. meğer fener maçını izleyen grubun yarısı galatasaraylıymış. bizim maçtan sonra kaynamışlar o maça, bitmesini bekliyorlarmış. iyi haber duyuldu, denizli - fener maçı berabere bitti, cimbom şampiyon oldu.
10 yaşında bir çocuk, 2006 şampiyonluğunu kalbi ata ata, stresten kaldırıma oturmuş ve 16 dakika beklemişti. değmişti ama, şampiyon olduğumuzu anladığım an babama koşuşumu ve hüngür hüngür ağlayışımı hiç unutmam. ne alaka bilmiyorum istiklal marşı söylemiştik, mekan sahibi de galatasaraylıydı. o da duygulanınca istiklal marşı açtı herhalde anlamadım:)
o sezon fener’e içeride ve dışarıda kaybetmişiz, kadıköy’de 4 yemişiz, o maçı da aynı yerde izlemiştim, şampiyon olma ihtimalimiz yok gibi bir şey herkese göre. loser tarihleri tekerrür etmeye devam ediyor, durumları hala aynı. ama muazzam kadroları vardı o zamanlar. appiah, alex, tuncay... anelka denizli ile oynadıkları şampiyonluk maçında son 20 dakika kala oyuna girmişti yanlış hatırlamıyorsam, daha ne diyeyim.
cimbom yen’di. hepsini yendi. şampiyon olmuştuk, işte ben de o gün mutluluktan yıkılmıştım, ali sami yen gibi.