• 26
    bu tartışmaya uzun bir entry ile girecektim ancak şuan kafam almıyor konsantre olamıyorum açıkçası. ancak bir iki şeye değinmek istiyorum. farklı sistemlerden oluşan ligler olduğu için bazı kıyaslar yanlış yapılıyor.

    kişisel tercihleri bir kenara bırakarak bunu yazacağım. yani ben buraya 12 sayfa yazı yazsam da keyif alma hususu subjektif olduğu için çöpe gider. nba'de savunma yapılmıyor yanlış bir önerme. teknik olarak bunu avrupa ile kıyaslamamız biraz zor ama iki örnek vereyim. avrupa'da drop savunması düzenli olarak yapılıyor. bu bir tercihten de öte biraz oyuncuların getirdiği bir zorunluluk hatta. fenerbahçe'nin avrupa'yı salladığı dönemdeki en önemli özelliklerinden biri show up yaptıktan sonra çok iyi bir şekilde recovery savunması yapabilmesiydi. çünkü bunu delebilecek oyuncu ve kurgu sayısı az olduğu için düzenli olarak bunu yapabiliyorlardı. (bu sebepten çabuk guardlara karşı hep sıkıntı yaşadılar.) tabiki de bu savunmayı yapamayacağınız durumlar var ancak bu durumlar nba'ye göre daha az. peki nedir bu savunma? perde yapan oyuncuyu savunan oyuncun rakip topla oynayan oyuncunun üzerine çıkmak yerine içeride potaya yakın bekleme hali. bu nba'de yapılmıyor mu? yapılıyor ama seçilerek yapılması gerek zira cezalandırabilecek oyunları çok var.

    https://youtu.be/hJgeHYoOghQ?t=12

    örnek vereyim bu bir drop savunmasıdır ve kimse bu savunmayı eleştiremez. yanlış bir savunma yapmıyor burada anthony davis ancak bunun gibi anları yaratabilen oyuncu sayısı bir hayli fazla. aynı şekilde nba'in vasatları da aslında iyi. yani demeye çalıştığım nba'deki savunulması zor oyuncuların fazlalığı. avrupa'daki oyuncuları daha kolay savunabiliyorsunuz o yüzden gözünüz bunu seçiyor. yoksa teknik olarak çok kapsamlı savunmalar nba'de var ve iyi savunma yapmadan başarılı olamazsınız.

    kıyas için bir başka örnek avrupa'daki iyi savunmacıların nba'ye gittiğinde aynı savunmacı değerini göstermemesi de kullanılabilir.

    bir başka hadise şu 82 maç muhabbet. arkadaşlar nba'de çok maç var. tabi ki de maç yoğunlukları başlarda düşük olacak. başka bir çıkar yolu yok bunun. ama bu kümülatif olarak yoğun maçların (normal sezonda) el'den altta olduğu anlamına gelmiyor. adım adım artan bir şey olmak zorunda bu, yoksa seneyi bitiremezler.

    bunun gibi eklemek istediğim bir iki şey var ama asıl değinmek istediğim konuya değinemedim bile ve bu yazının kısa olması gerekiyordu. özetle nba bir harlem şov değil. gayet ciddi bir organizasyon (oynanan oyun, konan akıl dahil) ve el'nin teknik olarak buna yaklaşma şansı yok. asıl ben bunun sebebini yazmak istiyordum. hadi ona geçelim.

    4-5 yıl önce bir istatistik görmüştüm. bu istatistik ncaa'deki (amerika'nın kolej ligi - alt yapı gibi düşünün-) sporcuların %12 civarı profesyonel olduğunu söylüyordu. (bu arada curling izleyeni bile anlarım da ncaa izleyeni anlamıyorum.) bu oran çok ilginç. zira bahsettiğimiz ülke bir kıtayı kapatmış 300 milyonun üzerinde insanı olan bir ülke. nasıl bir elek olduğunu siz düşünün. bir de dışarıdan da oyuncu topluyor. avrupa'yı donunda sallayan oyuncuların önemli bir kısmı geri dönmek zorunda kalıyor, bir kısmı değerli bir oyuncu olabiliyor. arada bir tane doncic çıkınca da gidiyorlar bu adamı ligin yüzü yapıyorlar. yani yetenekli olmanız yeterli değil, bilgili de olmanız gerekiyor. bunlar da yeterli değil fiziksel olarak ayak uydurmanız da gerekiyor. çok fazla elek var nba için. bütün olay bu. avrupa bu üretimi yakalayamaz. basketbol amerikada'ki en popüler spor olmasa bile (galiba nba 2. sıraya çıktı ama emin değilim) o kadar fazla insan ve para var ki üretim ortaya çıkıyor. böyle bir güçle avrupa'da mücadele edemezsiniz. zira zannedilenin aksine basketbol avrupa'nın ikinci sporu değil. bazı ülkeler için bu geçerli ama kümülatif bir şekilde avrupa'da ikinci olabilmiş bir spor değil. haliyle bir kıtayla bu tarz bir organizasyonla mücadele edemezsiniz.

    bu ayıp mı, kötü mü? yoo... avrupa basketbolu gayet de basketbol severler için tatmin edici olabilir. (ben el'yi eleştirdiğim için tatmin edici diyemem.) o yüzden bu tarz bir versusa girmenin de çok bir mantığı yok. illa 1. olan değerli değil bu dünyada. bu tuzağa düşmemek gerek.

    edit: ha ha uzun olmayacaktı di mi? keyifli de bir yazı olmadı. yapacak bir şey yok.
App Store'dan indirin Google Play'den alın