• 225
    sene 2008, aylardan mayıs. beşiktaş altyapısında sol bek oynuyorum. u-11 takımıyla özel bir turnuva için avusturya'ya gideceğiz.
    yalnız benim şöyle bir sorunum var, geceleri foşur foşur altıma işiyorum, annem yatarken altıma muşamba seriyor, hatta affedersiniz bebek gibi götümü bezliyor o sıralar. akşam 5'ten sonra su bile içmiyorum, doktorlara gidiyorum, yok fayda etmiyor. her gece işiyorum. bazen bir gecede iki kez işediğim bile oluyordu. velhasıl annem seyahat için bavuluma bol bol don koydu, çöp poşeti bile koydu sabah uyandığında sidikli donlarını bunda biriktir diye. çöpe de attırmıyor geri getirtecek bana poşetle.

    seyahat edildi, turnuvanın oynanacağı şehre varıldı, otele yerleştik. hoca kim kiminle beraber kalacak açıkladı. her odada 3 kişi kalıyor. bizim odada ben, ahmet ve şimdi adını hatırlayamadığım bir arkadaş kalıyoruz. odada 1 adet çift kişilik, 1 adet tek kişilik yatak var. tek kişilik yatakta sırayla yatacağız. ilk gece ben ve ahmet çiftlideyiz.

    bismillah dedik uyuduk. sabah bir kalktım işememişim, yıllardır alışkın olduğum o ıslaklık yok. ve daha iyi haber, ahmet altına işemiş. göl etmiş kendi tarafını. tabi hepimiz görüyoruz bütün takımın alay konusu oluyor sidikli ahmet.

    geliyoruz ikinci geceye, yine ikili yataktayım bu kez dün ahmet'in işediği tarafta ben yatıyorum. ahmet tekli yatakta yatacak. çarşaf değişmiş ancak konusu olmadan uyuyoruz.

    sabah uyandığımda işediğim gerçeğiyle yüzleştim. ilk ben uyandığım için hemen üstümü değiştirip tekrar yatağa girdim, arkadaşlar uyanınca bir manevrayla "ıyy çarşafı değiştirmemişler bak dün ahmet'in sidiği duruyor hala" şeklinde bir yalanla sıyrılabildim. şu an saçma geliyor ancak o zaman yırtmıştım bu şekilde. nasıl yedilerse artık. bu arada ahmet tekli yatağa da işemiş o gece. hala altına işeyen damgasından yırtmış vaziyetteyim.

    son 1 gece daha var, o geceyi de atlatmam lazım. akşam otele, odalara döndüğümüzde yaşanan olay iyiden iyiye korkutmaya başladı beni. ahmet ve diğer arkadaş bir kavgaya tutuştular, olay duyuldu hoca bunlara bağırdı çağırdı derken ahmet'i başka bir odaya gönderdi. bizim odaya da başka bir arkadaş geldi. artık suçu üzerine atabileceğim ahmet yoktu. o gece işememek için tanrıya yalvararak tekli yatakta uyudum. sabah yine herkesten önce kalktım, işemiştim. hemen üstümü değiştirip yatağı düzelttim, sidikli çarşafı yorganın altına gizlediğimden bir sorun yoktu. bu geceyi de böyle atlatmıştım çok şükür.

    turnuvada sistem çok ilginçti. maçlar 15-20 dakika civarı sürüyordu ve bir günde 3-4 tane maça çıkıyorduk. son günün akşamı da turnuvayı tamamlayıp dönüş için yola çıkacağız. ancak şöyle bir sorun oluştu. hatırladığım kadarıyla iki maçımız arasında saatler vardı ve hocamız otele dönüp bu süreyi dinlenerek geçirmemizi uygun gördü. döndük dağıldık odalara, ben hemen çaktırmadan işediğim yatağı kontrol ettim. sidikli çarşaf hala değiştirilmemişti. bir süre sonra boğuşmak şakalaşmak amaçlı neredeyse bütün takım bizim odaya doluştu. ben de girdim yatağa, çektim yorganı üstüme sidiğin üstüne yattım.

    odanın halini görmeniz lazım, herkes bir dövüş, güreşme halinde. tabiri caizse toz duman yani ortalık. ben yatağa kelepçelenmiş gibi yatıyorum. biri kafama yastık fırlatıyor, öbürü kolumdan tutup çekmeye çalışıyor ama yok. yapıştım yatağa kalkmadım o hengame bitene kadar. ve nihayet hiç kimse gece altıma işediğimi öğrenemeden turnuvayı tamamladık, eve döndük.

    ahmet okuyorsa şu an buradan özür dilemek isterim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın