• 400
    çok gereksiz bir puan kaybıyla noktalandı maalesef. ligin en az gol atan takımına karşı golü bulmuşken, üstelik rakip 10 kişi kalmışken o golü yemeyeceksin.

    puan kaybına rağmen öncelikle pozitiflere bakmak gerekirse, takım olarak özellikle ilk yarıda girdiğimiz yüksek sayıda gol pozisyonu, taylan'ın ortalama üzerinde tutmaya devam ettiği formu ve feghouli'nin içe geçmenin de etkisiyle oyuna daha fazla etki etme gayretini sayabiliriz.

    ancak diğer taraftan negatifler çok; her şeyden önce muhtemelen tüm planlarda 3 puan yazılan bir maçtan, üstelik rakip 10 kişi kaldıktan sonra 1 puan ile dönülmesi, başta fatih ve diagne olmak üzere vasat oyuncu performansları (atanın ve tutanın iyi olacak) ve golü yedikten sonraki -uzatmalarla beraber- 25 dakikada takımın gerekli reaksiyonu gösterememiş olması.

    bir de tabii sadece bu maç özelinde değil, genel olarak fiziksel yetersizliğimiz bizi çok geriye çekiyor. takıma baktığımızda fiziksel özellikleriyle fark yaratan oyuncu neredeyse sayamıyoruz. çok güçlü, çok dayanıklı, çok süratli diyebileceğimiz oyuncumuz yok. sakatlık öncesi luyindama kuvvetiyle (ki sakatlık sonrası henüz o noktaya ulaşamadı), omar dayanıklılığıyla (ki o da bir türlü devamlılık sağlayamadı), saracchi de süratiyle biraz ön plana çıkıyor, ancak çok üst seviyede değiller. geçen sene onyekuru'nun tek başına süratiyle ne kadar fark yarattığını hatırlayalım.
    fiziksel anlamda üst düzey oyuncu bulmakta zorlandığımız takımımızda vasat diyebileceğimiz ise bir çok oyuncu mevcut; ürkek linnes, halı saha temposunda oynayan feghouli, sahada gezinen diagne, kasları tempoya el vermeyen falcao, emeklilikten dönen arda, kuvveti minimal emre akbaba... türkiye liginde bu fizik kaliteyle işimiz çok zor.

    son olarak çok kısa görme şansımız olsa da, kerem oyuna girdikten sonra mantalite olarak sorumluluk almaktan kaçınmayan ve kaleyi düşünen bir profil çizdi, oğulcan'ın ürkekliğinin aksine daha fazla katkı yapabilir gibi göründü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın