9
kimi sevip kimi sevmediği umurumda değil. mustafa cengiz yönetiminin mucizeler yarattığını da düşünmüyorum ama oluşturmak istenilen algının sonuna kadar karşısında duracağım.
(bkz: #3012137)
ilgili girdisinde mali veriler üzerinden yaptığı analiz şu dünyada en nefret ettiğim şeyin karşılığıdır.
dönemin koşulları, piyasa şartları gibi durumlar tamamen göz ardı edilmiş.
izmir'de babasından 2 yıl önce batık şekilde devralmış, bir de bonus olarak deprem sonrası tüm malları apartman altında kalan bir şirketin verilerini ve yöneticisini "yahu sen batmışsın, niye önlem almadın, niye dikkat etmedin, niye öngörmedin, maaş ödemek için masayı satmışsın" diyerek analiz etmekle eşdeğerdir.
buraya kadar yazdıklarına tamam peki bile diyebilirim
ama şu kısım tam anlamıyla rezalet.
--- alıntı ---
"nasıl ki mahkemelerin şike davasını aklaması kamuoyu gözünde bir aklanmaya sebep olmadıysa, bu karar da mustafa cengiz yönetiminin genel kurul tarafından ibra edilmediği gerçeğini değiştirmeyecektir."
--- alıntı ---
cümlenin güzelliğine ve büyüklüğüne ben hayran kaldım şahsen ve elimde olmadan hadi ya ? gerçekten mi ? diye iç geçirdim.
bin kere anlatıldı, bir yönetim mali olarak ibra oluyorsa idari olarak ibra etmemenin bir karşılığı yok bu" ben denize girdim ama ıslanmadım" demekle eş değer diye hatta ördekle bile anlattık ama yok beylerimiz tatmin olmamış.
mustafa cengiz yönetimi batmış bir şirket devraldı, mustafa cengiz yönetimi malı mülkü satılmış bir kulüp devraldı, kulübün malını mülkünü satıp 4 futbolcu alan adamı ibra etti bu genel kurul o nedenle mustafa cengiz'i dünya tarihinin gördüğü en büyük kriz ortamındaki sayısal verilerle suçlamasına şaşırmıyorum çünkü mustafa cengiz aday olmasa kulübün geleceğini satan adamı tekrar seçecekti o genel kurul. o adama oy veren 1623 kişi vardı bu kulübün genel kurulunda mustafa cengiz bu adama karşı 1703 oyla seçildi.
şimdi çıkmış utanmadan "manüpülüü ediliyorsunuz" diyor insanlar.
mustafa cengiz yönetimi kötü yönetim olabilir ama bu kulübü onlar batırmadı. "geleceğe bakıyoruz" güzel söylemdir ama geçmişi hatırlamadan geleceğe bakanın geleceği geçmişinden farklı olmaz. bu kulübü batıran mustafa cengiz değil liseci yönetimler ve onlara oy veren genel kuruludur.
o nedenle genel kurul adaletin hüküm sürdüğü bir yer değildir. nadir durumlar hariç hiç olmamıştır.
ayrıca o şike davası örneğine çok sert tepki verirdim ama kırıcı olmak istemiyorum.
ekleme : yazdıklarımın herhangi bir yerinde kendisine şu'cu ya da bu'cu demedim. benim demediğim şeyler üzerinden sosyal mesaj vermeyin. yazdıklarım çok açık yaptığı analizin tek taraflı ve adaletsiz olduğunu düşünüyorum. yazarın kişiliğine tek sözüm yok. ayrıca kendisine herhangi bir baskı da yok. fikirlerini yazıyorsa karşı görüşlerin kendisine yanıt vermesi kadar doğal bir şey yok. olayları dramatize etmeyin.
(bkz: #3012137)
ilgili girdisinde mali veriler üzerinden yaptığı analiz şu dünyada en nefret ettiğim şeyin karşılığıdır.
dönemin koşulları, piyasa şartları gibi durumlar tamamen göz ardı edilmiş.
izmir'de babasından 2 yıl önce batık şekilde devralmış, bir de bonus olarak deprem sonrası tüm malları apartman altında kalan bir şirketin verilerini ve yöneticisini "yahu sen batmışsın, niye önlem almadın, niye dikkat etmedin, niye öngörmedin, maaş ödemek için masayı satmışsın" diyerek analiz etmekle eşdeğerdir.
buraya kadar yazdıklarına tamam peki bile diyebilirim
ama şu kısım tam anlamıyla rezalet.
--- alıntı ---
"nasıl ki mahkemelerin şike davasını aklaması kamuoyu gözünde bir aklanmaya sebep olmadıysa, bu karar da mustafa cengiz yönetiminin genel kurul tarafından ibra edilmediği gerçeğini değiştirmeyecektir."
--- alıntı ---
cümlenin güzelliğine ve büyüklüğüne ben hayran kaldım şahsen ve elimde olmadan hadi ya ? gerçekten mi ? diye iç geçirdim.
bin kere anlatıldı, bir yönetim mali olarak ibra oluyorsa idari olarak ibra etmemenin bir karşılığı yok bu" ben denize girdim ama ıslanmadım" demekle eş değer diye hatta ördekle bile anlattık ama yok beylerimiz tatmin olmamış.
mustafa cengiz yönetimi batmış bir şirket devraldı, mustafa cengiz yönetimi malı mülkü satılmış bir kulüp devraldı, kulübün malını mülkünü satıp 4 futbolcu alan adamı ibra etti bu genel kurul o nedenle mustafa cengiz'i dünya tarihinin gördüğü en büyük kriz ortamındaki sayısal verilerle suçlamasına şaşırmıyorum çünkü mustafa cengiz aday olmasa kulübün geleceğini satan adamı tekrar seçecekti o genel kurul. o adama oy veren 1623 kişi vardı bu kulübün genel kurulunda mustafa cengiz bu adama karşı 1703 oyla seçildi.
şimdi çıkmış utanmadan "manüpülüü ediliyorsunuz" diyor insanlar.
mustafa cengiz yönetimi kötü yönetim olabilir ama bu kulübü onlar batırmadı. "geleceğe bakıyoruz" güzel söylemdir ama geçmişi hatırlamadan geleceğe bakanın geleceği geçmişinden farklı olmaz. bu kulübü batıran mustafa cengiz değil liseci yönetimler ve onlara oy veren genel kuruludur.
o nedenle genel kurul adaletin hüküm sürdüğü bir yer değildir. nadir durumlar hariç hiç olmamıştır.
ayrıca o şike davası örneğine çok sert tepki verirdim ama kırıcı olmak istemiyorum.
ekleme : yazdıklarımın herhangi bir yerinde kendisine şu'cu ya da bu'cu demedim. benim demediğim şeyler üzerinden sosyal mesaj vermeyin. yazdıklarım çok açık yaptığı analizin tek taraflı ve adaletsiz olduğunu düşünüyorum. yazarın kişiliğine tek sözüm yok. ayrıca kendisine herhangi bir baskı da yok. fikirlerini yazıyorsa karşı görüşlerin kendisine yanıt vermesi kadar doğal bir şey yok. olayları dramatize etmeyin.