2243
kendine tas bir oyun tarzı olan fakat loser olmaktan kendini kurtaramayan teknik direktör. bunda oyun anlayışını ısrarla değiştirmeyişin etkisi olduğunu düşünüyorum.
tek nispeten başarılı olduğu yer başakşehir. maaş ödeme sıkıntısı olmayan, mali olarak yıldız oyuncu alabilen, iyi bir scout ağı olan ve seyirci baskısı olmayan bir takımda ilk 4’e her sene atabildi kendisini. 1-0’a kitlediği oyun anlayışının dezavantajı ve baskıyı kaldıramaması nedeniyle son sene şampiyonluğu 8 puandan verdi.
ardından beşiktaş macerası. taraftar baskısı olan, ödemelerde zorluk çeken bir takıma gitti. belli
bir medyasının olması avantajdı, kullanamadı. başakşehir’in tam zıttı bir iklimdi kendisi için ödeme artı taraftar baskısı ve haliyle büyük çuvalladı. kötü yapılan transferlerde kendisinin de payı var.
şimdi trabzon macerası başlıyor. trabzon devletteki güçlü lobisi ve maaş bütçesini minimum seviyelere indirdiği için ödeme güçlüğü yok. her ne kadar bu lobideki en güçlü unsurlarından biri dün itibariyle istifa etmişse de trabzon devlette güçlü, bir problem olacağını sanmıyorum. mali sıkıntı olmaması avcı için avantaj, iyi bir motivatör olmadığı belli ve arma için oynayın edebiyatına girmek durumu kalmayacak. menajer bağlantısı ya da scout ağı, hangisinden kaynaklı bilmiyorum ama trabzon sörloth, nwakaeme, novak, ekuban gibi iyi oyuncuları düşük maliyetlerle çözebiliyor. sistemine uygun kadro kurabilir buradan. altyapı konusunda da oyuncu çıkarabilen bir takım, eski bir altyapı hocası olarak buradan da yararlanabilir.
ama buranın da öyle bir taraftar baskısı, insan yapısı ve yerel medyası var ki, avcı’nın trabzon’daki ömrünü kısaltan muhtemelen bu olacak. taka gazetesi gibi bir gerçeği var trabzon şehrinin. abdullah avcı gibi stresi yönetemeyen kırılgan bir yapının bu iklimde tutunması imkansız. keyifli birkaç maç, başka antrenörlerle karşılıklı düello izletse yeter. iyi kötü bir renk katar bu lige.
tek nispeten başarılı olduğu yer başakşehir. maaş ödeme sıkıntısı olmayan, mali olarak yıldız oyuncu alabilen, iyi bir scout ağı olan ve seyirci baskısı olmayan bir takımda ilk 4’e her sene atabildi kendisini. 1-0’a kitlediği oyun anlayışının dezavantajı ve baskıyı kaldıramaması nedeniyle son sene şampiyonluğu 8 puandan verdi.
ardından beşiktaş macerası. taraftar baskısı olan, ödemelerde zorluk çeken bir takıma gitti. belli
bir medyasının olması avantajdı, kullanamadı. başakşehir’in tam zıttı bir iklimdi kendisi için ödeme artı taraftar baskısı ve haliyle büyük çuvalladı. kötü yapılan transferlerde kendisinin de payı var.
şimdi trabzon macerası başlıyor. trabzon devletteki güçlü lobisi ve maaş bütçesini minimum seviyelere indirdiği için ödeme güçlüğü yok. her ne kadar bu lobideki en güçlü unsurlarından biri dün itibariyle istifa etmişse de trabzon devlette güçlü, bir problem olacağını sanmıyorum. mali sıkıntı olmaması avcı için avantaj, iyi bir motivatör olmadığı belli ve arma için oynayın edebiyatına girmek durumu kalmayacak. menajer bağlantısı ya da scout ağı, hangisinden kaynaklı bilmiyorum ama trabzon sörloth, nwakaeme, novak, ekuban gibi iyi oyuncuları düşük maliyetlerle çözebiliyor. sistemine uygun kadro kurabilir buradan. altyapı konusunda da oyuncu çıkarabilen bir takım, eski bir altyapı hocası olarak buradan da yararlanabilir.
ama buranın da öyle bir taraftar baskısı, insan yapısı ve yerel medyası var ki, avcı’nın trabzon’daki ömrünü kısaltan muhtemelen bu olacak. taka gazetesi gibi bir gerçeği var trabzon şehrinin. abdullah avcı gibi stresi yönetemeyen kırılgan bir yapının bu iklimde tutunması imkansız. keyifli birkaç maç, başka antrenörlerle karşılıklı düello izletse yeter. iyi kötü bir renk katar bu lige.
