40486
milli takımımız, almanya'da kalmıştı. fiziken rusya'daydılar ama ruhen maça gelmemiş gibilerdi. düşünün kalecimiz mert bile ayağıyla attığı pasta hata yaptı. inanılmaz pas hataları yaptık, hücumda hiç top tutamadık, çalhanoğlu en çok istediği yerde; 10 numara pozisyonunda topla buluşamadı ve rusya tamamen oyunun hakimi oldu.
artem dzyuba, ozan kabak'ı ezdi. bütün savunmamızı geriye yasladı. arkasında oynayan miranchuk ve 8 numara pozisyonundaki zobnin ile sürekli dörtlenen santrfor arkasındaki oyuncuların tümü etkili oldu. 3'ü çok net 4 pozisyon buldular birini attılar. ilk yarıyı 1-0 geride bitirmemiz şansımızdı.
şenol hoca, ilk yarıya 4-2-3-1 başlatmıştı, devrenin sonlarına doğru 4-4-2'ye döndürdü takımını. 2. devreye kenan-burak ikili santrfor önde baskıya devam ettiler. cengiz, efecan'ın yerine oyuna girdi hakan sağda daha çok topla buluştu ve etkili oldu. ozan tufan bloklar arası koordinasyonu harika sağladı. ama 2. yarıda asıl etken dzyuba'yı ozan yerine merih'in tutmasıydı. bu eşleşme ile hem merih, dzyuba'yı etkisizleştirdi hem de ozan kabak süpürücü pozisyonunda daha da öne çıktı.
cengiz - zeki kanadından müthiş yüklendik, aynı üretkenliği sol kanatta yapamadık. umut meraş'ın yerine daha hücum beki bir sol savunmacı bulmalıyız. bu devrede golü bulduk, 2 topumuz direkten döndü ve cengiz'in bir vuruşunu da kaleci harika çıkardı. ama son dakikada zeki ile bulunan harika pozisyonda golü yapabilmeli ve 3 puanla dönmeliydik.
bir kez daha belli oldu ki biz türkiye olarak, "mücadele takımı" değiliz, "kendi sahamızda bekleyelim çıkalım" takımı da değiliz. biz hep oynamak zorunda olan bir takımız. muhakkak kaliteli ayaklarımızla bir oyun planı oluşturabilecek bir ekibiz. fiziken diri oldukları müddetçe cengiz-hakan-abdülkadir-ozan tufan-orkun kökçü gibi oyuncuların hep sahada olması lazım.
dün ilk devrede 1-0'a dua eden bir takım idik; 2. devrede rusya yenilmediğine dua ediyordu. aradaki fark oyun mantalitemizdeydi. "önce durdur sonra vur" klasik klişesi bize göre değil. sırbistan'ı yenersek kalan 2 maçta 6 puan da alabileceğimizi düşünüyorum.
serdar ali çelikler
(bkz: 11 ekim 2020 rusya türkiye maçı)
artem dzyuba, ozan kabak'ı ezdi. bütün savunmamızı geriye yasladı. arkasında oynayan miranchuk ve 8 numara pozisyonundaki zobnin ile sürekli dörtlenen santrfor arkasındaki oyuncuların tümü etkili oldu. 3'ü çok net 4 pozisyon buldular birini attılar. ilk yarıyı 1-0 geride bitirmemiz şansımızdı.
şenol hoca, ilk yarıya 4-2-3-1 başlatmıştı, devrenin sonlarına doğru 4-4-2'ye döndürdü takımını. 2. devreye kenan-burak ikili santrfor önde baskıya devam ettiler. cengiz, efecan'ın yerine oyuna girdi hakan sağda daha çok topla buluştu ve etkili oldu. ozan tufan bloklar arası koordinasyonu harika sağladı. ama 2. yarıda asıl etken dzyuba'yı ozan yerine merih'in tutmasıydı. bu eşleşme ile hem merih, dzyuba'yı etkisizleştirdi hem de ozan kabak süpürücü pozisyonunda daha da öne çıktı.
cengiz - zeki kanadından müthiş yüklendik, aynı üretkenliği sol kanatta yapamadık. umut meraş'ın yerine daha hücum beki bir sol savunmacı bulmalıyız. bu devrede golü bulduk, 2 topumuz direkten döndü ve cengiz'in bir vuruşunu da kaleci harika çıkardı. ama son dakikada zeki ile bulunan harika pozisyonda golü yapabilmeli ve 3 puanla dönmeliydik.
bir kez daha belli oldu ki biz türkiye olarak, "mücadele takımı" değiliz, "kendi sahamızda bekleyelim çıkalım" takımı da değiliz. biz hep oynamak zorunda olan bir takımız. muhakkak kaliteli ayaklarımızla bir oyun planı oluşturabilecek bir ekibiz. fiziken diri oldukları müddetçe cengiz-hakan-abdülkadir-ozan tufan-orkun kökçü gibi oyuncuların hep sahada olması lazım.
dün ilk devrede 1-0'a dua eden bir takım idik; 2. devrede rusya yenilmediğine dua ediyordu. aradaki fark oyun mantalitemizdeydi. "önce durdur sonra vur" klasik klişesi bize göre değil. sırbistan'ı yenersek kalan 2 maçta 6 puan da alabileceğimizi düşünüyorum.
serdar ali çelikler
(bkz: 11 ekim 2020 rusya türkiye maçı)