11
her kurum gibi spor kluplerinde de cok ama cok onemli olan bilginin ve haberin karsilikli dogru bir sekilde aktarilma durumudur.
aslinda mustafa cengiz yonetimi basligi altinda yazmistim fakat asagidaki icerigin bu baslik altinda bulunmasinin daha dogru olduguna karar verdim. koskoca klupte iletisimden anlayan, kendini dogru anlatmayi becerebilen kimsenin olmamasi gercekten hayret verici.
oncelikle belirteyim mustafa cengiz'in basarisiz bir baskanlik gecirdigini dusunmuyorum. fakat yaptiklariyla ve belki de yapmayi planladiklariyla kendilerini pazarlayamamalari, taraftari surekli oyalayan durumda gozukmeleri insani inanilmaz sasirtiyor.
elimizdeki donelere baktigimizda:
1) ffp kiskacindan dolayi son yillarda hep al-sat dengesini tutturmak zorundaydik. bu sene son senemize giriyoruz ve kontrollu de olsa harcamalarimizi artirma sansimiz mevcut.
2) bankalar birligi ile yapilan anlasmada yeniden yapilandirmada final asamasinda oldugumuz konusuluyor. diger klupler gibi borclarimiz 2 yili geri odemesiz olacak sekilde 10 yillik bir surece yayilacak. boylece odeme dengemiz oturacak.
3) euro kuru 9.15 olmus ve klubun en buyuk harcama kalemi olan sporcu maaslarinin buyuk cogunlugu bu kura endeksli. dolayisiyla, zaten belimiz (diger klupler gibi) bukulmus durumda.
4) giderler almis basini gitmis, fakat pandemiden dolayi bunlari karsilayacak gelir de yok. yine en onemli gelir kalemlerinden biri olan stad gelirleri neredeyse dibe vurmus, yayinci kurulustan gelecek para ise surekli pazarlik halinde ve gec aliniyor. dolayisiyla, burada da hareket alanimiz az.
5) elimizdeki yuksek kontratlar (feghouli, belhanda, babel, falcao vs.) sayesinde oyuncu satisi gerceklestiremiyoruz ve finansal anlamda buyuk zorluklar cekiyor, maas yukumuzu istedigimiz seviyeye getiremiyoruz.
kendi tarafimizdaki notlari bir kenara birakarak, bu sene tum kamuoyunun sampiyon olmasini bekledigi fenerbahce'ye bakiyoruz:
1) son yillarda hicbir avrupa geliri olmamasina ragmen surekli takim yenilenmis.
2) bu sene son takviyelerle birlikte neredeyse 18 oyuncu alinmis. eski kontratlari da sayarsak 22-23 futbolcudan olusan bir havuz olusmus (buyuk cogunlugu euro endeksli).
3) bizim elimizden kaptiklarini dusundukleri mert hakan 1.8 milyon euro'ya yakin bir maasla sozlesme imzalamasina ragmen birakin ilk 11'i, kendi mevkisinde ikinci yedek konumunu bile kaybetmis.
4) bu sene sampiyon olsalar bile, uefa'dan ceza yeme ihtimallari cok ama cok yuksek. hatta bu kadar transferi onumuzdeki sene transfer yasagini goz onune alarak yapmis olma ihtimalleri de gayet olasi. ayrica, yukarida bahsettigim ulkenin ve dunyanin icinde bulundugu ekonomik kosullari da goz onune alirsak, avrupa gelirlerinden yoksun bir sekilde bu kadar buyuk bir kulfetin altindan kalkma ihtimalleri oldukta zor. fakat koltugunu kaybetmek istemeyen ali koc, gozunu karartmis bir sekilde elinden geleni ardina koymuyor ve psikolojik olarak diger takimlara zarar veriyor.
tekrardan iletisimsizlik konusuna gelirsek eger, bizim yonetimimiz (ozellikle abdurrahim albayrak):
1) bugune kadar "galatasaray'da transfer bitmez", "taraftarimiz rahat olsun en iyisini alacagiz", "50 gunumuz var, taraftarimiz bize guvensin" gibi hamaset dolu, ici bos sozleri kullanmasalardi;
2) mevcut ekonomik ve finansal kosullara vurgu yaparak, ffp'de son senemiz oldugunu, klubun bu seneyi de kar ederek kapatmasi halinde ffp illetinden bir sureligine kurtulacagimizi dile getirselerdi;
3) yuksek kontratlardan cikmak icin ellerinden geleni yaptiklarini, alabilirlerse oyuncu almak istediklerini, fakat uygun oyuncu bulunamamasi durumunda mecburen de olsa bu seneyi transfer yapmadan (veya minimum transferle) kapatacaklarini taraftara vurgulasalardi;
4) kimseyi alamasak bile altyapimizdaki onemli degerlerin (emin, ali yavuz, atalay, suleyman vs.) bu sene rotasyonda kullanilmasini istediklerini kamuoyu ile paylassalardi; ve son olarak
5) diger kluplerin harcama limitlerini asmalarinin kendilerinin umrunda olmadigini, bu kadar transfer yukunden bugunku konjonkturde hicbir takimin altindan kalkamayacagini bizlere ustune basa basa soyleyebilselerdi, bugun bambaska bir atmosfer olusmus olacakti (fenerbahce'nin transferlerine gulup gecilecekti).
taraftarimiz yonetimin yapamadiklarina kizacagina ve tabir-i-caizse kaos ortami olusturacagina, bu zor senede beklentilerini minimumda tutarak klubun yaninda olacaklardi. bundan adim gibi eminim.
ici bos sozler, kaliplasmis, bir anlam ifade etmeyen populist soylemler kimseye fayda saglamamistir. dogru bir iletisimle ve dogru mesajlar ile belki de kahraman olabilecekken, gozden dusup kredilerini tuketmeyi sectiler. kendi tercihleridir.
ve son olarak, iletisim onemlidir.
aslinda mustafa cengiz yonetimi basligi altinda yazmistim fakat asagidaki icerigin bu baslik altinda bulunmasinin daha dogru olduguna karar verdim. koskoca klupte iletisimden anlayan, kendini dogru anlatmayi becerebilen kimsenin olmamasi gercekten hayret verici.
oncelikle belirteyim mustafa cengiz'in basarisiz bir baskanlik gecirdigini dusunmuyorum. fakat yaptiklariyla ve belki de yapmayi planladiklariyla kendilerini pazarlayamamalari, taraftari surekli oyalayan durumda gozukmeleri insani inanilmaz sasirtiyor.
elimizdeki donelere baktigimizda:
1) ffp kiskacindan dolayi son yillarda hep al-sat dengesini tutturmak zorundaydik. bu sene son senemize giriyoruz ve kontrollu de olsa harcamalarimizi artirma sansimiz mevcut.
2) bankalar birligi ile yapilan anlasmada yeniden yapilandirmada final asamasinda oldugumuz konusuluyor. diger klupler gibi borclarimiz 2 yili geri odemesiz olacak sekilde 10 yillik bir surece yayilacak. boylece odeme dengemiz oturacak.
3) euro kuru 9.15 olmus ve klubun en buyuk harcama kalemi olan sporcu maaslarinin buyuk cogunlugu bu kura endeksli. dolayisiyla, zaten belimiz (diger klupler gibi) bukulmus durumda.
4) giderler almis basini gitmis, fakat pandemiden dolayi bunlari karsilayacak gelir de yok. yine en onemli gelir kalemlerinden biri olan stad gelirleri neredeyse dibe vurmus, yayinci kurulustan gelecek para ise surekli pazarlik halinde ve gec aliniyor. dolayisiyla, burada da hareket alanimiz az.
5) elimizdeki yuksek kontratlar (feghouli, belhanda, babel, falcao vs.) sayesinde oyuncu satisi gerceklestiremiyoruz ve finansal anlamda buyuk zorluklar cekiyor, maas yukumuzu istedigimiz seviyeye getiremiyoruz.
kendi tarafimizdaki notlari bir kenara birakarak, bu sene tum kamuoyunun sampiyon olmasini bekledigi fenerbahce'ye bakiyoruz:
1) son yillarda hicbir avrupa geliri olmamasina ragmen surekli takim yenilenmis.
2) bu sene son takviyelerle birlikte neredeyse 18 oyuncu alinmis. eski kontratlari da sayarsak 22-23 futbolcudan olusan bir havuz olusmus (buyuk cogunlugu euro endeksli).
3) bizim elimizden kaptiklarini dusundukleri mert hakan 1.8 milyon euro'ya yakin bir maasla sozlesme imzalamasina ragmen birakin ilk 11'i, kendi mevkisinde ikinci yedek konumunu bile kaybetmis.
4) bu sene sampiyon olsalar bile, uefa'dan ceza yeme ihtimallari cok ama cok yuksek. hatta bu kadar transferi onumuzdeki sene transfer yasagini goz onune alarak yapmis olma ihtimalleri de gayet olasi. ayrica, yukarida bahsettigim ulkenin ve dunyanin icinde bulundugu ekonomik kosullari da goz onune alirsak, avrupa gelirlerinden yoksun bir sekilde bu kadar buyuk bir kulfetin altindan kalkma ihtimalleri oldukta zor. fakat koltugunu kaybetmek istemeyen ali koc, gozunu karartmis bir sekilde elinden geleni ardina koymuyor ve psikolojik olarak diger takimlara zarar veriyor.
tekrardan iletisimsizlik konusuna gelirsek eger, bizim yonetimimiz (ozellikle abdurrahim albayrak):
1) bugune kadar "galatasaray'da transfer bitmez", "taraftarimiz rahat olsun en iyisini alacagiz", "50 gunumuz var, taraftarimiz bize guvensin" gibi hamaset dolu, ici bos sozleri kullanmasalardi;
2) mevcut ekonomik ve finansal kosullara vurgu yaparak, ffp'de son senemiz oldugunu, klubun bu seneyi de kar ederek kapatmasi halinde ffp illetinden bir sureligine kurtulacagimizi dile getirselerdi;
3) yuksek kontratlardan cikmak icin ellerinden geleni yaptiklarini, alabilirlerse oyuncu almak istediklerini, fakat uygun oyuncu bulunamamasi durumunda mecburen de olsa bu seneyi transfer yapmadan (veya minimum transferle) kapatacaklarini taraftara vurgulasalardi;
4) kimseyi alamasak bile altyapimizdaki onemli degerlerin (emin, ali yavuz, atalay, suleyman vs.) bu sene rotasyonda kullanilmasini istediklerini kamuoyu ile paylassalardi; ve son olarak
5) diger kluplerin harcama limitlerini asmalarinin kendilerinin umrunda olmadigini, bu kadar transfer yukunden bugunku konjonkturde hicbir takimin altindan kalkamayacagini bizlere ustune basa basa soyleyebilselerdi, bugun bambaska bir atmosfer olusmus olacakti (fenerbahce'nin transferlerine gulup gecilecekti).
taraftarimiz yonetimin yapamadiklarina kizacagina ve tabir-i-caizse kaos ortami olusturacagina, bu zor senede beklentilerini minimumda tutarak klubun yaninda olacaklardi. bundan adim gibi eminim.
ici bos sozler, kaliplasmis, bir anlam ifade etmeyen populist soylemler kimseye fayda saglamamistir. dogru bir iletisimle ve dogru mesajlar ile belki de kahraman olabilecekken, gozden dusup kredilerini tuketmeyi sectiler. kendi tercihleridir.
ve son olarak, iletisim onemlidir.