5283
kendine, kariyerine, futbolculuğuna ve yıllardır ekmek yediği takımına saygısı olmayan oyuncu.
https://www.youtube.com/watch?v=RZtYwmOsn9Y
şu videoya bakın. bu adamın bize geldiğinde yaşı sadece 27 idi, aralık 1989 doğumlu ve 31 yaşını dahi doldurmadı. 26 yaşındayken bunları yapabilen adam ne oldu da bu hale geldi kısa sürede?
kendisinin transfer şekillerine ve transfer oluş rakamlarına bakılırsa bonservis bedellerinin düşük olduğunu, maaşın ise günden güne yükseldiğini görebilirsiniz. milli takım arkadaşı brahimi de böyleydi, çok yetenekliyken ve bir üst seviyeye çıkabilecekken porto ile sözleşmesini tamamlayıp astronomik maaş bedeline seviyesinin çok altında bir lige gitmişti.
mevzu cezayirli olmaksa bennacer, mahrez gibi örnekler de var.
taraftar seviyor, teknik direktör seviyor, beklenti büyük ve sen son iki yıldır sahada sadece yürüyorsun. tamam ligi küçümseyebilirsin ve bu ligde yürüyerek dahi fark yaratabildiğini düşünebilirsin ancak aldığın parayı şu an world class seviyede oyuncular alıyor dünyada ve bu aldığın maaştan dolayı çok daha fazlasını vermek zorundasın.
yukarıdaki videoyu incelediğimizde prime dönemi ile temel farkının fiziksel olduğunu görüyoruz tabii bir de çabalaması ve dinamik oynaması da diğer noktalar. bunları yapmadığı zaman ne çalım atabiliyor, ne top sürebiliyor ne defansa yardım ediyor ne de oyun içi sürekliliği olmadığı için doğru anlarda doğru noktalarda topla buluşsa dahi iş bitirici davranamıyor. buna en yakın örnek geçen seneki sivas ve beşiktaş maçları, bu maçlarda o golleri atsa takım pandemi sürecine lider girecek ve belki de o motivasyonla bu kadar da dibe batmayacaktı. artık kaçırdığı golleri bile umursamazlığına bağlamaya başladım çünkü bir önceki sezon çok daha zorlarını, çok daha kilit anlarda atarak takımı şampiyonluğa götüren adamdı. ligin en efektif oyuncusu olarak adlandırılan visca sahadan silinirken, feghouli hem türkiye kupası hem de ligdeki şampiyonluk maçında sorumluluk alarak takımının iki kupa kazanmasına direkt etki eden adamların başında yer alıyordu. tamam isteyince yapabiliyorsun, o zaman yine yap.
avrupa'daki en kritik maçlarımızdan birine çıktığımız dönemde, gruplara kalsak kendi maaşından fazlasını çıkartabilecekken sahada yürümeyi nasıl kaldırıyor vicdanı, gerçekten anlamıyorum. hem 4141'te içe kat eden kanat olarak hem de 4231'te oyun kurucu kanat ve 10 numara olarak oynayabilecek kaliteye, saha görüşüne sahipken bekin ve sağ iç'in kendisinin defansif defolarını taşıyarak oynamasına rağmen ileride neden şapkadan tavşan çıkarmayı bile denemiyor, onu da anlamıyorum.
her şey bir yana ne zaman galatasaray formasını ve armasını taşımak bu kadar ucuzladı? ne zaman kulübün ciddi paralar ödediği adamların sahada yatması normal karşılanır oldu da bu adam hala her maç nasıl sahaya çıkıyor anlamıyorum? futbolda romantikliği sevmem ancak bir kaç yıl önce yok pahasına takıma katılan yasin öztekin bile gidene kadar daha fazla çabalıyor, daha fazla emek gösteriyordu. o umursamaz dediğimiz, konuşmayı dahi bilmeyen sinan gümüş bile giydiği formanın ciddiyetinin daha fazla farkındaydı.
gerçekten hem kendisi için, hem babel için, hem falcao için, hem belhanda için, hem diagne için artık bıçak kemiğe dayandı. bu 5 oyuncuya takımın maaş bütçesinin yarısını öderken her birinin farklı kamburlar oluşturmasından ziyadesiyle sıkıldım. rangers maçının akşamında arkadaşlarıma şunu demiştim. "yenilmek problem değil ama yenilgiyi kabullenerek yenilmek problem." o akşam bizim maçın ardından rio ave, kendisinin 10 katı bütçeli milan'a karşı sahada varını yoğunu kötü hava koşullarında, siste ortaya koyuyordu, makas istediği kadar açılsın bizi başarısız yapan açılan makas değil, umursamaz futbolculardır.
nasılki yıllarca galatasaray alt yapısına yeteneklilerin geldiği, kalıcı olanların ise karakterli olanlar olduğu konuşulduysa, bugün sahada da aynı durum olmalıdır. galatasaray forması, galatasaray arması hiç kimse için geçmişte kazandıkları başarıların ekmeğini yedikleri ve sadece günü kurtarmak için idare ettikleri hüviyete bürünmemelidir.
yukarıda feghouli ile birlikte saydığımız 5 futbolcunun takıma verdiği katkıyı 500 bin euro kazanan oyuncular da yapabilir, en azından o zaman göndermek kolay olurdu, şimdi ise göndermek istesek bile gönderemiyor, yapılan sevr antlaşması misali sözleşmelerinin bitmesini bekliyoruz.
umarım ya bu arkadaş ve bu arkadaş gibiler, formanın ağırlığını anlar ya da bir daha bu arma altında bu tarz umursamaz oyuncular görmeyiz. aslolan galatasaraydır.
https://www.youtube.com/watch?v=RZtYwmOsn9Y
şu videoya bakın. bu adamın bize geldiğinde yaşı sadece 27 idi, aralık 1989 doğumlu ve 31 yaşını dahi doldurmadı. 26 yaşındayken bunları yapabilen adam ne oldu da bu hale geldi kısa sürede?
kendisinin transfer şekillerine ve transfer oluş rakamlarına bakılırsa bonservis bedellerinin düşük olduğunu, maaşın ise günden güne yükseldiğini görebilirsiniz. milli takım arkadaşı brahimi de böyleydi, çok yetenekliyken ve bir üst seviyeye çıkabilecekken porto ile sözleşmesini tamamlayıp astronomik maaş bedeline seviyesinin çok altında bir lige gitmişti.
mevzu cezayirli olmaksa bennacer, mahrez gibi örnekler de var.
taraftar seviyor, teknik direktör seviyor, beklenti büyük ve sen son iki yıldır sahada sadece yürüyorsun. tamam ligi küçümseyebilirsin ve bu ligde yürüyerek dahi fark yaratabildiğini düşünebilirsin ancak aldığın parayı şu an world class seviyede oyuncular alıyor dünyada ve bu aldığın maaştan dolayı çok daha fazlasını vermek zorundasın.
yukarıdaki videoyu incelediğimizde prime dönemi ile temel farkının fiziksel olduğunu görüyoruz tabii bir de çabalaması ve dinamik oynaması da diğer noktalar. bunları yapmadığı zaman ne çalım atabiliyor, ne top sürebiliyor ne defansa yardım ediyor ne de oyun içi sürekliliği olmadığı için doğru anlarda doğru noktalarda topla buluşsa dahi iş bitirici davranamıyor. buna en yakın örnek geçen seneki sivas ve beşiktaş maçları, bu maçlarda o golleri atsa takım pandemi sürecine lider girecek ve belki de o motivasyonla bu kadar da dibe batmayacaktı. artık kaçırdığı golleri bile umursamazlığına bağlamaya başladım çünkü bir önceki sezon çok daha zorlarını, çok daha kilit anlarda atarak takımı şampiyonluğa götüren adamdı. ligin en efektif oyuncusu olarak adlandırılan visca sahadan silinirken, feghouli hem türkiye kupası hem de ligdeki şampiyonluk maçında sorumluluk alarak takımının iki kupa kazanmasına direkt etki eden adamların başında yer alıyordu. tamam isteyince yapabiliyorsun, o zaman yine yap.
avrupa'daki en kritik maçlarımızdan birine çıktığımız dönemde, gruplara kalsak kendi maaşından fazlasını çıkartabilecekken sahada yürümeyi nasıl kaldırıyor vicdanı, gerçekten anlamıyorum. hem 4141'te içe kat eden kanat olarak hem de 4231'te oyun kurucu kanat ve 10 numara olarak oynayabilecek kaliteye, saha görüşüne sahipken bekin ve sağ iç'in kendisinin defansif defolarını taşıyarak oynamasına rağmen ileride neden şapkadan tavşan çıkarmayı bile denemiyor, onu da anlamıyorum.
her şey bir yana ne zaman galatasaray formasını ve armasını taşımak bu kadar ucuzladı? ne zaman kulübün ciddi paralar ödediği adamların sahada yatması normal karşılanır oldu da bu adam hala her maç nasıl sahaya çıkıyor anlamıyorum? futbolda romantikliği sevmem ancak bir kaç yıl önce yok pahasına takıma katılan yasin öztekin bile gidene kadar daha fazla çabalıyor, daha fazla emek gösteriyordu. o umursamaz dediğimiz, konuşmayı dahi bilmeyen sinan gümüş bile giydiği formanın ciddiyetinin daha fazla farkındaydı.
gerçekten hem kendisi için, hem babel için, hem falcao için, hem belhanda için, hem diagne için artık bıçak kemiğe dayandı. bu 5 oyuncuya takımın maaş bütçesinin yarısını öderken her birinin farklı kamburlar oluşturmasından ziyadesiyle sıkıldım. rangers maçının akşamında arkadaşlarıma şunu demiştim. "yenilmek problem değil ama yenilgiyi kabullenerek yenilmek problem." o akşam bizim maçın ardından rio ave, kendisinin 10 katı bütçeli milan'a karşı sahada varını yoğunu kötü hava koşullarında, siste ortaya koyuyordu, makas istediği kadar açılsın bizi başarısız yapan açılan makas değil, umursamaz futbolculardır.
nasılki yıllarca galatasaray alt yapısına yeteneklilerin geldiği, kalıcı olanların ise karakterli olanlar olduğu konuşulduysa, bugün sahada da aynı durum olmalıdır. galatasaray forması, galatasaray arması hiç kimse için geçmişte kazandıkları başarıların ekmeğini yedikleri ve sadece günü kurtarmak için idare ettikleri hüviyete bürünmemelidir.
yukarıda feghouli ile birlikte saydığımız 5 futbolcunun takıma verdiği katkıyı 500 bin euro kazanan oyuncular da yapabilir, en azından o zaman göndermek kolay olurdu, şimdi ise göndermek istesek bile gönderemiyor, yapılan sevr antlaşması misali sözleşmelerinin bitmesini bekliyoruz.
umarım ya bu arkadaş ve bu arkadaş gibiler, formanın ağırlığını anlar ya da bir daha bu arma altında bu tarz umursamaz oyuncular görmeyiz. aslolan galatasaraydır.