3
finaller öncesinde güzel bir yazı okudum bugün. aslında son zamanlarda özellikle socrates dergi (ki çok kaliteli bir iş yapılıyor o ayrı) ile moda olan her şeyi romantikleştirme, her spor mevzusundan vıcık vıcık bir hikaye çıkarma olayından hiç haz etmiyorum ben. her sporcunun belgeselinin yapılmaya başlanması falan olayın ciddiyetini öldürüyor artık sanki.
yanlış anlaşılmasın, var olan bir hikayenin güzel bir dille sunulmasını çok seviyorum, ama zorla bir hikaye var edilmesine tepkiliyim ben. kerim kılıç ki kendisi eurosport için de çeviriler yapan biridir, var olan bir hikayeyi yazmış işte playoff'lar öncesinde. zorlayıp bir hikaye yaratmamış, olanı güzel bir şekilde yazmış sadece ve bana göre nba'in en underrated koçlarından biri olan erik spoelstra'ya hak ettiği payeyi playoff'lar öncesinde vermiş. zaten sonrasında verme şansı pek olmazdı sanıyorum. çünkü favori lakers ve favori kazanırsa kaybeden bir koçu övmek günümüzde pek de geçer akçe değil.
http://plasedergi.com/...t-spoelstranin-yolu/
yanlış anlaşılmasın, var olan bir hikayenin güzel bir dille sunulmasını çok seviyorum, ama zorla bir hikaye var edilmesine tepkiliyim ben. kerim kılıç ki kendisi eurosport için de çeviriler yapan biridir, var olan bir hikayeyi yazmış işte playoff'lar öncesinde. zorlayıp bir hikaye yaratmamış, olanı güzel bir şekilde yazmış sadece ve bana göre nba'in en underrated koçlarından biri olan erik spoelstra'ya hak ettiği payeyi playoff'lar öncesinde vermiş. zaten sonrasında verme şansı pek olmazdı sanıyorum. çünkü favori lakers ve favori kazanırsa kaybeden bir koçu övmek günümüzde pek de geçer akçe değil.
http://plasedergi.com/...t-spoelstranin-yolu/