• 1777
    kendisini severdim. ama bu sevgim sadece futbol yorumculuğuna değil ülkemizde olan biteni yorumlama şekliyle de ilintiliydi.

    socrates ile yaptığı ilk programda federasyona olan borcu ve kuru sabitlemesi konusunda bein'i çok net ve kendinden emin bir şekilde savunması çok ürküttü. sebep olarak da kaçak yayınları söyledi, başka da bir şey söylemedi. karşısında salak varmış gibi, yani son yıllarda herhangi bir konuda kamuoyuna açıklama yapan herkesin tercih ettiği tarz.

    kaçak izlemeyin, kulübünüz parasını alsın dedi açık açık. bein sözleşmesinin gereğini yapmalı demedi. midemizi bulandırdı.

    dün yayınlanan socrates'teki programında da 9 kişi kalan rakibine gol atamayan fenerbahçe ile geçen yılın şampiyonu başakşehir'i çok net bir oyunla 2-0 yenen galatasaray'ı aynı derecede övdü. popülist, ne yardan ne serden yaklaşımı.

    yorumlarını da lütfen açın dinleyin, hiç bir teknik doluluk yok: daralma-genişleme, oyunu kanatlara yayma, 3-5-2, 4-2-3-1 gibi gayet kahvehanelerde de rahatlıkla şahit olabileceğiniz terimler, çıkarımlar. kendisi öyle rahat bir tavırda ki ne versem gidiyor der gibi.

    programın konsepti de ayrı facia. aynı %100 futbol gibi. hayır abi öyle değil böyle diyebilecek bir kişi veya format yok. şeytan rıdvan gibi öyledir böyledir diye anlatıp kalkıp gidiyor. sorulan sorular ya yeni soru ya da destekleyici.

    sonuç olarak şu ana kadar mehmet demirkol ve socrates işbirliği benim için büyük hayal kırıklığı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın