harry kewell

sozlukteki domino efektinin kurbani olmus cancagizimizdir. bir kisi entry girer "gitme çocugumu keserim" der, digeri gelir "yaw bi buyuk kulubuz, hem gençler geliyor artik napalim 32'lik kivil'i, vizyonumuza ters"* der, herkes hislerini fikirlerini yazar. gunun sonunda harry kewell(52) gorunur ama gerçek hayata donecek olursak durumda bir degisiklik yoktur, yani bu kadar telasa gerek yok. kewell bizim sezon sonuna kadar oyuncumuzdur ve oyle kalacaktir. diyelim ki yonetim sozlesmesini dondurmak istedi, kesinlikle kabul etmez çunku bu muhtesem adam dunya kupasinda oynayacak ve hazir olmak isteyecektir. dolayisi ile bence sozlesme dondurmak soz konusu bile degil. ayrica yabancilar arasinda onun vazgeçebilecegimiz bir isim oldugunu dusunenlere gerçekten sasiyorum. kotu anlamda soylemiyorum bunu gerçekten sasirtici, hele de nonda'nin performansini goz onunde bulundurunca (lutfen nonda-istatistik falan demeyin bana (bkz: alex hagi'yi ikiye katladi) ). atletico madrid için nonda'ya guveniyorsa teknik heyet onlari alinlarindan oper, saygilarimi sunar* ve anamizin ligine donmeye kendimi simdiden psikolojik olarak hazirlarim.

gio gelecek, kontenjan lazim diye hayiflaniyorum, hayiflaniyoruz ama bizim bu kadar kafa patlatmamiza gerek bile yok aslinda. galatasaray'imiz emin ellerde, onlarin verecegi karar en dogru karar olacaktir suphesiz. ha, butun bu soylediklerimin tersi çikar, kewell giderse, aglaya sizlaya yolculariz onu, yapacak baska sey yok... sonuçta bize her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray.

edit : bu bkz'i vermezsem olmazdi (bkz: gecenin korunde bok gibi entry girmek)