635
son 2 senedir aldığı karar neticesiyle, transfer dönemini ligin açılış maçından önce kapatan lig. yani genellikle ağustos ortasında açılış yapan lig, örneğin 15 ağustosta açılıyor ise, 14 ağustos 23:59'da transfer dönemini kapatmakta. buradaki amaçlardan biri takımların erken kurulumu ve alışım süresinin kısalması. bir diğeri ise örneğin liverpool karşısına 1. haftada mevkisel eksiklerle çıkan watfordun, 3. haftada sallıyorum city karşısında daha tam bir kadroyla çıkıp, adaletsizliğin önüne geçilmesi istenmesi. avrupada transfer dönemi kapanmasına kadar kalan ağustos sonu ve eylül başı arasındaki süreçte ise, takımların oyuncu satışına izin vermekteler, çünkü bu kuluplerin bir nevi kendi tercihi.
bu kuralın ingiltere futboluna yansıması daha çok olumlu bir şekilde oldu. zaten premier lig fa'den bağımsız şekilde ayrı bir yönetim kuruluna sahip ve kurallarda yapılan değişiklikler sürekli rekabeti hem ulusal hem de uluslararası alanda arttırıp, marka değerini korumak yönünde. belki tesadüftür ancak bu kural uygulamasından sonra, belki de yıllar sonra ilk defa 2 ingiliz takımı ucl finali oynadı. ingiliz takımları tekrardan ön plana çıkmaya, belki de ispanya hegomanyasını kırmaya başladı. (bunda tabi ispanyanın gerilemesi de söz konusu)
peki bu kuraldan ülkemizde fayda sağlayabilir miyiz?
öncelikle ingiltere ligi ve kulüpleri, bu kural değişikliğini yapabilecek maddi güce sahipti. çoğu takım, fırsat transferine ihtiyacı kalmadan deadline day'e kadar olan sürede takımlarını oluşturabilecek bütçeye sahip. türkiyede ise transferler daha çok son dakika gerçekleşen fırsat transferleri üzerinden ilerlemekte çünkü bütçeler kısıtlı. transferlerin %30'u bir kulüp tarafından kadroda düşünülmeyen oyuncuların iknası ile gerçekleşmekte. yani diğer pazarlar henüz açıkken transfer dönemini kapatmak neredeyse imkansız.
peki ingilterenin kendine yarattığı bu avantajı başka nasıl elde edebiliriz?
transfer dönemini ileriye çekmek nereden bakılsa imkansız. bunun için yapılabilecek diğer bir öneri ise ligin başlama zamanını transfer döneminin arkasına atmak. 1 eylül'de biten transfer dönemini takiben başlayan lig, bahsedilen adalet ve birlikte oynama kültürünü daha başarılı yansıtabilir. ancak burada da şöyle bir durum ortaya çıkıyor. lig eğer eylülün ilk haftası başlar ise, eylülün 10-20'si arası genellikle milli takım arası, 20-30 arasında ise ilk avrupa kupası maçları oynanmaya başlıyor. bu da avrupaya gidecek takımlarımızın ilk avrupa kupasını oynadıklarında çıktıkları resmi maç sayısının 2 ya da maximum 3 olmasına sebep olur ki, tempo ve ritm tutmamak facia ile sonuçlanabilir. sonuçta yaklaşık 12 senedir ucl ön elemesinin geçilememesi, büyük takımlarımızın bile uefa kupasında köy takımlarına elenmesinin nedeni takımların temmuz sonu ağustos başında henüz tam kadro ve tam fizik kondisyonda olmamasıdır. ayrıca akdeniz iklimi kuşağındaki ülkemizde ağustos ayı lig başlama için sert hava koşullarına sahip.
öneri:burda benim önerim 90'lı yıllarda basit bir şekilde bulduğumuz çözüm. malumunuz 90'lı yıllarda türk futbolu asıl atılımını başlatır. gs'nin man utd elemesi, bjk ajax maçları, ts aston villa maçları, ön elemelerde şu anki durumumuzdan daha başarılı olduğumuzu düşündürtmekte. ister istemez sene öncesinde geenellikle temmuz sonu ağustos başı oynanan ve gerçekte resmi bir maç ciddiyetinde/atmosferinde geçen tsyd kupasının bu tarz bir durumda fayda getirebileceği. ligin başının eylül ilk haftasına çekilmesi, ağustos sonunda bir boşluk yaratabilir, 15-30 ağustos arasının ister tsyd kupası ister zafer kupası olsun 2 maçlık ciddi bir maç havasına büründürülmesi bu durumun önüne geçebilir.
bu kuralın ingiltere futboluna yansıması daha çok olumlu bir şekilde oldu. zaten premier lig fa'den bağımsız şekilde ayrı bir yönetim kuruluna sahip ve kurallarda yapılan değişiklikler sürekli rekabeti hem ulusal hem de uluslararası alanda arttırıp, marka değerini korumak yönünde. belki tesadüftür ancak bu kural uygulamasından sonra, belki de yıllar sonra ilk defa 2 ingiliz takımı ucl finali oynadı. ingiliz takımları tekrardan ön plana çıkmaya, belki de ispanya hegomanyasını kırmaya başladı. (bunda tabi ispanyanın gerilemesi de söz konusu)
peki bu kuraldan ülkemizde fayda sağlayabilir miyiz?
öncelikle ingiltere ligi ve kulüpleri, bu kural değişikliğini yapabilecek maddi güce sahipti. çoğu takım, fırsat transferine ihtiyacı kalmadan deadline day'e kadar olan sürede takımlarını oluşturabilecek bütçeye sahip. türkiyede ise transferler daha çok son dakika gerçekleşen fırsat transferleri üzerinden ilerlemekte çünkü bütçeler kısıtlı. transferlerin %30'u bir kulüp tarafından kadroda düşünülmeyen oyuncuların iknası ile gerçekleşmekte. yani diğer pazarlar henüz açıkken transfer dönemini kapatmak neredeyse imkansız.
peki ingilterenin kendine yarattığı bu avantajı başka nasıl elde edebiliriz?
transfer dönemini ileriye çekmek nereden bakılsa imkansız. bunun için yapılabilecek diğer bir öneri ise ligin başlama zamanını transfer döneminin arkasına atmak. 1 eylül'de biten transfer dönemini takiben başlayan lig, bahsedilen adalet ve birlikte oynama kültürünü daha başarılı yansıtabilir. ancak burada da şöyle bir durum ortaya çıkıyor. lig eğer eylülün ilk haftası başlar ise, eylülün 10-20'si arası genellikle milli takım arası, 20-30 arasında ise ilk avrupa kupası maçları oynanmaya başlıyor. bu da avrupaya gidecek takımlarımızın ilk avrupa kupasını oynadıklarında çıktıkları resmi maç sayısının 2 ya da maximum 3 olmasına sebep olur ki, tempo ve ritm tutmamak facia ile sonuçlanabilir. sonuçta yaklaşık 12 senedir ucl ön elemesinin geçilememesi, büyük takımlarımızın bile uefa kupasında köy takımlarına elenmesinin nedeni takımların temmuz sonu ağustos başında henüz tam kadro ve tam fizik kondisyonda olmamasıdır. ayrıca akdeniz iklimi kuşağındaki ülkemizde ağustos ayı lig başlama için sert hava koşullarına sahip.
öneri:burda benim önerim 90'lı yıllarda basit bir şekilde bulduğumuz çözüm. malumunuz 90'lı yıllarda türk futbolu asıl atılımını başlatır. gs'nin man utd elemesi, bjk ajax maçları, ts aston villa maçları, ön elemelerde şu anki durumumuzdan daha başarılı olduğumuzu düşündürtmekte. ister istemez sene öncesinde geenellikle temmuz sonu ağustos başı oynanan ve gerçekte resmi bir maç ciddiyetinde/atmosferinde geçen tsyd kupasının bu tarz bir durumda fayda getirebileceği. ligin başının eylül ilk haftasına çekilmesi, ağustos sonunda bir boşluk yaratabilir, 15-30 ağustos arasının ister tsyd kupası ister zafer kupası olsun 2 maçlık ciddi bir maç havasına büründürülmesi bu durumun önüne geçebilir.
