9639
iletişim sorunları, gereksiz inatları, olmayacak bir yönetime arka çıkması çok konuşulmuş. 2014-2015 şampiyonluğundaki katkısı da çok konuşulmuş. o yüzden bunları geçip, hamzaoğlu'nun başarısız olmasıyla meşhur 2015-2016 sezonuyla ilgili bi iki noktayı hatırlatasım geldi:
1- takıma takviye yapılmasını beklerken transferin son günü şok şekilde felipe melo ve alex telles inter'e gönderildi. melo'nun yerine alınan grosskreutz bir dakika bile forma giyemedi. yani takımın belki de en önemli mevkisinde eksik adamla sezona başladık.
2- ilk iki maç sadece 1 puan aldıktan sonra ligde sonraki 8 maçta yenilmeyerek 20 puan aldı. rize faciasına rağmen 11 maçta 21 puanımız vardı. galatasaray'ın son 10 yıldaki neredeyse tüm şampiyonluklarında bu haftalar bu puanlarda geçilmişti dolayısı ile havlu atmış değildik. ancak kendisinden sonra gelen denizli'nin +21 puan toplaması için ligin 30. haftasına gelmemiz gerekti.
3- takımın bu meşhur başarısız sezonda çıktığı 11 maçın üçü, başakşehir, trabzonspor ve fenerbahçe deplasmanlariydi. bu 3 deplasmanda 2 galibiyet bir beraberlikle 7 puan topladık. bu aynı zamanda ikinci yarı bizim için müthiş bir fikstür avantajı demekti. ancak denizli yönetiminde ikinci yarı tamamı iç sahada olan büyük maçlarda sadece 7 kişi kalan trabzon'u yenebildik.
yalan yok o sezon çok da iyi bir futbolumuz yoktu. kalsaydı şampiyon olurduk denemez. hamza hoca da ayrıldıktan sonraki demeçleri ile yer yer 'uzak dursun' dedirtti. ama saha içinde en başarısız sezonunda bile elindeki malzemeden iyi yararlandığını konusunda hakkını teslim etmek, "2014-2015'te tüm maçları rahat kazanıp şampiyon olamadı ki" ya da "muslera ve sneijder o gelince takımı şampiyon yapmaya karar verdi, ama ertesi sene yapmayasıları tuttu" diye eleştirmekten daha hakkaniyetli geliyor.
1- takıma takviye yapılmasını beklerken transferin son günü şok şekilde felipe melo ve alex telles inter'e gönderildi. melo'nun yerine alınan grosskreutz bir dakika bile forma giyemedi. yani takımın belki de en önemli mevkisinde eksik adamla sezona başladık.
2- ilk iki maç sadece 1 puan aldıktan sonra ligde sonraki 8 maçta yenilmeyerek 20 puan aldı. rize faciasına rağmen 11 maçta 21 puanımız vardı. galatasaray'ın son 10 yıldaki neredeyse tüm şampiyonluklarında bu haftalar bu puanlarda geçilmişti dolayısı ile havlu atmış değildik. ancak kendisinden sonra gelen denizli'nin +21 puan toplaması için ligin 30. haftasına gelmemiz gerekti.
3- takımın bu meşhur başarısız sezonda çıktığı 11 maçın üçü, başakşehir, trabzonspor ve fenerbahçe deplasmanlariydi. bu 3 deplasmanda 2 galibiyet bir beraberlikle 7 puan topladık. bu aynı zamanda ikinci yarı bizim için müthiş bir fikstür avantajı demekti. ancak denizli yönetiminde ikinci yarı tamamı iç sahada olan büyük maçlarda sadece 7 kişi kalan trabzon'u yenebildik.
yalan yok o sezon çok da iyi bir futbolumuz yoktu. kalsaydı şampiyon olurduk denemez. hamza hoca da ayrıldıktan sonraki demeçleri ile yer yer 'uzak dursun' dedirtti. ama saha içinde en başarısız sezonunda bile elindeki malzemeden iyi yararlandığını konusunda hakkını teslim etmek, "2014-2015'te tüm maçları rahat kazanıp şampiyon olamadı ki" ya da "muslera ve sneijder o gelince takımı şampiyon yapmaya karar verdi, ama ertesi sene yapmayasıları tuttu" diye eleştirmekten daha hakkaniyetli geliyor.