• 679
    uyuz mu uyuz bir tribün ve uyuz mu uyuz bir takımla mücadele ettiğimiz maç.

    taa ki sikim kadar boyu türlü türlü huyu olan başakşehir futbolcusu golden sonra topu alıp tribünlere dikip ölüyü uyandırana kadar...

    gerçi ilk yarı da öyle ahım şahım bir top oynayamamıştık. maç başakşehir'in başlarda gol atıp 1-0'a bağladığı sıkıcı maçlardan biri olmaya doğru gidiyordu.

    devre arası içerde uyarının koyusu gelince, başlar başlamaz golü atıp tribün de aklını bir kenara bırakınca 45-65 arası vicdan azabı gibi çökmüştü hem tribün hem takım rakibin üzerine. iki galibiyet golü iptal edilince üçüncüyü atmıştı takım, on iki tane iptal edilse on üçüncüyü de atardı. fatih terim ve kurmaylarının saha kenarında bir sataşma sonrası etkiye-tepki yapınca tribüne çıkması belki haber değildi ama ufak tefekten hallice fiziğe sahip şükrü hanedar'ın koridorda "adam mısın lan sen" diyerek adam kovalaması ayrıca bir unutulmazdır.

    fatih terim'in hayatındaki en büyük meydan okumalardan biriydi. rakiplerinin tek odağının şampiyonluğu kaptırmamak değil doğrudan galatasaray'ı bırakması olan, 2 kasım'da fener maçında gaspedilen iki puan ve sonrasındaki cezalarla başlayan organize ancak amatör bir kötülük süreci, 6 ay boyunca verilen kavgalar, sayısız gel-gitler ve 8 puan geriden gelerek alınan şampiyonluk...

    son düdük çaldığında herkes deliler gibi zıplarken hocanın sadece göğe bakan o görüntüsü herşeyin özetiydi aslında...
App Store'dan indirin Google Play'den alın