• 61
    bu siralar oğlumla zaman zaman yaptığımız aktivite. apartman hayatı bu durumu çok kısıtlıyor malum.
    ben kendi çocukluğumu müstakil bir evde geçirdim ve büyük bir salonumuz vardı. futbolu çok seven bir çocuk olarak özellikle kış aylarında annemizin türlü terlik saldırılarına ve bagirmalarina rağmen yılmaz ve zaman zaman eve kuzenlerimi de alarak bir şekilde ortalığı elli altıya verdigimiz aktivite. avizeler, vitrinler, kapılar, camlar hepsini kirmisligimiz vardır. tek başıma kaldığım zamanlarda ise ya saydırma rekoru dener ya da elimle duvara topu sertçe vurup kaleci olur, çeşitli planjonlar denerdim. tabi benim çocukluğum döneminde kalede hayrettin var. bu yüzden bende hayrettin olurdum dolayısıyla uçuşlar/kurtarışlar pek başarılı olmuyordu. bazen sert düşüşler yasar canımı da yakardim.

    evde top oynama işinin birde balonla olan kısmı var ki o da bayağı eğlencelidir. daha sakin, zarar vermeden, gürültüsüz olur. aile sana karışmaz, memnun bile olur. balonu alırsın ayağına başlarsın saydirmaya. kafana alırsın, ayağına, dizine, omzuna bir bakmışsın ooo zaman akmış gitmiş. bazen de çift kale maç yaptirirsin bir fenerbahçe akın eder golü kaçırır, bir sen akın eder golü tanju ile atarsın ve hiç kaybetmezsin.

    zamane çocuklarının oyun bilgisayarları , playstationlari falan var, pek bunlara ihtiyaç duymuyor. sokağa bile zor çıkartıyoruz. teknoloji çok gelişti , oyun ve oyuncak kültürleri de değişti ama biz daha sansliydik elbette. bir kere çok acayip her oyunun sezonu vardı. bir dönem gazoz kapağı toplarsın o gider misket gelir oda gider futbolcu kartları gelir, o gider kibrit kağıtları toplarsın, akşamları herkes evine giderken vazgeçilmezdir akşam ebesi yaparsın. saklambaclar, dokuz taşlar, yakar toplar, mahalle maçları. hergune sığan yeni arkadaslar bulursun, geniş arsalarda kosturabilirsin vs. güzel günler. güzel zamanlar. yaslandik.

    bir ibrahim tenekeci mısrası der ki ;

    bir çocuk koşarak geçti yanimdan,
    baktım arkasından gidiyor ömrüm.
App Store'dan indirin Google Play'den alın