36
bir oyuncunun futbol hayatı boyunca attığı en unutulmaz gole verilen isim.
ben de şahsımın kariyer golünü anlatmak isterim.
yer: gebze, mustafapaşa ilköğretim okulu bahçesi
tarih: 2008 mayıs
sınıflar arası turnuvalar başlamış ve biz geçtiğimiz yıl şans eseri finalde kaybettiğimiz turnuvanın en büyük favorisiyiz.
takımımız; kalede kadir defansta azad, ramazan ve orhun üçlüsü, ortasahada ömer refik ve barış, ileride ise tek forvet bendeniz muzeci...
velhasılıkelam ilk maçımızda bir diğer sabahçı olan b şubesini 4-3 gibi bir skorla yenmiş ancak etkili bir oyun sergilediğim halde golle buluşamamıştım.
ikinci maçımız ise final maçı idi ve 7.sınıfların şampiyonunu belirleyecekti. benim için en zorlu karşılaşma şüphesiz ki bu maç olacaktı.
büşra ile sevgili olan ancak beyza'ya aşık bendeniz, maçta formanın altına giydiğim atletime seni seviyorum beyza yazmıştım keçeli kalem ile...
hayale bakar mısınız sevgili renktaşlar, golü atacağım ve formamı çıkarıp tribün niyetine kullanılan bölmeye koşarak beyza'ya yazıyı göstereceğim...
maç başladı hem bizim sınıftan hem de rakipten bütün kız öğrenciler vuvuzeladan hallice sesleriyle müthiş bir uğultu çıkarıyordu. atmosfer oldukça gergindi. atatürk büstü taraflarında bir yerde büşra otururken beyza ise maraton tribün tarzı duran kalabalığın ortasındaydı.
ilk dakikalarda tilki forvet tarzımla oynamayı düşünerek yerden içeri çevrilen bir sert topta boş kaleye topu bıraktığımda çığlıklar kopuyordu. ancak kariyer golümü henüz atmamıştım.
maçın ikinci yarısının hemen başında rakip bastırıyor biz ise atakları savuşturmaya çalışıyorduk. ileri atılan bir uzun topta, kaleci ile topun arasına girerek yarı
top sekti burak gitti yarı hagi'nin milan'a attığı aşırtma karışımı bir vuruşla takımı rahatlattım.
rakibin baskın bir oyunu vardı ve artık tamamen kontraya dönmüştük. kaptırılan bir topta ani bir kontra şansı yakalayıp hızlı çıkmak istedik.
bir anda kendimi rakip kaleye en yakın oyuncu olarak gördüm ve bana yerden 20 santimetre yüksekliğinde bir top geldi.
müthiş sol ayağımla kontrol ederek topu sol iç tarak kemiğim ile doksan diye tabir edilen bölgeye vurdum. muazzam bir şeydi, bir yandan aşırtma bir yandan da sert bir şuttu. topu iki direğin ucundan kaleye girerken gördüğümde goooaaoooll diye bağırarak koşmaya başladım.
okulun klasikleşen turnava gol sevinci olarak bizi destekleyen diğer sınıflardan öğrenciler ve söylemesi ayıp okul birincisi olduğum için hocalar üzerime doğru koştu.
altta kalanın canı çıksın hesabı ezilmeye başlandım. gol sevincine ortak olmak isteyen kişiler tarafından o kadar çok öpüldüm ki müstakbel eşim beni bu kadar öpemeyecektir eminim.
velhasılıkelam 5-2 kazandığımız maçın ardından 7.sınıfların şampiyonu olarak bitirmiştik turnuvayı.
ben ise en centilmen oyuncu ödülü olarak netba'dan bir adet top kazanmıştım...*
ben de şahsımın kariyer golünü anlatmak isterim.
yer: gebze, mustafapaşa ilköğretim okulu bahçesi
tarih: 2008 mayıs
sınıflar arası turnuvalar başlamış ve biz geçtiğimiz yıl şans eseri finalde kaybettiğimiz turnuvanın en büyük favorisiyiz.
takımımız; kalede kadir defansta azad, ramazan ve orhun üçlüsü, ortasahada ömer refik ve barış, ileride ise tek forvet bendeniz muzeci...
velhasılıkelam ilk maçımızda bir diğer sabahçı olan b şubesini 4-3 gibi bir skorla yenmiş ancak etkili bir oyun sergilediğim halde golle buluşamamıştım.
ikinci maçımız ise final maçı idi ve 7.sınıfların şampiyonunu belirleyecekti. benim için en zorlu karşılaşma şüphesiz ki bu maç olacaktı.
büşra ile sevgili olan ancak beyza'ya aşık bendeniz, maçta formanın altına giydiğim atletime seni seviyorum beyza yazmıştım keçeli kalem ile...
hayale bakar mısınız sevgili renktaşlar, golü atacağım ve formamı çıkarıp tribün niyetine kullanılan bölmeye koşarak beyza'ya yazıyı göstereceğim...
maç başladı hem bizim sınıftan hem de rakipten bütün kız öğrenciler vuvuzeladan hallice sesleriyle müthiş bir uğultu çıkarıyordu. atmosfer oldukça gergindi. atatürk büstü taraflarında bir yerde büşra otururken beyza ise maraton tribün tarzı duran kalabalığın ortasındaydı.
ilk dakikalarda tilki forvet tarzımla oynamayı düşünerek yerden içeri çevrilen bir sert topta boş kaleye topu bıraktığımda çığlıklar kopuyordu. ancak kariyer golümü henüz atmamıştım.
maçın ikinci yarısının hemen başında rakip bastırıyor biz ise atakları savuşturmaya çalışıyorduk. ileri atılan bir uzun topta, kaleci ile topun arasına girerek yarı
top sekti burak gitti yarı hagi'nin milan'a attığı aşırtma karışımı bir vuruşla takımı rahatlattım.
rakibin baskın bir oyunu vardı ve artık tamamen kontraya dönmüştük. kaptırılan bir topta ani bir kontra şansı yakalayıp hızlı çıkmak istedik.
bir anda kendimi rakip kaleye en yakın oyuncu olarak gördüm ve bana yerden 20 santimetre yüksekliğinde bir top geldi.
müthiş sol ayağımla kontrol ederek topu sol iç tarak kemiğim ile doksan diye tabir edilen bölgeye vurdum. muazzam bir şeydi, bir yandan aşırtma bir yandan da sert bir şuttu. topu iki direğin ucundan kaleye girerken gördüğümde goooaaoooll diye bağırarak koşmaya başladım.
okulun klasikleşen turnava gol sevinci olarak bizi destekleyen diğer sınıflardan öğrenciler ve söylemesi ayıp okul birincisi olduğum için hocalar üzerime doğru koştu.
altta kalanın canı çıksın hesabı ezilmeye başlandım. gol sevincine ortak olmak isteyen kişiler tarafından o kadar çok öpüldüm ki müstakbel eşim beni bu kadar öpemeyecektir eminim.
velhasılıkelam 5-2 kazandığımız maçın ardından 7.sınıfların şampiyonu olarak bitirmiştik turnuvayı.
ben ise en centilmen oyuncu ödülü olarak netba'dan bir adet top kazanmıştım...*