261
2010-11 sezonunda hiç değilse 10-15 puanımız vardır garip hakem kararlarıyla kaybolan. ama futboldaki (ve galiba hayatın genelindeki) paradokslardan bir tanesi de bu sanırım. sen kötüysen seni daha da aşağı itmek için yapılacak müdahalelere karşı savunmasız kalıyorsun. o düdüğü çalarken, o bayrağı kaldırırken "lan galatasaray bu, az daha dikkat edeyim" temkinini hissetmeye ihtiyaç duymuyorlar. öyle ya, yuvası florya yolgeçen hanına dönmüş, en tepesinden en aşağısına kaybetmeye tepki veren yerleri yok olmuş, eli belinde rakip izleyen, "aman bana gelmesin" diye rakip oyuncuların arkasına saklanan, kötü zamanda sorumluluk alması beklenenlerin sakatım diye 3 ay saklandığı galatasaray'dan kim niye çekinsin?
hepimizin sitayişle andığı 2011-12 takımının oluşmasında 2-3 tane kırılma noktası varsa bir tanesi de bu maçtır. henüz doğru formasyonu bulamamış, birbirine gerekli uyumu ve aidiyeti tam olarak yakalayamamış ve 1 ileri 2 geri giden 3 aylık galatasaray kadrosunun 'takım'a dönüşmesi için gerekli harcın döküldüğü gündür. topçusundan tribündeki taraftarına; birlikte isyan etmeyi, bir şeyleri kaybederken daha büyük şeyleri kazanabilmeyi hatırladığımız gündür. kendi sahamızda 4-2 kaybettiğimiz bir maçtan sonra "yok yok bu takımdan olur abi" dememizi sağlayan bir duruş sergilenmişti.
bu maçta kırmızı kart gören servet'in yerine ertesi hafta kayseri deplasmanında semih formayı alacak, çok geçmeden canımız ciğerimiz 4-4-2'ye kalıcı geçiş sağlanacak ve göğsümüzü kabartan o güzel hikayeyi şekillenecekti.
hepimizin sitayişle andığı 2011-12 takımının oluşmasında 2-3 tane kırılma noktası varsa bir tanesi de bu maçtır. henüz doğru formasyonu bulamamış, birbirine gerekli uyumu ve aidiyeti tam olarak yakalayamamış ve 1 ileri 2 geri giden 3 aylık galatasaray kadrosunun 'takım'a dönüşmesi için gerekli harcın döküldüğü gündür. topçusundan tribündeki taraftarına; birlikte isyan etmeyi, bir şeyleri kaybederken daha büyük şeyleri kazanabilmeyi hatırladığımız gündür. kendi sahamızda 4-2 kaybettiğimiz bir maçtan sonra "yok yok bu takımdan olur abi" dememizi sağlayan bir duruş sergilenmişti.
bu maçta kırmızı kart gören servet'in yerine ertesi hafta kayseri deplasmanında semih formayı alacak, çok geçmeden canımız ciğerimiz 4-4-2'ye kalıcı geçiş sağlanacak ve göğsümüzü kabartan o güzel hikayeyi şekillenecekti.