187
avrupa kupası maçları öncesinde yeşil kaleci kazağıyla ellerini açıp dua ederdi; ben televizyon karşısında ağlardım. avrupa kupası maçlarında galip geldiğimizde sevinçten ağladığımız ve tura çıktığımız yıllardı. 80’lerde doğan; 90’ların başında galatasaray’ı takip eden jenerasyon için önemli bir ikondu hayrettin. yetenekleri sınırlı fakat özüyle oynayan çok önemli bir figürdü.
her ne kadar kötü bir kaleci olarak anılsa da; bana kalırsa bu kötü bir kaleci olduğundan dolayı değil, çıkardığı çok kötü birkaç maçtan dolayıdır. yoksa hayrettin, türkiye'de dönemi için önemli kalecilerden biriydi.
kariyerinin sonlarına doğru 1996 yılında sırasıyla fenerbahçe*, paris saint germain* ve malum gençlerbirliği* maçlarındaki çok kötü performansı onu hep kötü hatırlattı.
oysa, zoran simovic gibi bir efsaneden sonra formayı aldığında çok iyi maçlar çıkardı. 1992-1993 ve 1993-1994 sezonlarında gelen şampiyonluklarda kalede o vardı. en büyük handikapı mental olarak çok kırılgan olmasıydı. iyi başladığı maçlarda devleşir, kötü başladığı maçlarda ise çok kötü devam ederdi.
duygusal yapısı ve renkli kişiliği dolayısıyla rakip tribünlerin dalga malzemesi oldu. defansın 3 oyuncu ile kurulduğu, kalecilerin çok değer görmediği yıllardı. başta da belirtmiştim; bizim jenerasyon için hayrettin galatasaray için bir önemli bir ikondu ve asla kötü bir kaleci değildi.
her ne kadar kötü bir kaleci olarak anılsa da; bana kalırsa bu kötü bir kaleci olduğundan dolayı değil, çıkardığı çok kötü birkaç maçtan dolayıdır. yoksa hayrettin, türkiye'de dönemi için önemli kalecilerden biriydi.
kariyerinin sonlarına doğru 1996 yılında sırasıyla fenerbahçe*, paris saint germain* ve malum gençlerbirliği* maçlarındaki çok kötü performansı onu hep kötü hatırlattı.
oysa, zoran simovic gibi bir efsaneden sonra formayı aldığında çok iyi maçlar çıkardı. 1992-1993 ve 1993-1994 sezonlarında gelen şampiyonluklarda kalede o vardı. en büyük handikapı mental olarak çok kırılgan olmasıydı. iyi başladığı maçlarda devleşir, kötü başladığı maçlarda ise çok kötü devam ederdi.
duygusal yapısı ve renkli kişiliği dolayısıyla rakip tribünlerin dalga malzemesi oldu. defansın 3 oyuncu ile kurulduğu, kalecilerin çok değer görmediği yıllardı. başta da belirtmiştim; bizim jenerasyon için hayrettin galatasaray için bir önemli bir ikondu ve asla kötü bir kaleci değildi.