248
insanımızın tepkisini gerekli yerlere iletmek konusundaki yetersizliğini gözler önüne seriyor.
malumunuz süper lig 19/20 sezonunun ertelenmemesi nedeniyle pek çok yabancı veya yerli futbolcu karara tepkilerini dile getiriyorlar. özellikle can güvenlikleri ile endişe duymaktalar, ki haksız olduklarını söyleyemeyiz. sonuçta vücut sıvılarının bir insandan başka bir insana kolayca geçtiği bir meslek icra ediyorlar. virüsün nba'de ya da italya ve ispanya futbol liglerindeki yayılım hızı da endişelerini haklı çıkarır cinsten. futbolcuların tepkilerine vatandaşlarımızdan gelen yorumlar ise ülkemiz insanın beyninin nasıl uyuşturulduğunu açığa çıkarıyor.
bu tepkiler toplamı şu cümle ile özetlenebilir:
"ben her gün otobüsle işe gidiyorum, yüz kişiyle temas kuruyorum, asgari ücretle çalışıyorum, sizin kadar ağlamıyorum!!!"
neresinden tutsak elimizde kalacak bir serzeniş bu, ama bir yerinden tutalım ve bu kişiye "neden ağlamıyorsun?" diye soralım. "neden ücretli izin için patronuna baskı kurmuyorsun, kamuoyu oluşturmaya çalışmıyorsun? neden can güvenliğin için futbolcular kadar endişe etmiyorsun? neden kendi canını onlar kadar değerli görmüyorsun?"
cevabı da onlar yerine biz verelim: "çünkü patronumun izin vermeyeceğini biliyorum. o yüzden izin isteme cüretini bile gösteremiyorum. bunun yerine tepkimi, herkesin talep etmesi gerekeni talep edenlere gösteriyorum. ben patronuma, müdürüme, devlete sesimi çıkaramıyorsam, onlar da çıkarmamalılar."
yani gördüğünüz gibi tepki tamamen yanlış yere, yanlış kişilere kanalize ediliyor. toplum ne yazık ki 19 yıllık bezirgan saltanatı ile bu duruma getirilmiş vaziyette.
malumunuz süper lig 19/20 sezonunun ertelenmemesi nedeniyle pek çok yabancı veya yerli futbolcu karara tepkilerini dile getiriyorlar. özellikle can güvenlikleri ile endişe duymaktalar, ki haksız olduklarını söyleyemeyiz. sonuçta vücut sıvılarının bir insandan başka bir insana kolayca geçtiği bir meslek icra ediyorlar. virüsün nba'de ya da italya ve ispanya futbol liglerindeki yayılım hızı da endişelerini haklı çıkarır cinsten. futbolcuların tepkilerine vatandaşlarımızdan gelen yorumlar ise ülkemiz insanın beyninin nasıl uyuşturulduğunu açığa çıkarıyor.
bu tepkiler toplamı şu cümle ile özetlenebilir:
"ben her gün otobüsle işe gidiyorum, yüz kişiyle temas kuruyorum, asgari ücretle çalışıyorum, sizin kadar ağlamıyorum!!!"
neresinden tutsak elimizde kalacak bir serzeniş bu, ama bir yerinden tutalım ve bu kişiye "neden ağlamıyorsun?" diye soralım. "neden ücretli izin için patronuna baskı kurmuyorsun, kamuoyu oluşturmaya çalışmıyorsun? neden can güvenliğin için futbolcular kadar endişe etmiyorsun? neden kendi canını onlar kadar değerli görmüyorsun?"
cevabı da onlar yerine biz verelim: "çünkü patronumun izin vermeyeceğini biliyorum. o yüzden izin isteme cüretini bile gösteremiyorum. bunun yerine tepkimi, herkesin talep etmesi gerekeni talep edenlere gösteriyorum. ben patronuma, müdürüme, devlete sesimi çıkaramıyorsam, onlar da çıkarmamalılar."
yani gördüğünüz gibi tepki tamamen yanlış yere, yanlış kişilere kanalize ediliyor. toplum ne yazık ki 19 yıllık bezirgan saltanatı ile bu duruma getirilmiş vaziyette.