269
suriye'den gelen şehit haberleri tüm ülkeyi yasa boğarken, sinema, tiyatro ve konser gibi etkinlikler iptal edilirken, futbol maçlarına da bir haftalık ara verilmesini beklerdik ama türkiye futbol federasyonu yetkilileri belki haziran'daki avrupa şampiyonasını düşünmüş, belki hafta içine lig maçı koymanın uygunsuzluğunu hesap etmiş bilinmez, liglere ara verilmedi. durum böyle olunca da maçlar oynandı ve her golden sonra türk'ü olsun yabancısı olsun askerlerimize selam yolladı. ali sami yen'de de pazar gecesi memleket genelindeki "kasvetli" hava hakimdi, fenerbahçe galibiyetine atıfta bulunulacak koreografi ertelenmiş, onun yerine tüm koltuklara ay-yıldız bayrak bırakılmıştı. tribünlerde de milletimize baş sağlığı dileyen pankartlar ile vatanın bölünmeyeceğini vurgulayan çok sayıda pankart vardı...
sadece pankartlarla belirtmedi galatasaray taraftarı şehitlerine saygısını, ayrıca maçın ilk üç dakikasında da tezahürat yapmayarak, sessiz kalarak ya da dua ederek acılarını paylaştı şehit ailelerinin. maçı açan gol de o üç dakika biterken ömer'in korner atışında donk'la geliverdi. normalde gol sevinci öyle gürültülü olur, gök inler zannedersin de, pazar gecesi cılız bir sevinç sesi duyuldu sadece...
bir hafta önce kadıköy deplasmanının devamı bir maç gibiydi sanki gençlerbirliği karşılaşması. kadro da aynıydı, bir tek cezalı belhanda yerine taylan görev yapıyordu. oyun yapısı da değişmemişti, seri yine stoperlerin arasına giriyor, topu alıyor ve onyekuru'yu rakip defansın arkasına kaçırıyordu. ilk 20 dakikada seri-onyekuru ortaklığı ile iki pozisyon yaratıldı da, birinde ofsayt kaldırdı hakem, diğerinde ramos son anda topu uzaklaştırdı. ligin ikinci yarısında adete hayatında ikinci baharı yaşayan mariano da bu sezonki beşinci asistini yaparken, önce saracchi'ye harika bir pas attı ama uruguaylı topa yetişemedi de 33. dakikada feghouli'den aldığı pasla ceza sahasına giren mariano topu falcao'nun önüne yuvarladı ve kolombiyalı da en sevdiği işi yaptı: topu filelerle buluşturdu...
galatasaray güle oynaya 2-0 öne geçmişti de hiç manası olmayan bir pozisyonda hakem donk ve sio'ya sarı kart gösterince, içimize bir korku düşmedi de değil zira form grafiği zirvelere çıkmış olan ve savunmada marcao ile harika bir ikili oluşturmuş olan donk, "es kaza" bir sarı daha görse önümüzdeki hafta sivasspor maçında olamayacaktı. devre arasında fatih terim'den donk-ahmet değişikliği bekledim olmadı, ikinci yarı fark üçe çıktığında da donk'u yanına almasını umdum gene olmadı... bereket donk da maçı "sağ salim" atlattı da galibiyet ağzımızda pas tadı bırakmadı...
maç kazanıldığında hakem hataları pek önemsenmez, konuşulmaz, hakemler de zaten maçın skoru ve gidişatına göre de pozisyonlarda düdük çalmak eğilimi güderler. işte yazdıklarıma feghouli'nin düşürülmesine verilmeyen penaltı örnek gösterilebilir. topla hiç alakası olmayan gençlerbirlikli futbolcu halil ibrahim feghouli'yi iterek düşürüyor ama "oyun sürüyordu"... düşünüyorum da maç 0-0 ve oyunda son dakikalar, bu kadar rahat devam kararı verebilecek miydi arda kardeşler...
karşılaşmada ikinci yarı muslera'nın olağanüstü kurtarışı ile hatırlanacaktır. ceza sahası dışında kazanılan serbest vuruşta ramos, koemanvari bir füze çıkardı galatasaray kalesine de muslera da bir hafta önceki derbide kaldığı yerden devam ediyordu. mehmet ekici'nin şutunun 3-5 "seviye" daha zorunu bu kez parmaklarının ucuyla kornere çeldi. kalecinin ne kadar önemli olduğunu her maç gösteriyor muslera...
muslera gole geçit vermeyince, galatasaraylılar da üçüncü gol için bastırmaya başladılar rakip kaleye, baskılardan da sonuç alıyorlardı, rakip kaleci hata yaptı, falcao'nun şutunu savunma çeldi. yine klasikleşmiş mariano-feghouli iş birliğinde feghouli'nin ortasında falcao kale çizgi önünde topa dokunamadı ama onyekuru ile başlayan atakta feghouli'nin ceza sahası içinde pasında falcao farkı üçe çıkarmasını biliyordu. maçı seyredenler belki radamel falcao'nun gollerine dudak bükeceklerdir, "kolay gol" olarak niteleyeceklerdir de gol atması için transfer edildi ve gollerini de sıralıyor "el tigre"...
üç farklı öne geçen galatasaray'da fatih terim de maçın ilerleyen dakikalarında atak oyuncularını görmek için emre akbaba, andone ve sekidika'yı oyuna sürdü ki andone girer girmez onyekuru ile başlayan atakta, kalecinin de şanslı olması ile yüzde yüz bir golü kaçırdı. golle dönmek çok büyük moral olacaktı rumen golcü için ama sezonu kapattığı söylenen o sakatlıktan sonra ligin ikinci yarısına yetişmek tek başına alkışı hak ediyor.
antalyaspor'u ali sami yen'de 5 farklı yenerek başlayan galibiyet serisini gençlerbirliği'ni de mağlup ederek sürdüren galatasaray, bundan sonra şampiyonluk yolundaki sivas-beşiktaş virajını da aşıp, ligde son haftalara girerken rahat bir nefes almayı düşünecektir...
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...0genclerbirligi.html
sadece pankartlarla belirtmedi galatasaray taraftarı şehitlerine saygısını, ayrıca maçın ilk üç dakikasında da tezahürat yapmayarak, sessiz kalarak ya da dua ederek acılarını paylaştı şehit ailelerinin. maçı açan gol de o üç dakika biterken ömer'in korner atışında donk'la geliverdi. normalde gol sevinci öyle gürültülü olur, gök inler zannedersin de, pazar gecesi cılız bir sevinç sesi duyuldu sadece...
bir hafta önce kadıköy deplasmanının devamı bir maç gibiydi sanki gençlerbirliği karşılaşması. kadro da aynıydı, bir tek cezalı belhanda yerine taylan görev yapıyordu. oyun yapısı da değişmemişti, seri yine stoperlerin arasına giriyor, topu alıyor ve onyekuru'yu rakip defansın arkasına kaçırıyordu. ilk 20 dakikada seri-onyekuru ortaklığı ile iki pozisyon yaratıldı da, birinde ofsayt kaldırdı hakem, diğerinde ramos son anda topu uzaklaştırdı. ligin ikinci yarısında adete hayatında ikinci baharı yaşayan mariano da bu sezonki beşinci asistini yaparken, önce saracchi'ye harika bir pas attı ama uruguaylı topa yetişemedi de 33. dakikada feghouli'den aldığı pasla ceza sahasına giren mariano topu falcao'nun önüne yuvarladı ve kolombiyalı da en sevdiği işi yaptı: topu filelerle buluşturdu...
galatasaray güle oynaya 2-0 öne geçmişti de hiç manası olmayan bir pozisyonda hakem donk ve sio'ya sarı kart gösterince, içimize bir korku düşmedi de değil zira form grafiği zirvelere çıkmış olan ve savunmada marcao ile harika bir ikili oluşturmuş olan donk, "es kaza" bir sarı daha görse önümüzdeki hafta sivasspor maçında olamayacaktı. devre arasında fatih terim'den donk-ahmet değişikliği bekledim olmadı, ikinci yarı fark üçe çıktığında da donk'u yanına almasını umdum gene olmadı... bereket donk da maçı "sağ salim" atlattı da galibiyet ağzımızda pas tadı bırakmadı...
maç kazanıldığında hakem hataları pek önemsenmez, konuşulmaz, hakemler de zaten maçın skoru ve gidişatına göre de pozisyonlarda düdük çalmak eğilimi güderler. işte yazdıklarıma feghouli'nin düşürülmesine verilmeyen penaltı örnek gösterilebilir. topla hiç alakası olmayan gençlerbirlikli futbolcu halil ibrahim feghouli'yi iterek düşürüyor ama "oyun sürüyordu"... düşünüyorum da maç 0-0 ve oyunda son dakikalar, bu kadar rahat devam kararı verebilecek miydi arda kardeşler...
karşılaşmada ikinci yarı muslera'nın olağanüstü kurtarışı ile hatırlanacaktır. ceza sahası dışında kazanılan serbest vuruşta ramos, koemanvari bir füze çıkardı galatasaray kalesine de muslera da bir hafta önceki derbide kaldığı yerden devam ediyordu. mehmet ekici'nin şutunun 3-5 "seviye" daha zorunu bu kez parmaklarının ucuyla kornere çeldi. kalecinin ne kadar önemli olduğunu her maç gösteriyor muslera...
muslera gole geçit vermeyince, galatasaraylılar da üçüncü gol için bastırmaya başladılar rakip kaleye, baskılardan da sonuç alıyorlardı, rakip kaleci hata yaptı, falcao'nun şutunu savunma çeldi. yine klasikleşmiş mariano-feghouli iş birliğinde feghouli'nin ortasında falcao kale çizgi önünde topa dokunamadı ama onyekuru ile başlayan atakta feghouli'nin ceza sahası içinde pasında falcao farkı üçe çıkarmasını biliyordu. maçı seyredenler belki radamel falcao'nun gollerine dudak bükeceklerdir, "kolay gol" olarak niteleyeceklerdir de gol atması için transfer edildi ve gollerini de sıralıyor "el tigre"...
üç farklı öne geçen galatasaray'da fatih terim de maçın ilerleyen dakikalarında atak oyuncularını görmek için emre akbaba, andone ve sekidika'yı oyuna sürdü ki andone girer girmez onyekuru ile başlayan atakta, kalecinin de şanslı olması ile yüzde yüz bir golü kaçırdı. golle dönmek çok büyük moral olacaktı rumen golcü için ama sezonu kapattığı söylenen o sakatlıktan sonra ligin ikinci yarısına yetişmek tek başına alkışı hak ediyor.
antalyaspor'u ali sami yen'de 5 farklı yenerek başlayan galibiyet serisini gençlerbirliği'ni de mağlup ederek sürdüren galatasaray, bundan sonra şampiyonluk yolundaki sivas-beşiktaş virajını da aşıp, ligde son haftalara girerken rahat bir nefes almayı düşünecektir...
kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...0genclerbirligi.html