10502
galatasaray tarihine altın harflerle geçen büyük bir kaleci. aradan geçen 9 koca yıla rağmen hala ilk günkü kadar kaliteli ve istekli oynayan bir başyapıt.
her şey 2011’de başladı. galatasaray korkunç geçen 10-11 sezonunu kapatıp yepyeni bir yapılanma ile yola çıkacaktı. 10 yıllık yükseliş döneminin temel taşı 2011’deki transfer dönemiydi. başkan ve hoca değişmişti. artık zirveye oynayacak bir takım kurulmalıydı. mondragon’dan sonra devam eden hayal kırıklığı kaleciler herkesi bıktırmıştı. 2008’i aykut ve orkun idare etmişti. 2009’da de santis iyi bir transferdi ama uyum sağlanamadı. leo franco 2010’da tam bir hayal kırıklığıydı. 2011’e ise kalecisiz girilmiş, aykut ve ufuk’tan medet umulurken bir de zapata isimli karpuzcu tuz biber olmuştu.
2011 yazının hemen başında elmander ve selçuk inan bedelsiz gelirken kale için muslera ismi öne atıldı. muslera lazio’da iyi bir performans gösteren birisiydi. ama en önemlisi milli takımla 2010’da dünya 4.’sü, kopa amerika şampiyonu olan takımın yıldız ismiydi. çünkü kurtardığı penaltılarla takımına turlar atlatıyor kalede güven veriyor arada jeneriklik goller de yiyordu.
2011 yaz kampında oynanan maçlarda muslera iyi bir performans gösterdi. özellikle real madrid maçında higuan’in ayağından topu tereyağından kıl çeker gibi aldı. higuain’de ne oluyor amk şeklinde bir yüz ifadesi belirmişti. yeni sezon olimpiyat stadında başladı. muslera ilk maçında elinden top kaçırarak net bir hatalı gol yedi. aynı maçta 4-5 tane de önemli pozisyon çıkartarak bir yandan acaba soruları oluştururken diğer yandan da güven veriyordu. galatasaray’ın, sezona damga vuracak doğru taktiği bulmasına daha haftalar vardı. 1. haftadaki skandal golden sonra 3. haftada karabük deplasmanında muslera kırmzı kart görerek acaba sorularını daha da arttırdı. 4. haftada kaleyi koruyamayan muslera 5. ve 6. haftada normal bir performans gösterdi. muslera galatasaray’a ilk altın puanını 7. haftada antalya deplasmanında kazandırdı. 0-0 biten maçın son saniyelerinde tüm defans uyurken sağ çaprazdan gelen bir füzeyi inanılmaz çıkardı ve bir puanı getirdi. hatta bu şuttan sonra tek misyonu galatasaray’ı yenip beşiktaş’a yenilmek olan mehmet özdilek çıldırdı, kendini yerden yere vurdu. ilerleyen haftalarda galatasaray zirveye uzanmaya devam ederken taktiğini hala oturtamamıştı. bu halde beşiktaş deplasmanına çıktı. muslera’nın artık taraftara huzur ve güven verdiği, muslera tamam, soru işaretlerimiz geçti dedirttiği maç 0-0 biten beşiktaş maçı oldu. oyun olarak son derece ezilen galatasaray, muslera’nın efsanevi performansı ile 1 puanı kurtarırken beşiktaşlıların da psikolojisini bozdu. sağdan vuruyorlar kurtarıyor, soldan vuruyorlar kurtarıyor, ortadan vuruyorlar kurtarıyor. almeida son çare bir vuruş yaptı onu da kurtardı. o an almeida’nın yüzünde ne yaparsak yapalım atamayacağız ifadesi oluştu. başını iki yana sallıyordu. maçın son saniyelerinde bir karambolde riera’nın ayağına çarpan topu da insanüstü bir refleksle kurtardı. hepimizin içe doğru sıçtığı bir andı. yine bu haftalarda içeride 0-0 biten mersin maçında muslera ilk penaltısını kurtardı. penaltıdan sonra ben varken geçit yok hareketi yaptı. artık kendine güveni zirvedeydi ve muslera olmuştu. aynı maçta bir kritik ve çok net pozisyonu hakan balta ile beraber zor da olsa çıkarmıştı ve bir puan daha kazandırmıştı. sezon içerisinde galatasaray, taktiğini de oturtunca muslera da defansa uyum sağladı, işini temiz yaptı. yine içeride kazanılan bir kayseri maçında yandan gelen bir topu çok iyi çıkardı. kamera o sırada fatih terim’i gösterdi. kalede muslera var sülalem raad pozu verdi. yüzünde sinsi bir sırıtış vardı. sezonda ilerleyen süreçte muslera bir de gol attı. ta ki son fenerbahce maçına kadar gayet iyi oynadı. bu maç da hepimizin malumu. muslera hayatımda gördüğüm en konsantre olduğu maçı oynadı. kalesinde devleşti, toptan başka hiçbir şeye odaklanmadı. ve son düdükle beraber adını galatasaray tarihine altın harflerle yazdırdı. sezon boyunca kişilik ve sporculuk anlamında da örnek davranışlar sergiledi ve kendini herkese çok sevdirdi.
2013 sezonu galatasaray için enterasan geçti. ofansif anlamda önemli transferler yapan galatasaray, defansa önem vermedi. bir de üstüne ujfalusi’yi sezon başında kaybederken, defansif yönü yüksek oyunculardan melo ve eboue’nin yeni sezonda performansı düşmüştü. yedek olarak alınan psikopat dany, genç semih ile göbekte oynuyordu. sol kanatta bir süre oynayan hakan balta daha sonra yerini ofansif riera’ya bıraktı. eboue de zaten ofansif oynuyordu. dany bile bazen topu alıp gidiyordu. muslera, bir önceki sezon taş gibi olan defansı kaybetmişti. sezon içerisinde normal bir performans gösterdi muslera. ligde zaten galatasaray çok gol yesek de çok atacağız mantığıyla oynadı. muslera asıl performansını şampiyonlar liginde gösterdi. manchester deplasmanında penaltı kurtarıp takıma maçı kazanma fırsatı sundu. schalke deplasmanında turu getiren performansı sergiledi. içerdeki efsane real madrid maçında, 1-0 gerideyken di maria’nın net şutunu çıkarıp 2-0’a engel oldu. drogba ve sneijder’in gelişiyle iyice ofansa geçen galatasaray’da muslera yine iyi oynadı. sezonun kırılma maçı olan içerideki meşhur 3-1’lik mersin maçında akın akın gelen mersin’i durdurdu. 1-0 gerideyken farkın artmasına engel oldu.
sonraki sezonlar muslera’nın yine top class oynadığı sezonlardı. 2015’te şampiyonluk yolunda kritik maçlarda sahneye yine çıktı. tepeye giden topu yerde yatarken sıçrayarak kurtardı. 2016’da süper kupada penaltı kurtararak lig şampiyonu beşiktaş’a süper kupada mani oldu. muslera’nın en çok eleştirildiği yıllar 2016 ve 2017 oldu. takımın geldiğinden beri en kötü geçen sezonlarında muslera da etkilendi. sonuçta sürekli atak yiyen bir takım, gol atıp kazanamadığı için mağlubiyette öne çıkan bir defans ve kaleci vardı. o sezonki kötü performansı sürpriz değil. kötü bir takımda oynadı. 2018 ve 2019’da şampiyon olan takımda muslera yine top class oynadı. bugün de geldiği günden beri nasıl üst düzey oynuyorsa hala öyle oynuyor. refleksleri hala iyi. özelikle dönen topa vücudunu siper etmesi, uzaktan gelen şutları bu kadar iyi kurtarması ve nereye çeleceğini bilmesi her kalecide olmayan bir meziyet. en büyük avantajlarından birisi namı. lig maçlarında onun karşısına çıkan adam çekiniyor. biliyor ki adam muslera. karşı karşıya kalınca (burayı devlet bahçeli’nin sesiyle okuyun) aklı karışıyor beyni sulanıyor ayakları birbirine dolanıp ne yapacağını bilmez bir hale geliyor. sırf bu çekince bile belki sezon içinde kaç gol yememize engel oluyor.
muslera geldiğinden beri bazı özelliklerinde geriye gitti. penaltı kurtarışlarıyla ünlenen, böylece kupa amerika’da ve dünya kupasında ülkesini zirveye taşıyan muslera ilk iki sezonunda kritik kurtarışlar yapmasına rağmen 2016 süper kupa finali dışında skora etki edecek bir penaltı kurtardığını hatırlamıyorum. onun dışında ayağını iyi kullanıyordu. oyunu iyi kuruyordu. tamam çalım falan atıyor ama degaj ve uzun topları çok iyiydi. kalçadan top çıkarıyordu. hatta pes 13’te topu oyuna en iyi sokan kaleciler aynı tarzda oyun kuran neuer ve cech’ti. neuer’i fantezi olsun diye orta sahada oynatırdım. ayağı iyi olan kaleciler degajda kalçadan top çıkarırdı. bu üç kaleci aynı şekilde degaj yapıyordu. hatta 2013-14 sezonunda kayseri deplasmanında asist yaptığını hatırlıyorum. muslera maalesef ayağını iyi kullanamıyor artık. ama hala fazlasıyla maç kazandıran aynı zamanda örnek bir sporcu. onu çok sevdik hep bizimle kalsın.
her şey 2011’de başladı. galatasaray korkunç geçen 10-11 sezonunu kapatıp yepyeni bir yapılanma ile yola çıkacaktı. 10 yıllık yükseliş döneminin temel taşı 2011’deki transfer dönemiydi. başkan ve hoca değişmişti. artık zirveye oynayacak bir takım kurulmalıydı. mondragon’dan sonra devam eden hayal kırıklığı kaleciler herkesi bıktırmıştı. 2008’i aykut ve orkun idare etmişti. 2009’da de santis iyi bir transferdi ama uyum sağlanamadı. leo franco 2010’da tam bir hayal kırıklığıydı. 2011’e ise kalecisiz girilmiş, aykut ve ufuk’tan medet umulurken bir de zapata isimli karpuzcu tuz biber olmuştu.
2011 yazının hemen başında elmander ve selçuk inan bedelsiz gelirken kale için muslera ismi öne atıldı. muslera lazio’da iyi bir performans gösteren birisiydi. ama en önemlisi milli takımla 2010’da dünya 4.’sü, kopa amerika şampiyonu olan takımın yıldız ismiydi. çünkü kurtardığı penaltılarla takımına turlar atlatıyor kalede güven veriyor arada jeneriklik goller de yiyordu.
2011 yaz kampında oynanan maçlarda muslera iyi bir performans gösterdi. özellikle real madrid maçında higuan’in ayağından topu tereyağından kıl çeker gibi aldı. higuain’de ne oluyor amk şeklinde bir yüz ifadesi belirmişti. yeni sezon olimpiyat stadında başladı. muslera ilk maçında elinden top kaçırarak net bir hatalı gol yedi. aynı maçta 4-5 tane de önemli pozisyon çıkartarak bir yandan acaba soruları oluştururken diğer yandan da güven veriyordu. galatasaray’ın, sezona damga vuracak doğru taktiği bulmasına daha haftalar vardı. 1. haftadaki skandal golden sonra 3. haftada karabük deplasmanında muslera kırmzı kart görerek acaba sorularını daha da arttırdı. 4. haftada kaleyi koruyamayan muslera 5. ve 6. haftada normal bir performans gösterdi. muslera galatasaray’a ilk altın puanını 7. haftada antalya deplasmanında kazandırdı. 0-0 biten maçın son saniyelerinde tüm defans uyurken sağ çaprazdan gelen bir füzeyi inanılmaz çıkardı ve bir puanı getirdi. hatta bu şuttan sonra tek misyonu galatasaray’ı yenip beşiktaş’a yenilmek olan mehmet özdilek çıldırdı, kendini yerden yere vurdu. ilerleyen haftalarda galatasaray zirveye uzanmaya devam ederken taktiğini hala oturtamamıştı. bu halde beşiktaş deplasmanına çıktı. muslera’nın artık taraftara huzur ve güven verdiği, muslera tamam, soru işaretlerimiz geçti dedirttiği maç 0-0 biten beşiktaş maçı oldu. oyun olarak son derece ezilen galatasaray, muslera’nın efsanevi performansı ile 1 puanı kurtarırken beşiktaşlıların da psikolojisini bozdu. sağdan vuruyorlar kurtarıyor, soldan vuruyorlar kurtarıyor, ortadan vuruyorlar kurtarıyor. almeida son çare bir vuruş yaptı onu da kurtardı. o an almeida’nın yüzünde ne yaparsak yapalım atamayacağız ifadesi oluştu. başını iki yana sallıyordu. maçın son saniyelerinde bir karambolde riera’nın ayağına çarpan topu da insanüstü bir refleksle kurtardı. hepimizin içe doğru sıçtığı bir andı. yine bu haftalarda içeride 0-0 biten mersin maçında muslera ilk penaltısını kurtardı. penaltıdan sonra ben varken geçit yok hareketi yaptı. artık kendine güveni zirvedeydi ve muslera olmuştu. aynı maçta bir kritik ve çok net pozisyonu hakan balta ile beraber zor da olsa çıkarmıştı ve bir puan daha kazandırmıştı. sezon içerisinde galatasaray, taktiğini de oturtunca muslera da defansa uyum sağladı, işini temiz yaptı. yine içeride kazanılan bir kayseri maçında yandan gelen bir topu çok iyi çıkardı. kamera o sırada fatih terim’i gösterdi. kalede muslera var sülalem raad pozu verdi. yüzünde sinsi bir sırıtış vardı. sezonda ilerleyen süreçte muslera bir de gol attı. ta ki son fenerbahce maçına kadar gayet iyi oynadı. bu maç da hepimizin malumu. muslera hayatımda gördüğüm en konsantre olduğu maçı oynadı. kalesinde devleşti, toptan başka hiçbir şeye odaklanmadı. ve son düdükle beraber adını galatasaray tarihine altın harflerle yazdırdı. sezon boyunca kişilik ve sporculuk anlamında da örnek davranışlar sergiledi ve kendini herkese çok sevdirdi.
2013 sezonu galatasaray için enterasan geçti. ofansif anlamda önemli transferler yapan galatasaray, defansa önem vermedi. bir de üstüne ujfalusi’yi sezon başında kaybederken, defansif yönü yüksek oyunculardan melo ve eboue’nin yeni sezonda performansı düşmüştü. yedek olarak alınan psikopat dany, genç semih ile göbekte oynuyordu. sol kanatta bir süre oynayan hakan balta daha sonra yerini ofansif riera’ya bıraktı. eboue de zaten ofansif oynuyordu. dany bile bazen topu alıp gidiyordu. muslera, bir önceki sezon taş gibi olan defansı kaybetmişti. sezon içerisinde normal bir performans gösterdi muslera. ligde zaten galatasaray çok gol yesek de çok atacağız mantığıyla oynadı. muslera asıl performansını şampiyonlar liginde gösterdi. manchester deplasmanında penaltı kurtarıp takıma maçı kazanma fırsatı sundu. schalke deplasmanında turu getiren performansı sergiledi. içerdeki efsane real madrid maçında, 1-0 gerideyken di maria’nın net şutunu çıkarıp 2-0’a engel oldu. drogba ve sneijder’in gelişiyle iyice ofansa geçen galatasaray’da muslera yine iyi oynadı. sezonun kırılma maçı olan içerideki meşhur 3-1’lik mersin maçında akın akın gelen mersin’i durdurdu. 1-0 gerideyken farkın artmasına engel oldu.
sonraki sezonlar muslera’nın yine top class oynadığı sezonlardı. 2015’te şampiyonluk yolunda kritik maçlarda sahneye yine çıktı. tepeye giden topu yerde yatarken sıçrayarak kurtardı. 2016’da süper kupada penaltı kurtararak lig şampiyonu beşiktaş’a süper kupada mani oldu. muslera’nın en çok eleştirildiği yıllar 2016 ve 2017 oldu. takımın geldiğinden beri en kötü geçen sezonlarında muslera da etkilendi. sonuçta sürekli atak yiyen bir takım, gol atıp kazanamadığı için mağlubiyette öne çıkan bir defans ve kaleci vardı. o sezonki kötü performansı sürpriz değil. kötü bir takımda oynadı. 2018 ve 2019’da şampiyon olan takımda muslera yine top class oynadı. bugün de geldiği günden beri nasıl üst düzey oynuyorsa hala öyle oynuyor. refleksleri hala iyi. özelikle dönen topa vücudunu siper etmesi, uzaktan gelen şutları bu kadar iyi kurtarması ve nereye çeleceğini bilmesi her kalecide olmayan bir meziyet. en büyük avantajlarından birisi namı. lig maçlarında onun karşısına çıkan adam çekiniyor. biliyor ki adam muslera. karşı karşıya kalınca (burayı devlet bahçeli’nin sesiyle okuyun) aklı karışıyor beyni sulanıyor ayakları birbirine dolanıp ne yapacağını bilmez bir hale geliyor. sırf bu çekince bile belki sezon içinde kaç gol yememize engel oluyor.
muslera geldiğinden beri bazı özelliklerinde geriye gitti. penaltı kurtarışlarıyla ünlenen, böylece kupa amerika’da ve dünya kupasında ülkesini zirveye taşıyan muslera ilk iki sezonunda kritik kurtarışlar yapmasına rağmen 2016 süper kupa finali dışında skora etki edecek bir penaltı kurtardığını hatırlamıyorum. onun dışında ayağını iyi kullanıyordu. oyunu iyi kuruyordu. tamam çalım falan atıyor ama degaj ve uzun topları çok iyiydi. kalçadan top çıkarıyordu. hatta pes 13’te topu oyuna en iyi sokan kaleciler aynı tarzda oyun kuran neuer ve cech’ti. neuer’i fantezi olsun diye orta sahada oynatırdım. ayağı iyi olan kaleciler degajda kalçadan top çıkarırdı. bu üç kaleci aynı şekilde degaj yapıyordu. hatta 2013-14 sezonunda kayseri deplasmanında asist yaptığını hatırlıyorum. muslera maalesef ayağını iyi kullanamıyor artık. ama hala fazlasıyla maç kazandıran aynı zamanda örnek bir sporcu. onu çok sevdik hep bizimle kalsın.
