37130
fenerbahçe başkanı ali koç'un 19 şubat çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında hakem hatalarıyla ilgili yaptığı konuşmanın sorulması üzerine mustafa cengiz şu ifadeleri kullandı:
basın toplantısını 2 saatle yakın izledim. sonra rakiplerime duyduğum saygıdan ötürü gece bir daha izledim. ilgimi çeken noktalardan bir tanesi 7 dakikalık bir video idi... ilgili kurumun web sitesinde bunu bulamadım. başka yerde buldum. 7 dakikalık telif hakkı olan bir video yayınlandı. nasıl oldu bilmiyorum.
şöhretli amerikalı film yönetmeni woody allen'ın bir lafı aklıma geliyor. diyor ki, "hızlı okuma dersi aldım, savaş ve barış romanını okudum. olay moskova'da geçiyor". ben 2 saati dinlediğimde aklımda sadece şu kaldı:
"pazar günü türkiye'nin önemli bir maçı var. ne yapar eder de o maçta hakemi etkilerim... geçmişte yapılan hataları sergileyerek mağdur durumda olduğumu topluma pr çalışması yaparak anlatırım. nasıl hakemi ve tff'yi etkileyerek o maçı alırım" şeklinde bir algı yaratılmak istendiğini hissettim.
olay moskova'da geçmiyor; ama olay pazar günkü bir maçta geçiyor. hepsi bu. bir maçı kazanmak için ulusal bir kurumu, 1923'ten beri olan tff'yi, onun içindeki yönetim kurulu üyelerini zan altında bırakarak, tüm hakem camiasını zan altında bırakarak, bir maçı kazanmakla ne elde edebilirsiniz? şu anda o hakem de belki bizi dinliyor. ben o hakemin bizim lehimize bilinçli olarak en ufak hata yapmasını asla ve kata istemem. böyle bir galibiyet ve zafer bizden uzak olsun. bir hakemi, bir maçın gidişatını etkilemek için saatlerce konuşmak bence çok yanlış. türk futboluna hiçbir katkı sağlamaz... bir maçı kazanabilirsiniz ama bütün geleceği yok edebilirsiniz. geçmişte orada bir yan hakemin başına atılan cisimden 1 saat maç ertelendi. dikişler atıldı, maçı ertelemeyen kişi, o gün türk hakemliğini kaç yıl geriye attı bilmiyorum. ben bu maçı ertelesem cam çerçeve inerdi diyerek hakemlere eyyamcılığı, korkaklığı tavsiye ettiler... türk milleti korkak değildir, türk milleti adil karakterdedir. siz bu hasletlerimizi bir maç için köreltip yok edemezsiniz. biz hakemlerden cesaret istiyoruz.
siz kulüpler birliği açıklaması deyince gülümsedim. 17 kulüp bunu imzalamadı. imzalamayan kulüplerin günahını aldılar. bu yazının editörü de bugün hakemlerden şikâyet eden arkadaşımızdır. bildiriyi okuyorum:
"ligimizde her daim hakem hataları olmuştur ve olacaktır. çünkü insanın var olduğu her yerde hata işin bir parçasıdır."
bunu yazan insanlar söylemlerine dikkat etmelidir, hakemler insandır söylemine katılıyorum; ama bunu yazdıktan sonra hakemlere saldıramazsınız.
hakemleri biz de eleştirdik. bazı hakemler hata yapmayı sadece bize değil tüm takımlara karşı alışkanlık haline getirmiş ve yıpranmış. tartışılır hale gelen insanların sahadan çekilmelerini istedik. hala istiyoruz. riva'daki son kulüpler birliği toplantısında bunu açıkça, isim vermeden dile getirdim. genç hakemler göreve gelsin dedik ve bütün kulüp başkanlarımız destekçi oldu. artık yıpranmış isimlerle yürümeyelim, onlara hizmetleri için teşekkür edelim.
artık sahneyi genç hakemlere bırakalım. hata yapacaksa onlar yapsın, gördüklerini çalsın. adalet dağıtmasın, adil olsun. bir takıma sarı kart verdim diğerine de vermem gerekir diye fırsat kollamasın. oportünizm ve fırsatçılık yapmasın... onun da bir yaşamı var, ailesi var rızkı var... collinalar bekliyoruz ve istiyoruz. belki bir hayal ama ben türk hakemliğinin mutlaka buna ulaşacağına inanıyorum. alttan gelen çok kaliteli bir kadro var. ben bunlara sadece cesaret tavsiye ediyorum. gördüğünü çal. bir takımın taraftarı olabilirsin; bu bizi hiç rahatsız etmez. hatta futbolla ilgili olduğu için mutlu eder; ama adil olacaksın. çocukların tartışmaya girdiğinde nasıl adaletle yaklaşıyorsan takımlara da öyle yaklaşmalısın. hepsi senin kardeşin ve birlikteliğin. aynı şekilde rakibimiz de bizim çok sevdiğimiz kardeşimiz.
fenerbahçe başkanı ali koç'un, pazar günü oynanacak olan derbide yer alacak olan başkanımızı ve yönetim kurulu üyelerimizi karşılaşamayacağını deklare etmesi üzerine görüşleri sorulan başkanımız, "ben 2 yıldır oraya gittim, karşılandığımızı hatırlamıyorum. taraftarın içinden geçiyoruz, turnikeye giriyoruz. bir olumsuzluk olmadı. fenerbahçe'nin seyircisi ve taraftarı da centilmendir. biz asla eleştiriyorsak fenerbahçe camiasına ve taraftarına bir laf etmedik. herhangi bir takım ve kişi bize saldırırsa ona yanıt veririz. öbür yanağımızı çevirmeyi pek sevmiyoruz. biz burada özellikle bir karşılanma beklemiyoruz. kimseyi zor durumda bırakmak istemiyorum. biz 2 yıl önce kendilerine yemek daveti yaptık, katılmadılar. bunu deklare etmedik. saygı duyarız. loca istediler, verdik. hatta ekstra loca verdik. yine istesinler yine veririz. onlar verir veya vermez kendilerinin problemi. bana loca vermeyebilir, karşılamayabilir. ben camiamı temsilen oraya gidiyorum. asla da rahatsız olmam. benim için karşılanmak önemli değil. benim taraftarım nasıl karşılanıyor asıl önemli olan o... benim taraftarımı hoparlörden yüksek ses vererek karşılıyorsan istersen beni altın tahtta karşıla. hiçbir değeri yok. benim taraftarımı nasıl karşılıyorsun?
gelen fenerbahçe trabzonspor ve beşiktaş taraftarına bir hata yapmadık. ne yüksek ses açtık ne tuvaletleri kapattık ne de su temininde bir aksaklık yaşattık. gözlemcileri uyarıyorum. duyma sağırlığı yaşadı benim 500-600'e yakın taraftarım. gözlemci hoparlörün sesi kısılıyor, gidince sesi artırılıyor. bunun böyle yapıldığını iddia ediyorum. eğer böyle değilse mutluluk duyarım. insanlar kulağına pamuklar alıp maça gidiyor. lütfen taraftarımıza iyi davranın, bu bir spor müsabakası... mohaç meydan muharebesi'ne gitmiyoruz. yeneriz, yeniliriz, fark da yiyebiliriz fark da atabiliriz. bu galibiyetle büyük bir kitle sevinip üzülüyorsa toplumsal bir olay. bunu gerginliğe, düşmanlığa yöneltmeyelim. gülelim takılalım. rakip takım bizim arkadaşımız, kardeşimiz. düşmanımız değil. sahada ölümüne rakibimiz ama ölmek için değil. benim için ölme, benim için yaşa.
kulüp başkanlarının kadın olması fikri konusunda görüşü sorulan başkanımız mustafa cengiz, "son şampiyonlar ligi'nde avrupa'nın en batısındaki portekiz'den iki takım ve real madrid ile yemek toplantısı yapmıştık. her üç kulübe de sordum, "biz de avrupa'nın en doğusundaki ülkeyiz. siz batı demokrasisini temsil ediyorsunuz, avrupa'nın en batısındasınız. biz de en doğudayız. coğrafya kaderdir ibn haldun'un dediği gibi. sizin yönetim kurulunuzda kaç kadın üyeniz var dedik. sıfır dediler. yönetimimizde banu hanım ve dilek hanım vardı ve biz bununla gurur duyuyoruz. kadının olduğu yerde nezaket vardır. insanlar söylediklerine dikkat eder. ağzından bir şey kaçınca özür diler. kadının varlığı sizi efendi olmaya iter. anneniz, kız kardeşiniz, ablanız veya kız arkadaşınız sizi susturur. kadının varlığı çok önemli."
fenerbahçe başkanının cuma maçlarını en çok oynayan takımın kendileri olduğu iddiasının yanlış bir bilgiye dayandığını ifade eden mustafa cengiz, "hep cuma maçını biz oynadık diye şikâyette bulunmuş. bana verilen listeye göre tam tersine en çok cuma maçını galatasaray oynamış. galatasaray 6 maç, kendileri 3 maç. 4 maç başakşehir oynamış. hangi matematikle gidiyoruz, hangi bilgiler veriyorlar sayın başkana bilmiyorum; ama böyle bir argüman yanlış."
başkanımız, pazar günü fenerbahçe ile oynayacağımız maçla alakalı ise şunları söyledi:
"rakibe saygı duymak ve tebrik etmek gerek. benim ya da başka bir arkadaşımın döneminde bu gidişat kırılacak. o gün pazar günü mü? inşallah o gün pazar günü olur ve sahada olur. dostça ve adil yarış içinde olur.”
başkanımız, club brugge'de kiralık olarak forma giyen futbolcumuz mbaye diagne konusundaki yeni gelişmeleri şu şekilde aktardı:
"diagne konusunda club brugge ile bir gerilimimiz oldu. diagne bizim değerli bir metamız. diagne, bana göre rizespor maçında son saniyedeki performansıyla gereğini yaptı. biz 13 milyon euro yatırım yaptığımız bir harcamanın heder olmasını istemeyiz. biz bu konuda çok sert bir uyarıda bulunduk ve bunu tazmin edeceğimizi bildirdik. club brugge başkanı bart verhaeghe, derhal vaziyet etti konuya, diagne'yi düzenli olarak antrenmana aldı. bize de düzenli olarak aylık rapor gönderiyor. aramızdaki mali sorunu da hallettik. club brugge'e ve başkan bart'a gösterdikleri ilgi için teşekkür ediyorum ve bu dostça ilişkinin sürmesini de diliyorum.
tsyd tarafından dört büyük kulüp başkanının katılacağı iddia edildiği organizasyonun kendisine bildirilmediğini dile getiren başkanımız"bu konuyu yolda öğrendim. iki televizyon kanalından telefon aldım. ben katılırım, ama diğer kulüplerin durumu önemli. er meydanından kaçılmaz, zevkle gelirim. karşıya saygı gerek. ben o tarihte müsait olabilirim; ama diğer kulüp başkanları o saatte uygun mu? alternatif tarihler ve saatler vermelisiniz. bana intikal eden hiçbir şey yok. saati ve günü benim ve diğer başkanlarım için uygunsa olabilir... diğer başkanlar adına konuşamam, ayıp olur. evet dersem onlar için emrivaki yapmış olurum. o kurumda mı olur bilemem. dört kulüp bir araya geliyoruz. sayın valimiz telefon etti. tff'nin galatasaray'ın, fenerbahçe'nin, beşiktaş'ın, trabzonspor'un başkan düzeyinde bir araya geleceği toplantı tertip edilecek. ben hemen kabul ettim. illa bir televizyon kanalına çıkmak gerekmiyor. valilikte dördümüz bir araya geleceğiz. hemen evet dedim. ben kaçmam. tv'ye çıkayım diye bir endişem yok."
kadın futbol takımı kurulma projesi konusunda gelen soruya "branş açmak kolay, onu sürdürmek önemli. mali durumu dengeleme safhasındayız. yapılandırma sürecimizde harcamalarımıza dikkat ediyoruz. kadın futbolu bize hiçbir gelir getirmese de zamanı geldiğinde planlarımız arasında var."
son dönemde bazı çevrelerce tartışılan hisse satışı konusunda ise mustafa cengiz, "susma hakkımızı kullanmamız yanlış anlaşılıyor. o satılan hisse senetleri gidişatında oynama olmaması için açıklama yapmadık. biz sayın dursun özbek ile bir sözleşme, anlaşma yaptık. sayın dursun özbek elindeki rehinini yaklaşık 4,5 hisse senedini borsada satma hakkını var onları kullanıyor. bu arada bizim de nakite ihtiyacımız var. biz de yüzde 2 -2,5 hisse senedi satışı yaptık. satışa rağmen hisse senetleri yükseliyor. biz satmıyoruz, banka kanalı ile anlaştığımız için dursun bey tarafından satılıyor. bizim de sattığımız yüzde 2'lik hisse senedi var."
(bkz: mustafa cengiz)
basın toplantısını 2 saatle yakın izledim. sonra rakiplerime duyduğum saygıdan ötürü gece bir daha izledim. ilgimi çeken noktalardan bir tanesi 7 dakikalık bir video idi... ilgili kurumun web sitesinde bunu bulamadım. başka yerde buldum. 7 dakikalık telif hakkı olan bir video yayınlandı. nasıl oldu bilmiyorum.
şöhretli amerikalı film yönetmeni woody allen'ın bir lafı aklıma geliyor. diyor ki, "hızlı okuma dersi aldım, savaş ve barış romanını okudum. olay moskova'da geçiyor". ben 2 saati dinlediğimde aklımda sadece şu kaldı:
"pazar günü türkiye'nin önemli bir maçı var. ne yapar eder de o maçta hakemi etkilerim... geçmişte yapılan hataları sergileyerek mağdur durumda olduğumu topluma pr çalışması yaparak anlatırım. nasıl hakemi ve tff'yi etkileyerek o maçı alırım" şeklinde bir algı yaratılmak istendiğini hissettim.
olay moskova'da geçmiyor; ama olay pazar günkü bir maçta geçiyor. hepsi bu. bir maçı kazanmak için ulusal bir kurumu, 1923'ten beri olan tff'yi, onun içindeki yönetim kurulu üyelerini zan altında bırakarak, tüm hakem camiasını zan altında bırakarak, bir maçı kazanmakla ne elde edebilirsiniz? şu anda o hakem de belki bizi dinliyor. ben o hakemin bizim lehimize bilinçli olarak en ufak hata yapmasını asla ve kata istemem. böyle bir galibiyet ve zafer bizden uzak olsun. bir hakemi, bir maçın gidişatını etkilemek için saatlerce konuşmak bence çok yanlış. türk futboluna hiçbir katkı sağlamaz... bir maçı kazanabilirsiniz ama bütün geleceği yok edebilirsiniz. geçmişte orada bir yan hakemin başına atılan cisimden 1 saat maç ertelendi. dikişler atıldı, maçı ertelemeyen kişi, o gün türk hakemliğini kaç yıl geriye attı bilmiyorum. ben bu maçı ertelesem cam çerçeve inerdi diyerek hakemlere eyyamcılığı, korkaklığı tavsiye ettiler... türk milleti korkak değildir, türk milleti adil karakterdedir. siz bu hasletlerimizi bir maç için köreltip yok edemezsiniz. biz hakemlerden cesaret istiyoruz.
siz kulüpler birliği açıklaması deyince gülümsedim. 17 kulüp bunu imzalamadı. imzalamayan kulüplerin günahını aldılar. bu yazının editörü de bugün hakemlerden şikâyet eden arkadaşımızdır. bildiriyi okuyorum:
"ligimizde her daim hakem hataları olmuştur ve olacaktır. çünkü insanın var olduğu her yerde hata işin bir parçasıdır."
bunu yazan insanlar söylemlerine dikkat etmelidir, hakemler insandır söylemine katılıyorum; ama bunu yazdıktan sonra hakemlere saldıramazsınız.
hakemleri biz de eleştirdik. bazı hakemler hata yapmayı sadece bize değil tüm takımlara karşı alışkanlık haline getirmiş ve yıpranmış. tartışılır hale gelen insanların sahadan çekilmelerini istedik. hala istiyoruz. riva'daki son kulüpler birliği toplantısında bunu açıkça, isim vermeden dile getirdim. genç hakemler göreve gelsin dedik ve bütün kulüp başkanlarımız destekçi oldu. artık yıpranmış isimlerle yürümeyelim, onlara hizmetleri için teşekkür edelim.
artık sahneyi genç hakemlere bırakalım. hata yapacaksa onlar yapsın, gördüklerini çalsın. adalet dağıtmasın, adil olsun. bir takıma sarı kart verdim diğerine de vermem gerekir diye fırsat kollamasın. oportünizm ve fırsatçılık yapmasın... onun da bir yaşamı var, ailesi var rızkı var... collinalar bekliyoruz ve istiyoruz. belki bir hayal ama ben türk hakemliğinin mutlaka buna ulaşacağına inanıyorum. alttan gelen çok kaliteli bir kadro var. ben bunlara sadece cesaret tavsiye ediyorum. gördüğünü çal. bir takımın taraftarı olabilirsin; bu bizi hiç rahatsız etmez. hatta futbolla ilgili olduğu için mutlu eder; ama adil olacaksın. çocukların tartışmaya girdiğinde nasıl adaletle yaklaşıyorsan takımlara da öyle yaklaşmalısın. hepsi senin kardeşin ve birlikteliğin. aynı şekilde rakibimiz de bizim çok sevdiğimiz kardeşimiz.
fenerbahçe başkanı ali koç'un, pazar günü oynanacak olan derbide yer alacak olan başkanımızı ve yönetim kurulu üyelerimizi karşılaşamayacağını deklare etmesi üzerine görüşleri sorulan başkanımız, "ben 2 yıldır oraya gittim, karşılandığımızı hatırlamıyorum. taraftarın içinden geçiyoruz, turnikeye giriyoruz. bir olumsuzluk olmadı. fenerbahçe'nin seyircisi ve taraftarı da centilmendir. biz asla eleştiriyorsak fenerbahçe camiasına ve taraftarına bir laf etmedik. herhangi bir takım ve kişi bize saldırırsa ona yanıt veririz. öbür yanağımızı çevirmeyi pek sevmiyoruz. biz burada özellikle bir karşılanma beklemiyoruz. kimseyi zor durumda bırakmak istemiyorum. biz 2 yıl önce kendilerine yemek daveti yaptık, katılmadılar. bunu deklare etmedik. saygı duyarız. loca istediler, verdik. hatta ekstra loca verdik. yine istesinler yine veririz. onlar verir veya vermez kendilerinin problemi. bana loca vermeyebilir, karşılamayabilir. ben camiamı temsilen oraya gidiyorum. asla da rahatsız olmam. benim için karşılanmak önemli değil. benim taraftarım nasıl karşılanıyor asıl önemli olan o... benim taraftarımı hoparlörden yüksek ses vererek karşılıyorsan istersen beni altın tahtta karşıla. hiçbir değeri yok. benim taraftarımı nasıl karşılıyorsun?
gelen fenerbahçe trabzonspor ve beşiktaş taraftarına bir hata yapmadık. ne yüksek ses açtık ne tuvaletleri kapattık ne de su temininde bir aksaklık yaşattık. gözlemcileri uyarıyorum. duyma sağırlığı yaşadı benim 500-600'e yakın taraftarım. gözlemci hoparlörün sesi kısılıyor, gidince sesi artırılıyor. bunun böyle yapıldığını iddia ediyorum. eğer böyle değilse mutluluk duyarım. insanlar kulağına pamuklar alıp maça gidiyor. lütfen taraftarımıza iyi davranın, bu bir spor müsabakası... mohaç meydan muharebesi'ne gitmiyoruz. yeneriz, yeniliriz, fark da yiyebiliriz fark da atabiliriz. bu galibiyetle büyük bir kitle sevinip üzülüyorsa toplumsal bir olay. bunu gerginliğe, düşmanlığa yöneltmeyelim. gülelim takılalım. rakip takım bizim arkadaşımız, kardeşimiz. düşmanımız değil. sahada ölümüne rakibimiz ama ölmek için değil. benim için ölme, benim için yaşa.
kulüp başkanlarının kadın olması fikri konusunda görüşü sorulan başkanımız mustafa cengiz, "son şampiyonlar ligi'nde avrupa'nın en batısındaki portekiz'den iki takım ve real madrid ile yemek toplantısı yapmıştık. her üç kulübe de sordum, "biz de avrupa'nın en doğusundaki ülkeyiz. siz batı demokrasisini temsil ediyorsunuz, avrupa'nın en batısındasınız. biz de en doğudayız. coğrafya kaderdir ibn haldun'un dediği gibi. sizin yönetim kurulunuzda kaç kadın üyeniz var dedik. sıfır dediler. yönetimimizde banu hanım ve dilek hanım vardı ve biz bununla gurur duyuyoruz. kadının olduğu yerde nezaket vardır. insanlar söylediklerine dikkat eder. ağzından bir şey kaçınca özür diler. kadının varlığı sizi efendi olmaya iter. anneniz, kız kardeşiniz, ablanız veya kız arkadaşınız sizi susturur. kadının varlığı çok önemli."
fenerbahçe başkanının cuma maçlarını en çok oynayan takımın kendileri olduğu iddiasının yanlış bir bilgiye dayandığını ifade eden mustafa cengiz, "hep cuma maçını biz oynadık diye şikâyette bulunmuş. bana verilen listeye göre tam tersine en çok cuma maçını galatasaray oynamış. galatasaray 6 maç, kendileri 3 maç. 4 maç başakşehir oynamış. hangi matematikle gidiyoruz, hangi bilgiler veriyorlar sayın başkana bilmiyorum; ama böyle bir argüman yanlış."
başkanımız, pazar günü fenerbahçe ile oynayacağımız maçla alakalı ise şunları söyledi:
"rakibe saygı duymak ve tebrik etmek gerek. benim ya da başka bir arkadaşımın döneminde bu gidişat kırılacak. o gün pazar günü mü? inşallah o gün pazar günü olur ve sahada olur. dostça ve adil yarış içinde olur.”
başkanımız, club brugge'de kiralık olarak forma giyen futbolcumuz mbaye diagne konusundaki yeni gelişmeleri şu şekilde aktardı:
"diagne konusunda club brugge ile bir gerilimimiz oldu. diagne bizim değerli bir metamız. diagne, bana göre rizespor maçında son saniyedeki performansıyla gereğini yaptı. biz 13 milyon euro yatırım yaptığımız bir harcamanın heder olmasını istemeyiz. biz bu konuda çok sert bir uyarıda bulunduk ve bunu tazmin edeceğimizi bildirdik. club brugge başkanı bart verhaeghe, derhal vaziyet etti konuya, diagne'yi düzenli olarak antrenmana aldı. bize de düzenli olarak aylık rapor gönderiyor. aramızdaki mali sorunu da hallettik. club brugge'e ve başkan bart'a gösterdikleri ilgi için teşekkür ediyorum ve bu dostça ilişkinin sürmesini de diliyorum.
tsyd tarafından dört büyük kulüp başkanının katılacağı iddia edildiği organizasyonun kendisine bildirilmediğini dile getiren başkanımız"bu konuyu yolda öğrendim. iki televizyon kanalından telefon aldım. ben katılırım, ama diğer kulüplerin durumu önemli. er meydanından kaçılmaz, zevkle gelirim. karşıya saygı gerek. ben o tarihte müsait olabilirim; ama diğer kulüp başkanları o saatte uygun mu? alternatif tarihler ve saatler vermelisiniz. bana intikal eden hiçbir şey yok. saati ve günü benim ve diğer başkanlarım için uygunsa olabilir... diğer başkanlar adına konuşamam, ayıp olur. evet dersem onlar için emrivaki yapmış olurum. o kurumda mı olur bilemem. dört kulüp bir araya geliyoruz. sayın valimiz telefon etti. tff'nin galatasaray'ın, fenerbahçe'nin, beşiktaş'ın, trabzonspor'un başkan düzeyinde bir araya geleceği toplantı tertip edilecek. ben hemen kabul ettim. illa bir televizyon kanalına çıkmak gerekmiyor. valilikte dördümüz bir araya geleceğiz. hemen evet dedim. ben kaçmam. tv'ye çıkayım diye bir endişem yok."
kadın futbol takımı kurulma projesi konusunda gelen soruya "branş açmak kolay, onu sürdürmek önemli. mali durumu dengeleme safhasındayız. yapılandırma sürecimizde harcamalarımıza dikkat ediyoruz. kadın futbolu bize hiçbir gelir getirmese de zamanı geldiğinde planlarımız arasında var."
son dönemde bazı çevrelerce tartışılan hisse satışı konusunda ise mustafa cengiz, "susma hakkımızı kullanmamız yanlış anlaşılıyor. o satılan hisse senetleri gidişatında oynama olmaması için açıklama yapmadık. biz sayın dursun özbek ile bir sözleşme, anlaşma yaptık. sayın dursun özbek elindeki rehinini yaklaşık 4,5 hisse senedini borsada satma hakkını var onları kullanıyor. bu arada bizim de nakite ihtiyacımız var. biz de yüzde 2 -2,5 hisse senedi satışı yaptık. satışa rağmen hisse senetleri yükseliyor. biz satmıyoruz, banka kanalı ile anlaştığımız için dursun bey tarafından satılıyor. bizim de sattığımız yüzde 2'lik hisse senedi var."
(bkz: mustafa cengiz)
