2079
galatasaray tarihine adını çalışkanlığı ve karakteriyle yazdırmış çok sevdiğim bir oyuncudur nagatomo.
ilk geldiği dönemi hatırlıyorum. kendisini inter'den çokça izlediğim için açıkçası fazla beklentim yoktu. ayrıca en iyi döneminde gelmiyordu bize, yaşı ilerlemişti. bunun üstüne bir de inter taraftarları kendisi gittiği için zil takıp oynuyordu adeta. tüm bunları göz önünde bulundurduğumda ciddi şüpheler uyandırmıştı bende ama en çok yanıltan oyunculardan biri olması çok uzun sürmedi yuto'nun.
gelir gelmez sol koridoru domine etti. yıllarca savunmacı bek olarak bildiğim izlediğim adam sürekli bindiriyordu soldan, sürekli hücumu düşünüyordu. sağ ayaklı bir oyuncu olmasına rağmen sol ayağını orijinal ayağı gibi kullanıp gomis'e havadan yerden müthiş servisler yapıyordu. işte aradığımız sol bek bu dedik resmen. gerek performansı, gerek çalışkanlığı ve karakteriyle, sempatisiyle çok sevmişti herkes nagatomo'yu. maalesef sonraki sezon arena'daki malum schalke maçı ve çok talihsiz akciğer sönmesi sakatlığıyla beraber ciddi bir düşüşe geçti. öyle bir düşüştü ki bu, ne eskisi gibi sol tarafı domine edebiliyordu, ne de ters ayağı olmasına rağmen müthiş esintiler sunduğu o sol ayağını eskisi gibi kullanabiliyordu. evet savunmada yine iyiydi pozisyon bilgisi ve temposu sayesinde ama teknik olarak öylesine geriledi ki, bu da takımın hücumda artık bir opsiyonunun eksildiği anlamına geliyordu.
futbolda istenileni veremediğiniz zaman kim olursanız olun zamanla yerinizi başkaları alıyor. tabi aslında sadece futbolda değil hayatın hemen her yerinde geçerli bir kural bu. fakat böylesine çalışkan, karakterli, sahada her şeyini veren adamlarla doğal olarak duygusal bir bağ kurduğumuz için üzülebiliyoruz. nagatomo'nun artık bizimle olmayacak olmasına gerçekten çok üzülüyorum.
her şey için çok teşekkürler nagatomo. karakterin ve katkıların hiçbir zaman unutulmayacak. arada bizi ziyarete gelmeyi unutma. çok özletme!
ilk geldiği dönemi hatırlıyorum. kendisini inter'den çokça izlediğim için açıkçası fazla beklentim yoktu. ayrıca en iyi döneminde gelmiyordu bize, yaşı ilerlemişti. bunun üstüne bir de inter taraftarları kendisi gittiği için zil takıp oynuyordu adeta. tüm bunları göz önünde bulundurduğumda ciddi şüpheler uyandırmıştı bende ama en çok yanıltan oyunculardan biri olması çok uzun sürmedi yuto'nun.
gelir gelmez sol koridoru domine etti. yıllarca savunmacı bek olarak bildiğim izlediğim adam sürekli bindiriyordu soldan, sürekli hücumu düşünüyordu. sağ ayaklı bir oyuncu olmasına rağmen sol ayağını orijinal ayağı gibi kullanıp gomis'e havadan yerden müthiş servisler yapıyordu. işte aradığımız sol bek bu dedik resmen. gerek performansı, gerek çalışkanlığı ve karakteriyle, sempatisiyle çok sevmişti herkes nagatomo'yu. maalesef sonraki sezon arena'daki malum schalke maçı ve çok talihsiz akciğer sönmesi sakatlığıyla beraber ciddi bir düşüşe geçti. öyle bir düşüştü ki bu, ne eskisi gibi sol tarafı domine edebiliyordu, ne de ters ayağı olmasına rağmen müthiş esintiler sunduğu o sol ayağını eskisi gibi kullanabiliyordu. evet savunmada yine iyiydi pozisyon bilgisi ve temposu sayesinde ama teknik olarak öylesine geriledi ki, bu da takımın hücumda artık bir opsiyonunun eksildiği anlamına geliyordu.
futbolda istenileni veremediğiniz zaman kim olursanız olun zamanla yerinizi başkaları alıyor. tabi aslında sadece futbolda değil hayatın hemen her yerinde geçerli bir kural bu. fakat böylesine çalışkan, karakterli, sahada her şeyini veren adamlarla doğal olarak duygusal bir bağ kurduğumuz için üzülebiliyoruz. nagatomo'nun artık bizimle olmayacak olmasına gerçekten çok üzülüyorum.
her şey için çok teşekkürler nagatomo. karakterin ve katkıların hiçbir zaman unutulmayacak. arada bizi ziyarete gelmeyi unutma. çok özletme!