• 23821
    galatasaray, bin dokuz yüz yetmiş dört yılından beri kah tribünden, kah televizyondan, kah radyodan takip ettiğim en büyük aşkım. ve uzun süre şampiyonluk hasreti çeken neslin bir ferdi olarak taraftar ve seyirci arasındaki farkın ne olduğunu yıllar içinde gözlemle şansı yakalama fırsatını verdi bu kahırlı süreç. kar, yağmur, çamur demeden armanın peşinden koştuk hep. gerektiğinde sahaya inip, maçın oynanması için karları temizledik, takımın döküldüğü yıllar oldu ama hiç inancımızı kaybetmedik. şimdi bir iki maçta gömülen futbolcuların, yüz kat beterini gözlerimiz kanaya kanaya izledik yine de o formayı ıslatan herkese sahip çıktık. siyasetin nasıl futbola bulaştığını kenan evren ile, semra özal ile gördük, beşiktaş'ın semra özal sayesinde nasıl seri şampiyonluğa bağladığına tanık olduk, arkadaşlarımız semra özal yüzünden polisler tarafından feci dayaklar yedi bursa, kocaeli deplasmanlarında sakat kalanlar oldu, yine de ertesi hafta koltuk değnekleriyle tribünde yerlerini aldılar. ki o zamanda sakat olanların saha içine girme kontenjanı vardı, tenezzül bile etmediler. kendi evlatlarımıza sahip çıktık, ne kadar asi olursa olsun metin yıldız kalbimizin starıydı. evliya çelebi gibi dolaşmasına rağmen yine son yıllarında olgunluk dönemini parçalı altına oynadı, büyük başarılara imza attı. avrupa'ya adım adım çıkarma yapmamız bu sancılı süre içinde gerçekleşti. ilk patlamamız aslında iviç dönemine denk gelir avrupa arenasında, avusturya vien takımına iki sıfırdan istanbul'da dört iki kaybedilen maç, rövanşta bir sıfırlık galibiyetin yetmemesi, kıvılcım orada başlar, derwall ile taçlanır. şu an mevcut olan endüstriyel futbol bünyemize pek hitap etmese de, yine de sarı kırmızı aşkı bu yaşta bile peşinden kovalatır bizi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın