3402
abdürrahim albayrak'ın her hareketi neden bu kadar infial yaratıyor? adamın aldığı nefes bile ülke çapında yeni bir esprinin odak noktası oluyor.
(bkz: monacospor)
şivesi bozukmuş, falzao diyormuş. desin arkadaşım sanane?
ingilizce bilmiyormuş, monacospor diyormuş. desin arkadaşım sanane?
çok heyecanlıymış, yerinde duramıyormuş. duramasın arkadaşım sanane?
bir de iktidara çok yanlıyor diye eleştiriliyor tabi. sen muhalefete yanlıyorsun diye seni de eleştirelim mi?
adamın cebindeki paradan, gönlündeki siyasetçiden, ağzındaki şiveden bizene beyler? öğle yemeğinde muslera'ya türkçe fıkra da anlatabilir, bilemeyiz.
adam rize'nin bağrından kopup gelmiş. belki tırnakları ile kazıyarak geldi belki de başka türlü, orasını allah bilir. beni ve bizi hiç ama hiç ilgilendirmez.
orada burada ırkçılık yapıldığında hepimiz üşüşüyoruz başlıklara, klavye başlarına. vay efendim ırkçılık nasıl yapılırlar, vay efendim bu devirde hala ten rengi tartışmaları falan filan gırla gider. ama konu abdürrahim albayrak'a gelince, monacospor.
abdürrahim başkan herhangi bir oyuncumuza sövdü mü, vurdu mu? takıma ihanet ederken yakalandı mı? bazı başkanlar gibi takımı kendi otobüsüne bindirip, faturasını kargo ile kulübe yolladı mı?
taraftarın buna bakması lazımken hala boş şeylerdeyiz. üstüne bir de medyaya gaz veriyoruz, ışık tutuyoruz. bu mu galatasaray sevdası? kendi takımına sevdalı birini milletin ağzına sakız ederek mi galatasaray aşığı oluyorsunuz?
kusura bakmayın, abdürrahim albayrak sizden daha galatasaraylı.
not: ne iktidar yanlısıyım ne de abdürrahim albayrak. benim tarafım gerçekler. *
2.not: arkadaşlar beni tam anlayamamış sanırım. ben abdürrahim albayrak için başkan olsun, adamın kralı, tam bir transfer komitesi başkanı demedim. yazdığım yazının en ufak bir noktasında böyle bir hissiyat mı uyandırdım? ha şunu savunurum, bir şekilde eleştiri yağmuruna tuttuğumuz bu arkadaş sayesinde gelen futbolcular takıma daha çabuk adapte oluyor, kulübü seviyor. bu takımda görev yaptığı her sezon, takımdaki aile ortamı maksimum seviyelere çıktı. ayrıca adamın fiziki kusurlarını ağzımızda sakız etmemiz ayıptır, günahtır. yoksa kimseye şu kişiyi savunacaksınız, destekleyeceksiniz diye birşey ima etmiyoruz burada. bu adamı bir şekilde seçmişler, o yönetim kuruluna koymuşlar. bir şekilde defalarca kendini ispatlamış, başarılı olmuş ve tekrar tekrar seçilmiş.
başarı gelecekse yine seçilsin. çalıp çırpmadığı için mi eleştiriyorsunuz yoksa?
(bkz: monacospor)
şivesi bozukmuş, falzao diyormuş. desin arkadaşım sanane?
ingilizce bilmiyormuş, monacospor diyormuş. desin arkadaşım sanane?
çok heyecanlıymış, yerinde duramıyormuş. duramasın arkadaşım sanane?
bir de iktidara çok yanlıyor diye eleştiriliyor tabi. sen muhalefete yanlıyorsun diye seni de eleştirelim mi?
adamın cebindeki paradan, gönlündeki siyasetçiden, ağzındaki şiveden bizene beyler? öğle yemeğinde muslera'ya türkçe fıkra da anlatabilir, bilemeyiz.
adam rize'nin bağrından kopup gelmiş. belki tırnakları ile kazıyarak geldi belki de başka türlü, orasını allah bilir. beni ve bizi hiç ama hiç ilgilendirmez.
orada burada ırkçılık yapıldığında hepimiz üşüşüyoruz başlıklara, klavye başlarına. vay efendim ırkçılık nasıl yapılırlar, vay efendim bu devirde hala ten rengi tartışmaları falan filan gırla gider. ama konu abdürrahim albayrak'a gelince, monacospor.
abdürrahim başkan herhangi bir oyuncumuza sövdü mü, vurdu mu? takıma ihanet ederken yakalandı mı? bazı başkanlar gibi takımı kendi otobüsüne bindirip, faturasını kargo ile kulübe yolladı mı?
taraftarın buna bakması lazımken hala boş şeylerdeyiz. üstüne bir de medyaya gaz veriyoruz, ışık tutuyoruz. bu mu galatasaray sevdası? kendi takımına sevdalı birini milletin ağzına sakız ederek mi galatasaray aşığı oluyorsunuz?
kusura bakmayın, abdürrahim albayrak sizden daha galatasaraylı.
not: ne iktidar yanlısıyım ne de abdürrahim albayrak. benim tarafım gerçekler. *
2.not: arkadaşlar beni tam anlayamamış sanırım. ben abdürrahim albayrak için başkan olsun, adamın kralı, tam bir transfer komitesi başkanı demedim. yazdığım yazının en ufak bir noktasında böyle bir hissiyat mı uyandırdım? ha şunu savunurum, bir şekilde eleştiri yağmuruna tuttuğumuz bu arkadaş sayesinde gelen futbolcular takıma daha çabuk adapte oluyor, kulübü seviyor. bu takımda görev yaptığı her sezon, takımdaki aile ortamı maksimum seviyelere çıktı. ayrıca adamın fiziki kusurlarını ağzımızda sakız etmemiz ayıptır, günahtır. yoksa kimseye şu kişiyi savunacaksınız, destekleyeceksiniz diye birşey ima etmiyoruz burada. bu adamı bir şekilde seçmişler, o yönetim kuruluna koymuşlar. bir şekilde defalarca kendini ispatlamış, başarılı olmuş ve tekrar tekrar seçilmiş.
başarı gelecekse yine seçilsin. çalıp çırpmadığı için mi eleştiriyorsunuz yoksa?
