620
süper ligde son iki sezon, toplamda 40 iç saha maçından 33 galibiyet 7 beraberlik alarak yenilgisiz ilerleyen galatasaray'ın 1 numaralı faktörü taraftardır.
ve bu taraftar da dün tepkisini yapabileceği tek şekilde vermiştir. inanın demokratik bir seçim sistemiyle maç kadrosu oluşturulsa belhanda bu kadronun yedeğine dahi alınmaz. o halde taraftar denen oluşum desteğiyle nasıl ki tribünü doldurup, sahasını rakibe cehenneme çeviriyorsa tepkisini de aynı şekilde koyacaktır.
fatih terim olarak taraftara seyirci diyorsan bundan sonraki iç saha maçlarını 10-15 bin kişiye oynarsın. deplasmanda takımın hali malum, bunun yanında iç sahada da tribün baskısıyla maç alamazsan o koltuk sallanmaya başlar. kimse seni kovmasa da zaten sen istifanı verirsin.
kimse galatasaray'ın sahibi değil. kimse kimseyi sen o değilsin busun diye etiketleme özelliğine de sahip değil.
gelelim mektuba.
soruyorum o zaman sana sayın terim; her fırsatta bize asıl düşmanı biz görmüyormuşuz gibi işaret ediyorsun ya. peki bu düşmanların ceza vereceğini bile bile ne diye amatör organize açıklaması yaptın? tepki verdin değil mi? olan bitene dayanamadın ve elindeki tek tepki verme aracını kullanarak açıklama yaptın. sen ceza alıp takımı yalnız bırakınca biz senin arkanda durmadık mı? kalkıp sana teknik direktör değilsin, sadece elemansın demesini de bilirdik. tıpkı senin bize taraftar değil seyircisiniz dediğin gibi.
bundan sonra bir düzelme ve değişim görene kadar, forma adaleti ve sahada bir oyun görene kadar sadece staddaki koltuğumda oturur tiyatro izler gibi maçımı izler giderim. sahada özveri gösteren futbolcuyu alkışlar, hatalı hakem kararı ya da rakip takım ataklarında tepkisiz kalırım.
seyirci istiyorsan buyum.
taraftar istiyorsan son iki sezon gelen şampiyonluklara ve iç sahadaki 40 maça bakman yeterli.
ve bu taraftar da dün tepkisini yapabileceği tek şekilde vermiştir. inanın demokratik bir seçim sistemiyle maç kadrosu oluşturulsa belhanda bu kadronun yedeğine dahi alınmaz. o halde taraftar denen oluşum desteğiyle nasıl ki tribünü doldurup, sahasını rakibe cehenneme çeviriyorsa tepkisini de aynı şekilde koyacaktır.
fatih terim olarak taraftara seyirci diyorsan bundan sonraki iç saha maçlarını 10-15 bin kişiye oynarsın. deplasmanda takımın hali malum, bunun yanında iç sahada da tribün baskısıyla maç alamazsan o koltuk sallanmaya başlar. kimse seni kovmasa da zaten sen istifanı verirsin.
kimse galatasaray'ın sahibi değil. kimse kimseyi sen o değilsin busun diye etiketleme özelliğine de sahip değil.
gelelim mektuba.
soruyorum o zaman sana sayın terim; her fırsatta bize asıl düşmanı biz görmüyormuşuz gibi işaret ediyorsun ya. peki bu düşmanların ceza vereceğini bile bile ne diye amatör organize açıklaması yaptın? tepki verdin değil mi? olan bitene dayanamadın ve elindeki tek tepki verme aracını kullanarak açıklama yaptın. sen ceza alıp takımı yalnız bırakınca biz senin arkanda durmadık mı? kalkıp sana teknik direktör değilsin, sadece elemansın demesini de bilirdik. tıpkı senin bize taraftar değil seyircisiniz dediğin gibi.
bundan sonra bir düzelme ve değişim görene kadar, forma adaleti ve sahada bir oyun görene kadar sadece staddaki koltuğumda oturur tiyatro izler gibi maçımı izler giderim. sahada özveri gösteren futbolcuyu alkışlar, hatalı hakem kararı ya da rakip takım ataklarında tepkisiz kalırım.
seyirci istiyorsan buyum.
taraftar istiyorsan son iki sezon gelen şampiyonluklara ve iç sahadaki 40 maça bakman yeterli.