7177
sürekli eleştirdiği diğer taraftar gruplarına benzemektedir. şımarmaktadır, hatta zaman zaman bu platform da dahil olmak üzere terbiye sınırlarını zorlamaktadır. hiç sevmediğim bir tabir olsa da sosyal medya taraftarı olma yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
yeri gelince herkes eleştirilir o hiç problem değil ama devre arası ne var ne yok diye yorumlara bakayım dedim, seri'nin g*otune teneke bağlayanlar, bartalli'ye neredeyse küfür etme noktasına gelmiş insanlar, bütün takımı yerden yere vuran futbol ulemaları kaynıyor adeta.
nedir sizin maksadınız yahu. takım ilk yarı sonunda rakip ile eşit koşu mesafesine sahipti, 52 km. ayrıca maçın sonlarına doğru yaş ortalaması bizden daha düşük olmasına rağmen bizden daha bariz şekilde düşen taraf brugge idi. fatih terimin bu şekilde bir oyun istemediğini, tempo kurmaktan kaçınmadığını nereden biliyorsunuz da bartalli'ye sallıyorsunuz.
seri dediğin adam ilk yarının en çok koşan ismiydi. maç boyunca sahada oynanan oyunun temposunu da belirleyen adamdı. 90 dakika olmasa da takımın hücumlarını şiir gibi yönetti. nereden geliyor bu tek top kaybında futbolcuları yerden yere vurma sevdası.
bu arada küçük bir not ; şampiyonlar liginde en son çeyrek final oynadığımız sezon ilk 3 maçımızın 2 tanesini braga ve cluj gibi zayıf rakiplere karşı evimizde oynamamıza rağmen 1 puan alabilmiştik bu 3 maçın sonunda. sonuç çeyrek finalde real madridi elimizden kaçırdık.
belki bu sene gruptan dahi çıkamayacağız uefa'ya gideceğiz ama mesele o değil. daha ilk şampiyonlar ligi maçından takıma, hocaya, kondisyonere dahi bu kadar şuursuzca saldırmanın en ufak bir manası yok.
(bkz: 18 eylül 2019 club brugge galatasaray maçı)
yeri gelince herkes eleştirilir o hiç problem değil ama devre arası ne var ne yok diye yorumlara bakayım dedim, seri'nin g*otune teneke bağlayanlar, bartalli'ye neredeyse küfür etme noktasına gelmiş insanlar, bütün takımı yerden yere vuran futbol ulemaları kaynıyor adeta.
nedir sizin maksadınız yahu. takım ilk yarı sonunda rakip ile eşit koşu mesafesine sahipti, 52 km. ayrıca maçın sonlarına doğru yaş ortalaması bizden daha düşük olmasına rağmen bizden daha bariz şekilde düşen taraf brugge idi. fatih terimin bu şekilde bir oyun istemediğini, tempo kurmaktan kaçınmadığını nereden biliyorsunuz da bartalli'ye sallıyorsunuz.
seri dediğin adam ilk yarının en çok koşan ismiydi. maç boyunca sahada oynanan oyunun temposunu da belirleyen adamdı. 90 dakika olmasa da takımın hücumlarını şiir gibi yönetti. nereden geliyor bu tek top kaybında futbolcuları yerden yere vurma sevdası.
bu arada küçük bir not ; şampiyonlar liginde en son çeyrek final oynadığımız sezon ilk 3 maçımızın 2 tanesini braga ve cluj gibi zayıf rakiplere karşı evimizde oynamamıza rağmen 1 puan alabilmiştik bu 3 maçın sonunda. sonuç çeyrek finalde real madridi elimizden kaçırdık.
belki bu sene gruptan dahi çıkamayacağız uefa'ya gideceğiz ama mesele o değil. daha ilk şampiyonlar ligi maçından takıma, hocaya, kondisyonere dahi bu kadar şuursuzca saldırmanın en ufak bir manası yok.
(bkz: 18 eylül 2019 club brugge galatasaray maçı)
