22258
sular sözlükte biraz dinmiş gibi görünüyor o yüzden yazayım dedim. öncelikle ben cidden futbol cahili bir insanım, iyi oyun ile kötü oyun arasındaki farkı cidden anlayamıyorum. bunu da ironi yapmak için söylemiyorum. aynı zamanda pollyanna'nın da kayıp kardeşiyimdir. bütün olaylara çogu zaman olduğundan daha iyi bakarım. biraz çocukluğumdan dolayı olaylara olması gerektiğinden daha pozitif bakmayı ögrendim. dediğim gibi iyi oyun-kötü oyun ayrımını yapamam, bazen de yapmak istemem. mesela ne kadar iyi oynarsa oynasın kel'in city'sinin iyi oynadığını kabul etmem.
25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçında ben doğrusunu söylemek gerekirse fena oynamadığımızı düşünüyorum. 70 dakika kadar rakip yarı sahadaydık. baskıyı kurduk. işi buraya getirdiğimiz her maça ben olumlu gözle bakarım çünkü bundan sonra sizin işiniz rakibi hataya zorlamak. hata yapmayan bir defansa karşı gol atma ihtimali her zaman sıfırdır. siz ne kadar baskılı oynarsanız, rakibin hata yapma olasılığı o kadar artar.
sevin ya da sevmeyin, ki sanıyorum hiçbirimiz sevmiyoruz, aykut kocaman bu defansı hatasıza yakın oynatmada süper lig'in en başarılı ismi. zaten kendisine karşı oynadığımız son beş maçta hep beraberlik aldık diye hatırlıyorum. bulduğumuz her şut imkanı bir defansif hatadır aslında. oyunculara ayrı ayrı baktığımızda seri'nin kırmızısı, selçuk'un da selçuk luğu dışında kötü oynayan bir oyuncumuz yoktu bence. biraz şansız bir gol yiyerek puan kaybettik. olabilir, futbolda olmayan şey değil bu.
dediğim gibi bana göre kötü oynamadık, çok iyi de oynamadık.
zaten benim sıkıntım bu değil, sıkıntı taraftar olarak iki maç üst üste puan kaybettik diye lige havlu attığımızı düşünenlerin olması. işte ben buna dayanamıyorum, bu vazgeçmişliye, pes etmeye dayanamıyorum. hayır lig lideri fenerbahçe çok mu iyi oynuyor, iddia ediyorum hemen yarın maç oynasak kazanan tarat biz oluruz. doğrusu sözlüğün her puan kaybından sonra bittik, perişanız durumlarını görmekten sıkıldım. bunun kasıtlı yapıldığını söylemek istemiyorum fakat bazı yazar profilleri maçtan maça yazıyor. bu yazıları da sadece kaybetiğimiz maçlardan sonra yazıyorlar. belki tarzı öyledir bu yazarların bilmiyorum. eleştiri entry'leri ile bu entry'ler birbirinden çok daha değişikler. birbirine karıştırmayalım, yanlış anlaşılmasın.
on'lamak, off'lamak katılıp,katılmamak konusunda tabii ki her zaman ki gibi serbestsiniz. futbol benim her ne kadar en çok entryimi yazdığım spor da olsa, bir binicilik, bir snooker, bir tennis kadar tespit yapabildiğim bir spor değil. son olarak kötü ingilizce bir espri yapayım
why cant a pirate finish the alphabet
he would be lost in c.
25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçında ben doğrusunu söylemek gerekirse fena oynamadığımızı düşünüyorum. 70 dakika kadar rakip yarı sahadaydık. baskıyı kurduk. işi buraya getirdiğimiz her maça ben olumlu gözle bakarım çünkü bundan sonra sizin işiniz rakibi hataya zorlamak. hata yapmayan bir defansa karşı gol atma ihtimali her zaman sıfırdır. siz ne kadar baskılı oynarsanız, rakibin hata yapma olasılığı o kadar artar.
sevin ya da sevmeyin, ki sanıyorum hiçbirimiz sevmiyoruz, aykut kocaman bu defansı hatasıza yakın oynatmada süper lig'in en başarılı ismi. zaten kendisine karşı oynadığımız son beş maçta hep beraberlik aldık diye hatırlıyorum. bulduğumuz her şut imkanı bir defansif hatadır aslında. oyunculara ayrı ayrı baktığımızda seri'nin kırmızısı, selçuk'un da selçuk luğu dışında kötü oynayan bir oyuncumuz yoktu bence. biraz şansız bir gol yiyerek puan kaybettik. olabilir, futbolda olmayan şey değil bu.
dediğim gibi bana göre kötü oynamadık, çok iyi de oynamadık.
zaten benim sıkıntım bu değil, sıkıntı taraftar olarak iki maç üst üste puan kaybettik diye lige havlu attığımızı düşünenlerin olması. işte ben buna dayanamıyorum, bu vazgeçmişliye, pes etmeye dayanamıyorum. hayır lig lideri fenerbahçe çok mu iyi oynuyor, iddia ediyorum hemen yarın maç oynasak kazanan tarat biz oluruz. doğrusu sözlüğün her puan kaybından sonra bittik, perişanız durumlarını görmekten sıkıldım. bunun kasıtlı yapıldığını söylemek istemiyorum fakat bazı yazar profilleri maçtan maça yazıyor. bu yazıları da sadece kaybetiğimiz maçlardan sonra yazıyorlar. belki tarzı öyledir bu yazarların bilmiyorum. eleştiri entry'leri ile bu entry'ler birbirinden çok daha değişikler. birbirine karıştırmayalım, yanlış anlaşılmasın.
on'lamak, off'lamak katılıp,katılmamak konusunda tabii ki her zaman ki gibi serbestsiniz. futbol benim her ne kadar en çok entryimi yazdığım spor da olsa, bir binicilik, bir snooker, bir tennis kadar tespit yapabildiğim bir spor değil. son olarak kötü ingilizce bir espri yapayım
why cant a pirate finish the alphabet
he would be lost in c.