53
benimdir. şu hayatta insanlar ne acılar, ne dramlar, talihsizlikler yaşıyor. hepimiz azıcık da olsa mutlu olmak için yaşıyoruz. çıkış noktası ve amacı tamamen eğlence olan futbol ve diğer sporlarda empati beslediğimiz takımın yenilmesi sonrası üzülürsün, normaldir. ancak çok da büyütmemek lazım. gidip bunu kendime dert edinmem, edinemem, böyle küçük düşünecek biri değilim. ne kendimin, ne de etrafımdakilerin moralini, modunu bunun için bozamam, düşüremem.doğduğum ilçenin takımı değil ki, kadıköy doğumluyum bir de. iskoçya gibi dini ve siyasi açılardan dolayı, anlamı büyük bir bağlılığım da yok. dedem deplasmanlara maçlara gidermiş, babam bu kulübün eski sporcusu, ailem de galatasaray'lıydı, ben de galatasaray'lıyım, bağlılığım bu. hayatımın çoğu güzel anıları da bu kulübün başarılayla süslenmiş. kötü olan yılları ve dönemleri de hafızamda tutmuyorum, çünkü sallıyorum ve takmıyorum. hayatım da kötü gününde de yanındayız gibi arabesk bir yaklaşıma meze edilecek bir kalitede değil. öğrenci bursumun son kalanıyla galatasaray maçı bileti almış birisiydim ben. yıllar geçtikçe akıllandım. en kötü oyuncunun bile hayat kalitesini görünce anlıyorsun bu işlerin bu kadar ciddiye alınmaması gerektiğini.
not:entry biraz karışık oldu ama konu ile ilgili söylemek istediğim daha çok şey var, o yüzden kısa tutmaya çalışınca böyle oluyor.
not:entry biraz karışık oldu ama konu ile ilgili söylemek istediğim daha çok şey var, o yüzden kısa tutmaya çalışınca böyle oluyor.