aleksandar kolarov

çok kaliteli ve yerinde bir transfer hamlesidir. ancak bu değerlendirme bu işi hangi takımın yapacağı ve kimin yönettiği nasıl bir takımın içine ve sistemine dahil olacağı ile ilgili net değişiklikler gösterecektir.

sadece bu transfer bile rakibimiz ile bizim arasında ki farkın hangi noktalara geldiğine net bir çıkarım yapabilme fırsatı doğurmaktadır.

biz artık bu yaş veya bu kalibrede isim adamların peşinden koşarken geçmiş tecrübelerimizden yola çıkarak, geçen dönemde hangi noktada eksik olduğumuzu bilerek direkt başarı odaklı planlamalar yaparak yola çıkıyoruz. ve bazı maddi külfetlere nihai sonuç odaklı göğüs gerebiliyoruz. gelecek üst düzey ve pahalı isim topçu başarısız olsa da yedeğindeki adam sisteme dahil olarak aynı başarıyı elde edebilir ve maddi sonuçlarından çok ağır yara almadan ilerleyebilecek bir yapı kurmaya odaklıyız. rakibimiz ise sürekli yeni yapılanmaya gidiyor, gelecek kişi bireysel olarak çok yeterli olsa da yanlış sistem ve yapı içinde eziliyor, bıkıyor ve yanlış adam damgası yiyerek çöp olup gidiyor. takım ise tekrar ve tekrar yeniden kuruluyor ama ana sistem ve tek arzularının rakibin önüne geçmesi mantığı değişmediğinden hiç bir zaman ileri gidemiyorlar. dönem dönem yakalanan bireysel yetenekli(hoca veya topçu) elemanlar ile kısa vadeli başarılar yakalıyorlar. tabi bu duruma rakiplerinin başarısız dönemleri ve yanlış tercihleri de destek oluyor. ama vizyonları ve hedefleri asla değişmediğinden sürdürülebilir bir başarı asla sağlayamıyorlar. bu sene veya gelecek sene veya bir süre daha bu durumdan asla kurtulabileceklerini düşünmüyorum. biz ise çok daha akılcı, hep üstüne koyarak, analizlerle üstüne koymayı destekleyerek bir adım öteye gidiyoruz. aramızda bu sebeple gitgide çok büyük fark açılmaktadır. bu farkı transferle falan kapamak mümkün değildir. transfer yada kişisel yetenek tek maç yada sene içinde karşılıklı oynanacak maçlarda üstünlük sağlamak dışında ek bir başarı asla sağlamayacaktır.

bu duruma karşıt örneği basketbolda yaşanan rekabet gibi düşünsekte, orada bütçe farkları ana farkı ortaya çıkarmıştır ve yine uzun vadeli ve bu şekilde kapanmayacak bir durum ortaya çıkarmamaktadır. ancak bunu dahi analiz edemeyecek durumda olmaları gerçekten şaşırtıcıdır.

başkanlarının vizyon başkan olarak geçmesi ve soyadının, geldiği kurumların az önce bahsettiğim sürdürülebilir yapının ülke üzerinde en büyük ve başarılı örnekleri olması kısa süreli olsa da hem kendi taraftarlarınca hem de bizler tarafından bu algılarının ve bakış açılarının değişeceği şeklinde düşünmemize sebep oldu. ancak şahsen ben geçen sene ki başkanlık seçimlerinden bir gün önce 2 başkan adayının karşılıklı kurduğu iletişimlerinden kendi fb'li arkadaşlarıma da yeni dönemde eski dönemlerini mumla arayacak duruma geleceklerini altını doldurarak anlatmıştım.

biz bu vizyonumuz, fatih hoca'mız ile herhangi olağanüstü bir durum yaşamamız durumunda arada uzun bir süre kapanamayacak bir fark yarattık ve bu farkı büyütmeye de devam edeceğiz. bu durum bence çok bariz açık ve nettir. farklı mecralar üzerinde kişilerin farklı söylemde bulunması veya iki takımın eş seviyede bulunması gibi açıklamaları pr çalışması, ek gelir elde etme, karşı takım güruhuna şirin gözükme gibi çeşitli çıkarlarla ortaya çıkan söylemlerden başka bir şey değildir. sonuçta tek takım düzeni bu piyasadan ekmek yiyecek hiç kimsenin işine gelmeyecektir. takipçi ve taraftar sayısı bakımından bizim yanımıza gelecek farklı bir rakibin aynı etkiyi yaratmayacak olması da başka bir gerçektir.

şu an bu kadar uzun bir yazı paylaşmam bir kolarov da neymiş diye düşünmemi sağladı. aslında kolarov ve farklı olarak gerçekleştirdikleri tüm olumlu gözüken hamleleri bana bundan başka şeyleri düşündürtmemekte. ne yaparlarsa yapsınlar olmayacak diye düşünüyorum. ana mantıklarını değiştirmedikleri sürece hiç bir şeyin değişmesi mümkün değil.

fatih hoca'nın sosyal medya üzerinden paylaştığı videosuda bu konulardan çok farklı detaylar barındırmıyordu açıkçası. aynı şeyleri hiç yaşamadık. aynı yoldan yürümedik, aynı yollardan hiç geçmedik. üstelik bizim rütbemiz de farklı.

arada şizofrenik bir şekilde düşünsem de bu yazıyı yine de gönül rahatlığıyla paylaşıyorum, bu konulara hasbelkader kader böyle bir yazıyı okuyup, farklı bir uyanma yaşayıp tüm bakış açılarını değiştirme ihtimalleri olduğunu düşünmüyorum. bu kadar adam illaki aklının ucundan biz nerede yanlış yapıyoruzu milyon kere düşünmüştür. ancak iki camianın süregelen yapısı birinde doğru uygulamayı kabul ederken diğerinin özgüvensiz kendini eziklenmiş yapısı bu doğruyu uygulamalarına izin vermiyor. bir diğer çok açık gerçek ise fatih hoca'nın tek olduğudur, bizim de gelmiş geçmiş en büyük farkımızın fatih hoca olduğudur.