178
yenemedim sözlük.
o beni bırakıp gideli bir yıldan uzun zaman oluyor. üstelik bilseniz öyle bir yerde, öyle bir zamanda gitmişti ki yaşama sevincimi sarıp günde otuz kere içtim. bilmem kaç kere dibe vurdum, bilmem kaç kere lanet ettim, bilmem kaç kere yaşadığımı unuttum, bilmem kaç şiir yazdım ama yine yenemedim sözlük. kaç insan denedim üstüne, kaçı korktu kaçtı gözlerimden ama ben yine de yenemedim sözlük. aklımda hala yaşıyor artık kirli bulduğum hatırası. dönüp duruyor zaman, yıl rakamında tanıdık tarihler kanatıyor her defasında. ben yine deviriyorum bir şeyleri ve bir şeylerden çok kendimi. her gün devriliyorum sözlük, şişelerin izmaritlerin arasında. beraber aldığımız ve bana yadigar kalan yavru kedi büyüdü koca adam oldu ama ben o yavruya baktıkça hala o'nun yüzünü görüyorum. geçmişe yenildim ben sözlük.
ve geçmiş yetmezmiş gibi şimdi bir de bana belki bin defa "arkadaşım o benim" dediği insanla yapış yapış ilişkisini her gün gözüme sokuyor kendisi. midesi yok insanların sözlük, şerefi kalmamış kimsenin.
üstelik bana bu pislikleri yapmış insanın gıyabına hala üzülüyor olmak kendimi onlar gibi midesiz hissettiriyor. ve ona karşı hissettiğim şeyin sevgi olduğundan bile artık emin değilim. eden bulur deyip kendimi rahatlatmaya çalışıyorum ama o sırada hep şu soru geliyor aklıma: "peki ben bunları yaşayacak kadar kime ne yaşattım? sahi ya günahım neydi benim, kimin ne zararım dokunmuş da böylesi bugünleri yaşıyorum." diyorum ve aptal gibi kendime isyan ediyorum. yazık sözlük, çok yazık, bunca duygunun arasında bir adalet parçası dahi bulamamak canımı daha çok acıtıyor.
ve merak ediyorum sözlük, bilen varsa yanıtlasın: iyileşebiliyor mu bu yaralar, yoksa daha kaç sene hapis yatarım?
o beni bırakıp gideli bir yıldan uzun zaman oluyor. üstelik bilseniz öyle bir yerde, öyle bir zamanda gitmişti ki yaşama sevincimi sarıp günde otuz kere içtim. bilmem kaç kere dibe vurdum, bilmem kaç kere lanet ettim, bilmem kaç kere yaşadığımı unuttum, bilmem kaç şiir yazdım ama yine yenemedim sözlük. kaç insan denedim üstüne, kaçı korktu kaçtı gözlerimden ama ben yine de yenemedim sözlük. aklımda hala yaşıyor artık kirli bulduğum hatırası. dönüp duruyor zaman, yıl rakamında tanıdık tarihler kanatıyor her defasında. ben yine deviriyorum bir şeyleri ve bir şeylerden çok kendimi. her gün devriliyorum sözlük, şişelerin izmaritlerin arasında. beraber aldığımız ve bana yadigar kalan yavru kedi büyüdü koca adam oldu ama ben o yavruya baktıkça hala o'nun yüzünü görüyorum. geçmişe yenildim ben sözlük.
ve geçmiş yetmezmiş gibi şimdi bir de bana belki bin defa "arkadaşım o benim" dediği insanla yapış yapış ilişkisini her gün gözüme sokuyor kendisi. midesi yok insanların sözlük, şerefi kalmamış kimsenin.
üstelik bana bu pislikleri yapmış insanın gıyabına hala üzülüyor olmak kendimi onlar gibi midesiz hissettiriyor. ve ona karşı hissettiğim şeyin sevgi olduğundan bile artık emin değilim. eden bulur deyip kendimi rahatlatmaya çalışıyorum ama o sırada hep şu soru geliyor aklıma: "peki ben bunları yaşayacak kadar kime ne yaşattım? sahi ya günahım neydi benim, kimin ne zararım dokunmuş da böylesi bugünleri yaşıyorum." diyorum ve aptal gibi kendime isyan ediyorum. yazık sözlük, çok yazık, bunca duygunun arasında bir adalet parçası dahi bulamamak canımı daha çok acıtıyor.
ve merak ediyorum sözlük, bilen varsa yanıtlasın: iyileşebiliyor mu bu yaralar, yoksa daha kaç sene hapis yatarım?