568
universiteyi istanbulda okumamin verdiği en güzel şanslardan birisi. memleketten arkadaşlarim gelmişti ve onlarla beraber maça gidecektik. bir önceki günden vücudumu kaplayan o heyecan gece uyuyamama gibi tatli belirtilerden belliydi o maçın normal bir maç olmayacağı. maçtan önce asy sokakta taraftarlarla piizlenip içimizi ısıtıp besteler eşliğinde gelmiştik stada. maçla beraber başlayan o kar hiçbirşeyin iyi gitmeyeceğinin habercisi gibiydi. belki de o kar yağmasa juventusu elememiz sadece bir hayal olarak kalacakti. gelelim ertesi güne geldik yine stada içimizdeki o heyecan ikiye katlanmis bir şekilde. arkadaşlarimin iş bilmezliği yüzünden onlar k8 ben ise k9 kapisindan girmemle beraber birbirimizi altli üstlü tribünlerde bulduk. tek başima kaldim üst tribünde. ama ne farkederdi ki herkesin aklinda tek soru tevezli, pirlolu, pogbali, buffonlu italyan devi juventusu eleyecek miydik? bu kadar şey tesadüf değildi. galatasarayin hangi avrupa zaferinin hikayesi yoktu ki bunun olmayacak. bunun da buydu işte. kar, kış, kiyamet. cl kazanmış drogba indirecek cl kazanmış başka bir oyuncumuz olan sneijder iğne deliğinden geçirecekti. kim inanirdi buna. biz o gün 50 bin kişi inanmiştik. o gol aninda yaşadiklarim ise hayatim boyunca yaşayabileceğim olaylar arasinda ilk üçe girer. teşekkürler galatasaray. teşekkürler sneijder. teşekkürler galatasaray taraftari. teşekkürler futbol tanrilari. teşekkürler mancini.
11.12.13
11.12.13