34
45 yıl önce bugün yapılan harekat sonucunda günümüzdeki durumuna geldi. bu bahane ile biraz sizi tarihle sıkıyım. kktc'ye yapılan harekatı anlamak için kıbrıs tarihini biraz anlamak gerekiyor.
kıbrıs küçük bir ada için fazla öneme sahip bir noktadadır. iskenderiye, suriye, konstantinopolis, venedik, hatta dalmaçya-ragusa gibi önemli ticaret noktalarının yol üstündedir.
aynı zamanda kutsal ve zengin şehirler olan filistin ve mısır bölgesine yakındır, ve özellikle bronz çağının en önemli kaynağı olan cuprum(bakır) buradan çıkardı. bu yüzden tarih boyunca
mısır-hitit- aka ve dorlar- fenike - asur - pers - büyük iskenderin makedonyası- dağılması ile birlikte çıkan kıbrıs ada devleti-roma gibi bir yol izledi. buradan anlanılabileceği gibi ada halkı melez bir halktır. en sonunda bizanslarla birlilte ortodoks'luk ve yunan alfabesinin kullanılması ile kendilerine yunan demeye başlamışlardır. biraz ileri saralım(isak kommen-luzinyan-venedik olarak el değiştirdi)
osmanlı devleti burayı 1571-72 de fetheder. anadolu'dan büyük bir göç dalgası alır ve ada'da bir türk toplumu oluşmaya başlamıştır. buraya kadar güzel, rumlar ve türklrr uyum içinde, nadir kavgalar var.
1878'de osmanlı, rus savaşı sonucunda, osmanlı'nın her ne kadar plevne'de iyi bir savunma yapmışsa da ruslara karşı kaybetmesiyle ada elden çıkar. dönemin padisahı abdülhamid'e diplomatik zeka denir, bunun ne kadar doğru veya yanlış oldugunu size bırakıyorum. ingilizler, güclü bir rusya yerine, güçsüz bir osmanlıyı tercih etmektedir. bu yüzden o dönem kıbrıs karşılığında osmanlı'ya yardım eder.
şimdi buraya bir yerden bakarsak bir ada karşılığında koskoca ülke kurtulmuş diyebiliriz, diğer türlü bakarsak kurşun atmadan bir türk toprağı verilmiştir. dediğim gibi sizin nerden bakacağınıza bağlı.
bu şekilde ingiltere adayı 50 yıllığına almıştır(fakat ingiltere'nin girdiği yerden çıkmayacağını biliyoruz sanıyorum).
1914 dünya savaşı ile ingiltere antlaşmayı fesh etmiş, adayı kendinin kabul etmiştir. lozan'da da adayı ingiliz toprağı olarak tanımış fakat adada daha sonraki durumlarda söz sahibi olacağımı belirtmişizdir.
yıllar geçer, yunan halkı adanın yunanistan'a verilmesi konusunda ingilizlere baskı yapar, eoka'yı kurar ve ada'da karışıklıklar çıkarır.
ingiltere de kendilerine faydadan çok zarar veren bu ada'yı iki üs(ağrotur ve dikelya) karşılığında elden çıkarmak istemektedir.
londra'da bir konferans toplanır, ada'da yeni bir cumhuriyet'in kurulmasına, cumhurbaskanı'nın rum, yardımcısının türk olmasına, kamuda %70 %30 bir iş alım oranına sahip olunmasına ve 3 garantör( yunanistan, türkiye, ingiltere) ülke olmasına karar verilmiştir.
1963'de olaylar patlak verir. kanlı noel denen bu olaylarda 2 masum türk'ün öldürülmesi ile çatışmalar başlar. rumlar sayı ve teçhizat üstünlükleri ile pek çok yerde üstün gelir. burada türkiye ilk defa garantörlük hakkını kullanır.
erenköy'e saldıran rumları jetlerle bombalar, burada düşürülen bir uçakta cengiz topel isimli bir kahraman vardır. rumlar tarafından esir edilir. ceneva görüşmelerinde hiçe sayarak işkencelerle şehit edilir.
buradaki katliamlar çift taraflıdır. bir yandan rumlar türleri bir yandan türkler rumları oldürür, öldürülen türk sayısı rumlardan tabii ki de daha fazladır.
harekata geçelim artık
yunan cuntası 1967'de yunanistan'da darbe yapar ve yunanistan'ı yönetmeye başlar. kıbrıs cumhurbaşkanı makarios'a enosis'i bir an önce gercekleştirmek için baskı yapar. makarios ise işlerin biraz daha ağırdan alınması taraftarıdır. bu sebeple 15 temmuz 1974'te kıbrıs'ta darbe yapılır. 20 temmuzda da türkiye bunu casus belli olarak göstererek adaya operasyon düzenler. burası çokomelli çünkü burada türkiye'nin yaptığı haklı bir harekattır. savaş sebebi mantıklıdır, zaten uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmez. asıl sıkıntı ikinci harekatta ortaya çıkar.
ilk harekattan sonra ateşkes yapılır. bu sürede rumlar türk hattının etrafını mayınlarla çevreler. ikinci bir harekatta sıkıntı yaşanmaması için ateşkes bozulur ve ayşe tatile çıkar. bu uluslararası hukuk'a ters bir şeydir. bu yüzden kıbrıs harekatı işgal sayılır.
kıbrıs harekatı bir işgal midir? yoksa bir barış harekatı mıdır?
yine kararı size bırakayım.
günümüzde kıbrıs, doğu akdeniz gazı sayesinde yeniden önem kazanmıştır. biraz hem sıcaktan hem bu olaylardan kaynıyor buralar...
kıbrıs küçük bir ada için fazla öneme sahip bir noktadadır. iskenderiye, suriye, konstantinopolis, venedik, hatta dalmaçya-ragusa gibi önemli ticaret noktalarının yol üstündedir.
aynı zamanda kutsal ve zengin şehirler olan filistin ve mısır bölgesine yakındır, ve özellikle bronz çağının en önemli kaynağı olan cuprum(bakır) buradan çıkardı. bu yüzden tarih boyunca
mısır-hitit- aka ve dorlar- fenike - asur - pers - büyük iskenderin makedonyası- dağılması ile birlikte çıkan kıbrıs ada devleti-roma gibi bir yol izledi. buradan anlanılabileceği gibi ada halkı melez bir halktır. en sonunda bizanslarla birlilte ortodoks'luk ve yunan alfabesinin kullanılması ile kendilerine yunan demeye başlamışlardır. biraz ileri saralım(isak kommen-luzinyan-venedik olarak el değiştirdi)
osmanlı devleti burayı 1571-72 de fetheder. anadolu'dan büyük bir göç dalgası alır ve ada'da bir türk toplumu oluşmaya başlamıştır. buraya kadar güzel, rumlar ve türklrr uyum içinde, nadir kavgalar var.
1878'de osmanlı, rus savaşı sonucunda, osmanlı'nın her ne kadar plevne'de iyi bir savunma yapmışsa da ruslara karşı kaybetmesiyle ada elden çıkar. dönemin padisahı abdülhamid'e diplomatik zeka denir, bunun ne kadar doğru veya yanlış oldugunu size bırakıyorum. ingilizler, güclü bir rusya yerine, güçsüz bir osmanlıyı tercih etmektedir. bu yüzden o dönem kıbrıs karşılığında osmanlı'ya yardım eder.
şimdi buraya bir yerden bakarsak bir ada karşılığında koskoca ülke kurtulmuş diyebiliriz, diğer türlü bakarsak kurşun atmadan bir türk toprağı verilmiştir. dediğim gibi sizin nerden bakacağınıza bağlı.
bu şekilde ingiltere adayı 50 yıllığına almıştır(fakat ingiltere'nin girdiği yerden çıkmayacağını biliyoruz sanıyorum).
1914 dünya savaşı ile ingiltere antlaşmayı fesh etmiş, adayı kendinin kabul etmiştir. lozan'da da adayı ingiliz toprağı olarak tanımış fakat adada daha sonraki durumlarda söz sahibi olacağımı belirtmişizdir.
yıllar geçer, yunan halkı adanın yunanistan'a verilmesi konusunda ingilizlere baskı yapar, eoka'yı kurar ve ada'da karışıklıklar çıkarır.
ingiltere de kendilerine faydadan çok zarar veren bu ada'yı iki üs(ağrotur ve dikelya) karşılığında elden çıkarmak istemektedir.
londra'da bir konferans toplanır, ada'da yeni bir cumhuriyet'in kurulmasına, cumhurbaskanı'nın rum, yardımcısının türk olmasına, kamuda %70 %30 bir iş alım oranına sahip olunmasına ve 3 garantör( yunanistan, türkiye, ingiltere) ülke olmasına karar verilmiştir.
1963'de olaylar patlak verir. kanlı noel denen bu olaylarda 2 masum türk'ün öldürülmesi ile çatışmalar başlar. rumlar sayı ve teçhizat üstünlükleri ile pek çok yerde üstün gelir. burada türkiye ilk defa garantörlük hakkını kullanır.
erenköy'e saldıran rumları jetlerle bombalar, burada düşürülen bir uçakta cengiz topel isimli bir kahraman vardır. rumlar tarafından esir edilir. ceneva görüşmelerinde hiçe sayarak işkencelerle şehit edilir.
buradaki katliamlar çift taraflıdır. bir yandan rumlar türleri bir yandan türkler rumları oldürür, öldürülen türk sayısı rumlardan tabii ki de daha fazladır.
harekata geçelim artık
yunan cuntası 1967'de yunanistan'da darbe yapar ve yunanistan'ı yönetmeye başlar. kıbrıs cumhurbaşkanı makarios'a enosis'i bir an önce gercekleştirmek için baskı yapar. makarios ise işlerin biraz daha ağırdan alınması taraftarıdır. bu sebeple 15 temmuz 1974'te kıbrıs'ta darbe yapılır. 20 temmuzda da türkiye bunu casus belli olarak göstererek adaya operasyon düzenler. burası çokomelli çünkü burada türkiye'nin yaptığı haklı bir harekattır. savaş sebebi mantıklıdır, zaten uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmez. asıl sıkıntı ikinci harekatta ortaya çıkar.
ilk harekattan sonra ateşkes yapılır. bu sürede rumlar türk hattının etrafını mayınlarla çevreler. ikinci bir harekatta sıkıntı yaşanmaması için ateşkes bozulur ve ayşe tatile çıkar. bu uluslararası hukuk'a ters bir şeydir. bu yüzden kıbrıs harekatı işgal sayılır.
kıbrıs harekatı bir işgal midir? yoksa bir barış harekatı mıdır?
yine kararı size bırakayım.
günümüzde kıbrıs, doğu akdeniz gazı sayesinde yeniden önem kazanmıştır. biraz hem sıcaktan hem bu olaylardan kaynıyor buralar...