1815
kendisinin çok garip birbug'ı var ki gerçekten beni geriyor.
başında olduğu takım formdayken her şey iyi hoş güzel zaten bloklar arası futbol falan diye şovunu yapıyor. takımı duraklamaya başladığında ise doğal olarak şovu bırakıp, ciddi bir öz eleştiri yapıyor, baya baya mantıklı konuşuyor. buraya kadar her şey tamam. gariplikler bu adamın yönettiği takım kırılma yaşadığında başlıyor.
takımı dipe vurduğunda, tam bir yıkım, çöküş yaşadığında mesela önemli bir kupadan elendiğinde, şampiyonluğu kaybettiğinde bu adamın içindeki jack nicholson ortaya çıkıyor. gerek saha kenarında, gerek maçtan sonra tam o en kritik anda başlıyor saykodelik bir şekilde gülmeye. kendisini takip ettiyseniz bu anı bir çok defa eminim gözlemlemişsinizdir. sanırım durumun kontrolü altında olduğu imajını vermek için böyle bir tavır sergiliyor ama ben kendimi shutter island izliyor gibi hissediyorum be abicim. yazık değil mi bana?
örnek vereyim:
işte o bakış 1
https://gss.gs/xhL.png
yıl 2012, milli takımın gerçekten milli takım olduğu, işten koşa koşa gelip elde bayrakla izlendiği dönem. bugün ile kıyaslamayın durumu. hollanda'ya yenilip, estonya'yı yenip, romanya'ya kendi evimizde yenilip, artık en büyük rakibimiz macaristan maçını bekliyoruz. macaristan bizi top diye oynuyor, ortalık yangın yeri ve bu adam çıkıp istifa edecek misiniz sorusunu o efsane saykodelik gülüşü ile karşılıyor. tabi ki günlerce gündem oluyor bu tavrı ve şutlanıyor milli takımdan.
işte o bakış 2
https://gss.gs/WnC.png
yıl 2019, ligin 25. haftasına 11 puan farkla önde başladığı sezonu 33. hafta galatasaray'a kaybederek şampiyonluğu veriyor ve maç sonu yine o gülüş. adam öyle bir gülüyor ki "niye gülüyor olm bu adam yine?", "lan yoksa biz kazanmadık mı, ysk iptal mi edecek maçı" falan diye kendimi sorguluyorum. o gün de şampiyonluk sevincimi unuttum bu adamın gülüşlerinde kaybettim kendimi.
face off filmindeki nicholas cage performansını sergiliyor adam ayak üstü. isteyerek yapıyorsa takdir ediyorum büyük oyuncu, yok istemeden yapıyorsa sıkıntı büyük.
https://giphy.com/gifs/HPvfnOuz1tOgg
neyse velhasıl kelam sayın abdullah hunter, maç sonlarındaki ruh halinin beni germesi bugüne kadar senin için aslında bir sorun teşkil etmiyordu tabi ki. fakat seni uyarmak da benim insanlık vazifem. yarın beşiktaş ile oynadığın bir uefa kupası yarı finalinde mal gibi oynayıp elenirsen ve ya ligde yine böyle son haftalara bir 8-10 puan farkla lider girip fenere ve ya bize şampiyonluk kaybedersen, bunların üstüne çıkıp kelle gibi sırıtırsan, bu tinerci manyaklar benim gibi "ulan bu adam profesyonel deli amk" falan demezler valla yüzüne kezzap atarlar haberin olsun. kendine mukayet ol. hakkında hayırlısı...
başında olduğu takım formdayken her şey iyi hoş güzel zaten bloklar arası futbol falan diye şovunu yapıyor. takımı duraklamaya başladığında ise doğal olarak şovu bırakıp, ciddi bir öz eleştiri yapıyor, baya baya mantıklı konuşuyor. buraya kadar her şey tamam. gariplikler bu adamın yönettiği takım kırılma yaşadığında başlıyor.
takımı dipe vurduğunda, tam bir yıkım, çöküş yaşadığında mesela önemli bir kupadan elendiğinde, şampiyonluğu kaybettiğinde bu adamın içindeki jack nicholson ortaya çıkıyor. gerek saha kenarında, gerek maçtan sonra tam o en kritik anda başlıyor saykodelik bir şekilde gülmeye. kendisini takip ettiyseniz bu anı bir çok defa eminim gözlemlemişsinizdir. sanırım durumun kontrolü altında olduğu imajını vermek için böyle bir tavır sergiliyor ama ben kendimi shutter island izliyor gibi hissediyorum be abicim. yazık değil mi bana?
örnek vereyim:
işte o bakış 1
https://gss.gs/xhL.png
yıl 2012, milli takımın gerçekten milli takım olduğu, işten koşa koşa gelip elde bayrakla izlendiği dönem. bugün ile kıyaslamayın durumu. hollanda'ya yenilip, estonya'yı yenip, romanya'ya kendi evimizde yenilip, artık en büyük rakibimiz macaristan maçını bekliyoruz. macaristan bizi top diye oynuyor, ortalık yangın yeri ve bu adam çıkıp istifa edecek misiniz sorusunu o efsane saykodelik gülüşü ile karşılıyor. tabi ki günlerce gündem oluyor bu tavrı ve şutlanıyor milli takımdan.
işte o bakış 2
https://gss.gs/WnC.png
yıl 2019, ligin 25. haftasına 11 puan farkla önde başladığı sezonu 33. hafta galatasaray'a kaybederek şampiyonluğu veriyor ve maç sonu yine o gülüş. adam öyle bir gülüyor ki "niye gülüyor olm bu adam yine?", "lan yoksa biz kazanmadık mı, ysk iptal mi edecek maçı" falan diye kendimi sorguluyorum. o gün de şampiyonluk sevincimi unuttum bu adamın gülüşlerinde kaybettim kendimi.
face off filmindeki nicholas cage performansını sergiliyor adam ayak üstü. isteyerek yapıyorsa takdir ediyorum büyük oyuncu, yok istemeden yapıyorsa sıkıntı büyük.
https://giphy.com/gifs/HPvfnOuz1tOgg
neyse velhasıl kelam sayın abdullah hunter, maç sonlarındaki ruh halinin beni germesi bugüne kadar senin için aslında bir sorun teşkil etmiyordu tabi ki. fakat seni uyarmak da benim insanlık vazifem. yarın beşiktaş ile oynadığın bir uefa kupası yarı finalinde mal gibi oynayıp elenirsen ve ya ligde yine böyle son haftalara bir 8-10 puan farkla lider girip fenere ve ya bize şampiyonluk kaybedersen, bunların üstüne çıkıp kelle gibi sırıtırsan, bu tinerci manyaklar benim gibi "ulan bu adam profesyonel deli amk" falan demezler valla yüzüne kezzap atarlar haberin olsun. kendine mukayet ol. hakkında hayırlısı...