484
tartışmalı pozisyonda beşiktaş'ın takım olarak disiplinsizliğinden de faydalanarak golü bulduğumuz ana kadar maalesef hiçbir şey oynamadık. gol sonrası biraz canlandık ve fernando'nun golü ile de 2 farklı skor avantajını yakalayıp biraz rölantiye aldık. ondan sonrasında ise beşiktaş'ın akıllı, bilinçli ve etkili ataklarını izledik. özellikle muslera'nın müthiş bir refleks ile kurtardığı top gol olsaydı son dakikalarda kabus görmemiz kaçınılmaz olurdu.
fakat tekrar vurgulamak istiyorum ki şampiyonluk için inanmış bir galatasaray bundan çok daha iştahlı, çok daha etkili, rakibi boğan bir takım olurdu. bugün o galatasaray'ı görememiş olmak üzücü fakat kazanmamız gereken bir maçta, şampiyonluk yolundaki rakiplerden birini yenerek liderliği almak paha biçilemez.
oyuncularımız hakkında da kısa kısa:
muslera: kalemizde yüzde yüzlük pozisyonlar görmemiş olsak da gerek iyi yer tutuşu gerekse muhteşem refleksleri ile kalesini gole kapattı. şampiyonluk yine onun ellerinde.
feghouli: ilk yarıda hücuma çıkmakta zorlandığımız bölümlerde sürekli sorumluluk alan oyuncumuzdu. ilk golde de payı çok büyük. zaten son zamanlardaki feghouli asist veya gol yapmasa bile maksimum düzeyde faydalı oynuyor.
belhanda: top rahat şekilde kontrolündeyken ayağından açarak rakibe kaptırması ve 1-0'ken kalabalık şekilde hücumda olduğumuz esnada 30 metreden aşırtma deneyerek hücumu yok etmesi gibi yine saçma sapan hareketler yaptı. belhanda'dan da nedense olmadı, olmayacak.
diagne: 2-0'ken bir pozisyonda alır almaz direkt sola aktarabilse -sanırım onyekuru idi- bomboş kalacaktı. ceza sahasında topla buluştuğu anda o pozisyonun öldüğüne emin olabilirsiniz. çünkü topu saklamaya çalışınca 2li baskı yiyor, baskı yiyince de selçuk'un bitik dönemlerinde yaptığı gibi faul almaya çalışıyor. zeka olarak da takımın en kötülerinden biri maalesef.
badou ndiaye: yokluğunun sebebini bilmiyorum ama en çok olması gereken maçlardan biriydi. orta sahada sırtı rakip yarı sahaya dönükken topu alması, kendi ekseni etrafında dönüşü ve birden hızlanarak topu ileri taşıması, ndiaye'yi farklı kılan en büyük özelliği. olmadığında eksikliğini çok hissediyoruz. transfer döneminde önceliğimiz mutlaka kendisi veya aynı tip bir orta saha oyuncusu olmalı.
fakat tekrar vurgulamak istiyorum ki şampiyonluk için inanmış bir galatasaray bundan çok daha iştahlı, çok daha etkili, rakibi boğan bir takım olurdu. bugün o galatasaray'ı görememiş olmak üzücü fakat kazanmamız gereken bir maçta, şampiyonluk yolundaki rakiplerden birini yenerek liderliği almak paha biçilemez.
oyuncularımız hakkında da kısa kısa:
muslera: kalemizde yüzde yüzlük pozisyonlar görmemiş olsak da gerek iyi yer tutuşu gerekse muhteşem refleksleri ile kalesini gole kapattı. şampiyonluk yine onun ellerinde.
feghouli: ilk yarıda hücuma çıkmakta zorlandığımız bölümlerde sürekli sorumluluk alan oyuncumuzdu. ilk golde de payı çok büyük. zaten son zamanlardaki feghouli asist veya gol yapmasa bile maksimum düzeyde faydalı oynuyor.
belhanda: top rahat şekilde kontrolündeyken ayağından açarak rakibe kaptırması ve 1-0'ken kalabalık şekilde hücumda olduğumuz esnada 30 metreden aşırtma deneyerek hücumu yok etmesi gibi yine saçma sapan hareketler yaptı. belhanda'dan da nedense olmadı, olmayacak.
diagne: 2-0'ken bir pozisyonda alır almaz direkt sola aktarabilse -sanırım onyekuru idi- bomboş kalacaktı. ceza sahasında topla buluştuğu anda o pozisyonun öldüğüne emin olabilirsiniz. çünkü topu saklamaya çalışınca 2li baskı yiyor, baskı yiyince de selçuk'un bitik dönemlerinde yaptığı gibi faul almaya çalışıyor. zeka olarak da takımın en kötülerinden biri maalesef.
badou ndiaye: yokluğunun sebebini bilmiyorum ama en çok olması gereken maçlardan biriydi. orta sahada sırtı rakip yarı sahaya dönükken topu alması, kendi ekseni etrafında dönüşü ve birden hızlanarak topu ileri taşıması, ndiaye'yi farklı kılan en büyük özelliği. olmadığında eksikliğini çok hissediyoruz. transfer döneminde önceliğimiz mutlaka kendisi veya aynı tip bir orta saha oyuncusu olmalı.