• 93
    galatasaray'ımızla kariyer modunda fatih terim olarak ilk sezonumuzu tamamlamak üzere olduğum oyun.

    devre arasına kadar olan kısmı için (bkz: #2626493)

    bu tip menajerlik kariyeri hikayelerini okumaktan keyif alan biri olarak benim cimbom kariyerimin olumlu yorumlar almasına sevindim. birkaç tavsiye de geldi hatta. bir arkadaş oyunda baklava şeklindeki 4-1-2-1-2'nin iyi iş yaptığını söyledi. hasan şaş soyunma odasında bu fikri çıtlatıyormuş gibi hayal ederek kupadaki ilk maçımızda, "17 ocak 2019 galatasaray trabzonspor fifa 19 maçı"nda bu dizilişi denedim. fernando cdm, belhanda cm, ndiaye cm, feghouli cam, kostas st, diagne st şeklinde dizildik. aman yarabbi, 2000'in galatasaray'ından esintiler vardı sahada. yakın tarihte başka maçımız olmadığı için staminadan da kısmadım kökledim presi. 4-0 kazandık. sinan ve onyekuru'yu bu sistemde st olarak kullanabileceğim için 4-1-2-1-2'yi kalıcı hale getirdim. yine de nihai amaç tabi ki pres gücü yüksek fatih terim 4-4-2'si. onun için haziranı bekleyin diye açıklama yaptım trabzon maçından sonra.

    bu sırada devre arası transfer sezonu galatasaray'ımız hariç tüm dünyada olanca yoğunluğuyla sürmekteydi. devreyi 8. kapatan fenerbahçe'de ali koç kesenin ağzını açtı ve 19 milyon euro'ya joel matip'i getirdi. yetmedi marsilya'dan luiz gustavo'yu kanarya yaparak savunmayı elden geçirdi. beşiktaş quaresma'nın barcelona'ya transferinden kasasına koyduğu 17 milyonun üstünü tamamlayıp sağ kanada temizinden bir adet jose callejon çekti. başakşehir embolo'yla yaş ortalamasını düşürürdü, iki üç tane de adı sanı duyulmamış takviye yaptı. sene sonu ilk hedefim olan trezeguet'i yavşak leverkusen kaptı. dünyada en pahalı transfer ise 93 milyon euro karşılığı real madrid'in yolunu tutan agüero oldu. tüm bunlar olurken gerçekçilikten taviz vermemek, gerçek kadromuzu bozmamak uğruna köşeme çekildim transfer çılgınlığını sukunet içinde izledim. derken bir mail aldım ki sormayın. borussia dortmund yetkilileri belhanda'ya hasta olmuş. kapımı 16 milyonla çaldılar. kesinlikle satmayı düşünmüyorum, sene sonu gelin sizin olsun dedim bu sefer de 21 milyon demesinler mi? abicim dedim, belhandan bende. yaz dönemi gel hayrını gör dedim. şimdi ben bu adamı size versem devre arası yerini doldurmak için transfer yapacağım bu iş bana ters dedim, uyuz olup kalktılar. deadline day'de celil'i iskoçya'ya, atalay'ı ise almanya ikinci ligi'ne kiraladım, avrupa görmüş çocuk başka oluyor ne de olsa.

    trabzon'u kupada deplasmanda da 2-1 tokatladıktan sonra tüm hızımızla lige döndük. ankaragücü geliyor 5 çekiyoruz, göztepe geliyor 6 çekiyoruz derken beşiktaş'la arayı açtık. 22. haftada puanımız 50 olmuştu bile. derken avrupa ligi son 32 turu ilk maçımız geldi çattı. rakip chelsea. yer londra. maç öncesi taktiği 5-3-1-1 olarak belirledim. luyindama-marcao-donk stoperler, linnes ve mariano bekler (nagatomo'nun hızı sizlere ömür) fernando-badou-belhanda orta üçlü, feghouli cam ve tek forvet onyekuru. bu değişik ve korkak kadro stamford bridge'de ilk yarıyı 3-0 yenik kapatınca devre arasında sağlam bir fırça çektim. siz galatasaraysınız dedim, evet belki şampiyonlar ligi'nde 6 maçta galibiyet alamadık, belki kendimize güvenimiz azaldı, ama bugün ikinci maça umudumuz kalmamış olarak çıkmayacak skoru alacağız, allahyardımcınızossuun!! diyerek bizim çocukları sahaya tekrar sürdüm. bu defa kendi dizilimimizle kendi oyunumuzu oynadık ve 4-2'lik skoru almayı başardık. istanbul'da ne görsek beğenirsiniz? sarri reyiz hayvan gibi rotasyon yapmış. artık lige mi asıldı, bizi mi küçümsedi bilmiyorum, van ginkel, zapacosta falan oynuyor. sen misin rotasyon yapan dedim, bam bam bam 2-0. goller luyindama ve diagne(pen). maç sonu herkes o kupanın tekrar geleceğine inanmıştı artık. kolay mı, götü kalkık zengin londra oğlanlarını 75 overall'lu aslanlarla devirmiştik. derken son 16 turunda şok bir şekilde sporting lisbon'a elendik. iki maçı da kaybettik, adamlarda nasıl bir genç oyuncu havuzu varsa yarım sezonda 80 overallu 20 yaşında topçular çıkarmışlar. bunun üzerine liderlik koltuğunda oturduğumuz anamızın ligine döndük. 27. hafta sonunda ikinci beşiktaş'ın 7 puan önünde 63 puandaydık. 80 puan barajını geçmemeiz için bir sebep görünmüyordu. ve kadıköy deplasmanı gelip çatmıştı. vizyon başganın kumarı tutmuş, fenerbahçe 4. sıraya yükselmişti. aramızda 18 puan vardı gerçi ama uefa biletini almaya yemin etmişti fener. serdar aziz-joel matip ikilisi diagne ve mitroğlu karşısında çaresizdi. daha dakikalar 10'u gösterirken kadıköy'de 1-0 öne geçtik. valbuena cücesi frikikten skoru eşitledi. oyunda derbilerde çok gaza geldiğim için ilk fener maçında 10 kişi kalmıştım, bu sebeple ikinci yarıya sarı kartı olan badou ve mariano'yu değiştirerek başladım. nalet olası feneri kontrol eden ai barcelona gibi pas yapıyordu. oyun beni yenmeye kararlıydı. neden sonra dakikalar 85'i gösterirken 3'e 3'lük bir kontra yakaladık. onyekuru mitroğlu'ya, mitroğlu sinan'a, sinan tekrar onyekuru'ya sonra hepsi harun'a şeklinde gelişen pozisyonda kiralık katil onyekuru'yla maçı aldık. maç sonunda tüm basın "20 yıl sonra fenerbahçe deplesmanında kazandınız, ne diyeceksiniz" diye coşunca sakin sakin, bu sadece bir 3 puandı, önümüzde daha çok uzun bir yol var diyerek mikrofonu elimden bıraktım.

    ligin bitimine 6 maç kala 8 puan farkla zirvedeyiz ve yavaştan gelecek sene en az cl çeyrek finali görecek kadroyu planlamaktayız. gerçekçilik önemli olduğu için 15 milyon üstü bonservis ödemiyoruz. ffp oyunda da varmış gibi olsun diye sattığımız kadar alacağız, transfer sezonu bitiminde elimizde yönetimin bize verdiği bütçe kalacak şekilde hareket edeceğiz. belhanda ve fernando yolcu gibi görünüyor. bu ikisinden yaklaşık 25-30 milyon kasamıza koyarız. ligde 12 gol 8 asistle oynayan onyekuru'nun yerine genç ve bonservisini alacağımız birini düşünüyorum. üzgünüm ama nagatomo 33 yaşında artık kaplumbağa hızına düştüğü için sol beke de birini bakacağız. diagne'yi de gönderiyoruz. çok ağır ve 4-4-2'de yeri yok. work rate'leri en azından medium-high olan 77-80 overall aralığında bir de forvet lazim haliyle. tam forvet değil ama andre schürle'yi düşünüyorum. leverkusen satarsa trezeguet de hala radarımda. oyunda tam bir çılgın herif. onun dışında mehmet zeki çelik'le flörtleşiyoruz. biraz yerli de bulunsun diyorum. okay yokuşlu keza radarımızda. bir de scout transferlerimizin gerçek hayattaki başarısı dolayısıyla isviçre ve belçika liglerine iki scout yolladım, onların önereceği birkaç gencoyu daha aslan yaparız diye düşünüyorum. altyapıya da yatırım yapmak lazım ama oyunun spawn ettiği uydurma topçular çok saçma oluyor yav. zenci aliler, mehmetler, 1.70 boyunda stoperler görmek istemiyorum amk. yine de kadroda altyapıdan çıkan oyuncularımız olmak zorunda. malum uefa'nın da kuralı ve atalay, celil, yunus üçlüsünden sadece yunus rotasyona girebilecek gibi seneye. artık zenci menci idare edeceğiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın