• 81
    canımı feci halde sıkan oyundur. bugüne kadar herhangi bir futbol oyununu para vererek oynamadım maalesef ancak bu sefer fifa 19'a para verdim. ön siparişle almıştım ancak çok şanssız bir oyuncuyum. momentum, zamanlamalı bitiricilik konularına girmeden konuşacak olursam paket şansım sıfır. oyuna eriştiğim ilk günden bugüne paketlerden çıkarttığım en yüksek ratingli eleman brahimi ve miranda oldu. 85 üstü bir adam göremedim maalesef. en son kalan bütün sbcleri yaptım, kadromu komple satıp bir sürü 100k'lık paket aldım ve destansı bir paket açılımı yine hüsranla sonuçlandı, 84lük adamlar geldi hep. o yüzden ultimate team'ı bıraktım ve seasons modunda 3.lige kadar geldim. oyunu satmayı düşünüyorum bakalım hayırlısı.
  • 84
    öncelikle: (bkz: #2550242)

    dayanamayıp sonunda aldığım oyundur. önceden de söylediğim gibi kariyer modcuyum. fut'la falan işim olmuyor genellikle, arada sırada online seasons o kadar. fm'ye kendimi kaptırınca hayattan koptuğum için futbol takımı yönetme açlığımı casual olarak fifa kariyer modunda bastırıyorum. gelelim bu seneki kariyer modla ilgili gözlemlerime:

    galatasaray'la başladım her zamanki gibi. oyuncu overall'larımız beşiktaş'a göre düşük, fener'le hemen hemen aynı seviyede. türkiye ligi'nden sorumlu arkadaşın beşiktaş sempatisi bilinmeyen şey değil de neyse. gerçekçilikten asla taviz vermediğim için ilk transfer dönemini aktive etmedim, gerçek kadrolarla başladık. emre akbaba'yı gerçek hayattaki sakatlığından dolayı kullanmadım. diagne ve mitroglou'yu yine gerçekçilik uğruna sezon ortasına kadar feda ettim. forvette eren'le oynadım. sırf gerçekçi olsun diye kendime bu işkenceyi yaptım. hakikatten de gol yükünü onyekuru, sinan ve feghouli çekti. 4-2-3-1 balanced, attacking'e alınca 2-4-3-1'e döndüm. savunmayı hep en ilerde kurdum ama gel gör ki luyindama da marcao da oyunda kağnı gibi olunca bol bol savunma arkasına atılan toplardan gol yedim. nagatomo da yaşından dolayı hemen hız özelliklerini kaybediyor zaten. yunus, celil, ismail ve atalay için antrenman programları düzenledim. sezon ortasında hepsi 4er 5er overall gelişmişti.

    sonunda türkiye ligi'nde de götten uydurma fikstür yerine gerçek fikstürü uygulamayı akıl etmişler. (19'dan önceki oyunlarda ilk hafta fenerbahçe, 3. hafta beşiktaş falan geliyordu bazen, fikstürü yeniden çeksin diye yeni save açıyordum.) turkiye kupası da var ama ikinci lig takımları bulunmadığı için mecbur ilk turdan trabzon'u çektik. gönül isterdi gençleri salalım ümraniye'nin, keçiören'in üstüne ama ea'in bizim ikinci ligi lisanslaması mümkün değil. daha serie b'nin bile takımları lisanslı değil tam olarak. neyse, deplasmanlarda fırtınalar estirip bol bol 1-3 galibiyet alırken içerde maalesef kasımpaşa'ya yenildik ve gerçekçiliğin içine edilmiş oldu. benim mallığım oyunun suçu yok gerçi. lokomotiv maçı öncesi rotasyon yapayım dedim selçuk 33 sprint speed'iyle ömer bayram da 50 küsur interception'uyla trezeguet tarafından madara edildi. (zorluk: legendary) sonra lokomotiv'e de içerde 2-3 yenilince eren-sinan çift forvetine döndüm. bir süre işledi, fener maçına kadar ilk ikide gidip geldik. içerdeki fener maçında ne olduysa oldu 15. dakikada marcao kırmızı kart penaltı yaptırdı. ilk yarıyı 2-0 geride kapadık, ikinci yarı dualshock 4 elimde, fatih terim gibi televizyona bağırdım çok coşup. feghouli 30 metreden hayvani bir falsoyla 1-2 yaptı, son saniyede bir korner kazandım dedim çık ulan çık. muslera da ceza sahasına girdi, altıpas'ın dışına sert bi orta kestim muslera yükseldi, harun'la çarpıştı dedim aha faul verecek kesin bi baktım özgür öztürkmek hoca oyna devam diyor allah ne verdiyse boşta kalan topa fernando'yla abandım ve gerçekte olduğu gibi maç 2-2 bitti. maç sonu kavga çıkarma tuşu olsa basacaktım da işte... ha bi de golün asisti muslera'ya yazdı.

    cl grubunda galibiyet alamadan 5 puanla üçüncü olduk. lokomotiv 4ü de bizden olmak üzere 4 puanla altımızda kaldı. uefa'da çeke çeke chelsea çektik. daha devre arasındayım, ama ümidim yok avrupa'dan. kadro bozulmasın diye transfer de yapmıyorum, 25 milyon euro öyle yatıyor kenarda. bi de ben transfer yapmıyorum ama başakşehir schalke'den embolo'yu almış, oyunda bile belediyenin parasıyla yıldız getiriyor adamlar. beşiktaş quaresma'yı barcelona'ya(!) 17 milyon euro karşılığı sattı. olaya gel. neyse ki ben de forvetlerimi ve emre akbaba'yı kullanacağım artık. gerçi onlar da very unhappy aylardır, adamların suçu günahı yokken rezervlerde ömer bayram ve muğdat'la yüz göz ettim. alıcaz artık gönüllerini. ligde 17 maç sonunda 37 puanla liderliği beşiktaş'la paylaşıyoruz. sezonun flaş takımı da rize oldu, 3. sıradalar. başakşehir galiba 6., fener de 8. idi.(lol)

    tüm bunlar son üç gün içinde oldu, lanet yağsın ki iki günde toplam 20 saat oynamışımdır. hiçbir maçı simule etmiyorum, devre 6 dakikadan maç önü seremonileri ve pozisyon tekrarlarını da skip etmiyorum. martin tyler reyizin tüm repliklerini ezberledim artık. ulan fm'yi bırakmasam da bir şey değişmeyecekmiş, ben bu kadar zamanı her türlü çöpe atacakmışım demek.
  • 91
    ultimate team'de asıl farkı kesinlikle kaliteli kadroların yarattığına kanaat getirdiğim oyun. para yatırma işlerini hiç sevmem, bugüne kadar da hiç yatırmadım. ikon sbc'si yapıp nedved ve shevchenko'yu aldığım ilk fut champions'ta en yüksek galibiyet sayıma ulaştım.

    fut champions'ı oynayanlara da mutlaka cuma gününü ve pazar akşamını öneriyorum. cumartesi günü oyun inanılmaz kasıyor ve keyif alamıyorsunuz açıkçası.

    eder militao'nun geleceğin yıldızı kartını aldım, bazen oyunun gidişatına göre forvete koyduğum dahi oluyor, o derece iyi özellikleri var ve bu adam stoper!

    ayrıca grimaldo'nun da benzer kartını tavsiye ederim, sol tarafta şahane iş yapıyor.

    bu zamana kadar hep online seasons oynayanlardandım ancak bu sene ile beraber fut'a daha fazla ağırlık vermeye başladım. kader yüzümüze gülse de bir ikon sahibi olabilsek her şey çok daha güzel olacak.
  • 92
    ultimate team modunda muhtemel rakipler ile ciddi kalite farkı ve momentum gerçeği yüzünden oynayanlara/oynayacaklara sabırlar diliyorum.

    özellikle kalite farkı çok can sıkıcı.örneğin tek kale oynuyorsun ama golü bi türlü atamadın adamın kalesinde lev yashin var.rakibin kontra atağa bi çıkıyor olmayacak bi gol atıyor ve golü atan brezilyalı ronaldo kalite konusunda söyleyeceklerim bu kadar.

    bunların dışında;

    tesadüf olabilir ama şöyle bir olay geldi başıma.hedeflediğim bir oyuncu için para biriktiriyordum.bu süre zarfında oynadığım maçların çoğunu saçma sapan şekillerde kaybediyordum.enteresandır ki ne zaman kasamda bulunan coinleri harcadım o zaman galip gelmeye başladım hemde ciddi oranda.
  • 93
    galatasaray'ımızla kariyer modunda fatih terim olarak ilk sezonumuzu tamamlamak üzere olduğum oyun.

    devre arasına kadar olan kısmı için (bkz: #2626493)

    bu tip menajerlik kariyeri hikayelerini okumaktan keyif alan biri olarak benim cimbom kariyerimin olumlu yorumlar almasına sevindim. birkaç tavsiye de geldi hatta. bir arkadaş oyunda baklava şeklindeki 4-1-2-1-2'nin iyi iş yaptığını söyledi. hasan şaş soyunma odasında bu fikri çıtlatıyormuş gibi hayal ederek kupadaki ilk maçımızda, "17 ocak 2019 galatasaray trabzonspor fifa 19 maçı"nda bu dizilişi denedim. fernando cdm, belhanda cm, ndiaye cm, feghouli cam, kostas st, diagne st şeklinde dizildik. aman yarabbi, 2000'in galatasaray'ından esintiler vardı sahada. yakın tarihte başka maçımız olmadığı için staminadan da kısmadım kökledim presi. 4-0 kazandık. sinan ve onyekuru'yu bu sistemde st olarak kullanabileceğim için 4-1-2-1-2'yi kalıcı hale getirdim. yine de nihai amaç tabi ki pres gücü yüksek fatih terim 4-4-2'si. onun için haziranı bekleyin diye açıklama yaptım trabzon maçından sonra.

    bu sırada devre arası transfer sezonu galatasaray'ımız hariç tüm dünyada olanca yoğunluğuyla sürmekteydi. devreyi 8. kapatan fenerbahçe'de ali koç kesenin ağzını açtı ve 19 milyon euro'ya joel matip'i getirdi. yetmedi marsilya'dan luiz gustavo'yu kanarya yaparak savunmayı elden geçirdi. beşiktaş quaresma'nın barcelona'ya transferinden kasasına koyduğu 17 milyonun üstünü tamamlayıp sağ kanada temizinden bir adet jose callejon çekti. başakşehir embolo'yla yaş ortalamasını düşürürdü, iki üç tane de adı sanı duyulmamış takviye yaptı. sene sonu ilk hedefim olan trezeguet'i yavşak leverkusen kaptı. dünyada en pahalı transfer ise 93 milyon euro karşılığı real madrid'in yolunu tutan agüero oldu. tüm bunlar olurken gerçekçilikten taviz vermemek, gerçek kadromuzu bozmamak uğruna köşeme çekildim transfer çılgınlığını sukunet içinde izledim. derken bir mail aldım ki sormayın. borussia dortmund yetkilileri belhanda'ya hasta olmuş. kapımı 16 milyonla çaldılar. kesinlikle satmayı düşünmüyorum, sene sonu gelin sizin olsun dedim bu sefer de 21 milyon demesinler mi? abicim dedim, belhandan bende. yaz dönemi gel hayrını gör dedim. şimdi ben bu adamı size versem devre arası yerini doldurmak için transfer yapacağım bu iş bana ters dedim, uyuz olup kalktılar. deadline day'de celil'i iskoçya'ya, atalay'ı ise almanya ikinci ligi'ne kiraladım, avrupa görmüş çocuk başka oluyor ne de olsa.

    trabzon'u kupada deplasmanda da 2-1 tokatladıktan sonra tüm hızımızla lige döndük. ankaragücü geliyor 5 çekiyoruz, göztepe geliyor 6 çekiyoruz derken beşiktaş'la arayı açtık. 22. haftada puanımız 50 olmuştu bile. derken avrupa ligi son 32 turu ilk maçımız geldi çattı. rakip chelsea. yer londra. maç öncesi taktiği 5-3-1-1 olarak belirledim. luyindama-marcao-donk stoperler, linnes ve mariano bekler (nagatomo'nun hızı sizlere ömür) fernando-badou-belhanda orta üçlü, feghouli cam ve tek forvet onyekuru. bu değişik ve korkak kadro stamford bridge'de ilk yarıyı 3-0 yenik kapatınca devre arasında sağlam bir fırça çektim. siz galatasaraysınız dedim, evet belki şampiyonlar ligi'nde 6 maçta galibiyet alamadık, belki kendimize güvenimiz azaldı, ama bugün ikinci maça umudumuz kalmamış olarak çıkmayacak skoru alacağız, allahyardımcınızossuun!! diyerek bizim çocukları sahaya tekrar sürdüm. bu defa kendi dizilimimizle kendi oyunumuzu oynadık ve 4-2'lik skoru almayı başardık. istanbul'da ne görsek beğenirsiniz? sarri reyiz hayvan gibi rotasyon yapmış. artık lige mi asıldı, bizi mi küçümsedi bilmiyorum, van ginkel, zapacosta falan oynuyor. sen misin rotasyon yapan dedim, bam bam bam 2-0. goller luyindama ve diagne(pen). maç sonu herkes o kupanın tekrar geleceğine inanmıştı artık. kolay mı, götü kalkık zengin londra oğlanlarını 75 overall'lu aslanlarla devirmiştik. derken son 16 turunda şok bir şekilde sporting lisbon'a elendik. iki maçı da kaybettik, adamlarda nasıl bir genç oyuncu havuzu varsa yarım sezonda 80 overallu 20 yaşında topçular çıkarmışlar. bunun üzerine liderlik koltuğunda oturduğumuz anamızın ligine döndük. 27. hafta sonunda ikinci beşiktaş'ın 7 puan önünde 63 puandaydık. 80 puan barajını geçmemeiz için bir sebep görünmüyordu. ve kadıköy deplasmanı gelip çatmıştı. vizyon başganın kumarı tutmuş, fenerbahçe 4. sıraya yükselmişti. aramızda 18 puan vardı gerçi ama uefa biletini almaya yemin etmişti fener. serdar aziz-joel matip ikilisi diagne ve mitroğlu karşısında çaresizdi. daha dakikalar 10'u gösterirken kadıköy'de 1-0 öne geçtik. valbuena cücesi frikikten skoru eşitledi. oyunda derbilerde çok gaza geldiğim için ilk fener maçında 10 kişi kalmıştım, bu sebeple ikinci yarıya sarı kartı olan badou ve mariano'yu değiştirerek başladım. nalet olası feneri kontrol eden ai barcelona gibi pas yapıyordu. oyun beni yenmeye kararlıydı. neden sonra dakikalar 85'i gösterirken 3'e 3'lük bir kontra yakaladık. onyekuru mitroğlu'ya, mitroğlu sinan'a, sinan tekrar onyekuru'ya sonra hepsi harun'a şeklinde gelişen pozisyonda kiralık katil onyekuru'yla maçı aldık. maç sonunda tüm basın "20 yıl sonra fenerbahçe deplesmanında kazandınız, ne diyeceksiniz" diye coşunca sakin sakin, bu sadece bir 3 puandı, önümüzde daha çok uzun bir yol var diyerek mikrofonu elimden bıraktım.

    ligin bitimine 6 maç kala 8 puan farkla zirvedeyiz ve yavaştan gelecek sene en az cl çeyrek finali görecek kadroyu planlamaktayız. gerçekçilik önemli olduğu için 15 milyon üstü bonservis ödemiyoruz. ffp oyunda da varmış gibi olsun diye sattığımız kadar alacağız, transfer sezonu bitiminde elimizde yönetimin bize verdiği bütçe kalacak şekilde hareket edeceğiz. belhanda ve fernando yolcu gibi görünüyor. bu ikisinden yaklaşık 25-30 milyon kasamıza koyarız. ligde 12 gol 8 asistle oynayan onyekuru'nun yerine genç ve bonservisini alacağımız birini düşünüyorum. üzgünüm ama nagatomo 33 yaşında artık kaplumbağa hızına düştüğü için sol beke de birini bakacağız. diagne'yi de gönderiyoruz. çok ağır ve 4-4-2'de yeri yok. work rate'leri en azından medium-high olan 77-80 overall aralığında bir de forvet lazim haliyle. tam forvet değil ama andre schürle'yi düşünüyorum. leverkusen satarsa trezeguet de hala radarımda. oyunda tam bir çılgın herif. onun dışında mehmet zeki çelik'le flörtleşiyoruz. biraz yerli de bulunsun diyorum. okay yokuşlu keza radarımızda. bir de scout transferlerimizin gerçek hayattaki başarısı dolayısıyla isviçre ve belçika liglerine iki scout yolladım, onların önereceği birkaç gencoyu daha aslan yaparız diye düşünüyorum. altyapıya da yatırım yapmak lazım ama oyunun spawn ettiği uydurma topçular çok saçma oluyor yav. zenci aliler, mehmetler, 1.70 boyunda stoperler görmek istemiyorum amk. yine de kadroda altyapıdan çıkan oyuncularımız olmak zorunda. malum uefa'nın da kuralı ve atalay, celil, yunus üçlüsünden sadece yunus rotasyona girebilecek gibi seneye. artık zenci menci idare edeceğiz.
  • 96
    çocuğu uyuttuktan sonra saat 3 e kadar fut modunda takıldığım oyundur. özellikle fut ile oynanan online maçlarda en iyi taktik 3-1-4-2 dir. ben fransa ligini seçtim kadroyu kurmak için. denayer-silva-kimpembe defans hattını seçtim. özellikle kimpembe ve denayer orta sahaya çok hızlı gelip hücum yerleşene kadar iyi bir plan oluşturmanızda size zaman kazandırıyorlar. hemen defansın önünde veratti var. hem kanatlara çok iyi pas veriyor hemde orta saha mücadelesinde çok bunaltıyor. ilerde hem kafa topu hemde bitirilicilik konusunda 2 usta var cavani ve falcao. forvetin hemen arkasında kanatların biraz önünde fekir ve draxler var. hem çok iyi top tutuyorlar hemde rakip takim cavani ve falcaoyu tutmakla meşgulken aradan fare gibi sıyrılıp ceza sahasında bomboş şutlarla golleri bulabiliyor. fifanın underdog takımlara şans verdiği bir gerçek. bu yüzden takımın ortalama ratingini 80 in çok üzerine çıkarmamak lazım. 3 tane her pozisyonda oynayabilecek yedek seçip kalan yedekleri 40 ratingli oyuncularla rating ortalamasını düşürebilirsiniz. ayrıca ne kadar doğrudur bilmiyorum ancak bazen bilerek kaybetmenize neden olan maçlarlada karşılaştığınız söyleniyor. amacı nedir ya da ne gibi dış güçlere maruz kalındığı konusunda pek bilgi sahibi değilim ancak canlı canlı tüm dünyadaki oyuncularla oynamak hakikaten tadından yenmez bir durum. serverları baya iyileştirdiler az veri hızı ile hiç takılmadan maçlar oynanabiliyor. ancak bazen ps networkten kaynaklı oyundan kopmalara ve tekrar oyuna girdiğinizde jeton cezalarına maruz kalıp kafayı yeme noktalarına geldiğinizde oluyor. yinede 1 haftalık yıllık izin alıp panjurları kapatıp eve sadece pizza söyleyip cola zero ile birlikte challenge dan challenge a koşmak yapmak istediğim aktivitelerden biri.

    tüm kanadalı mühendis ve grafikerlere teşekkürlerimi sunarım.
  • 100
    2018-19 sezonunun sonuna gelirken son bir yazı...

    kariyer modunun altını üstüne getirmiş ve sıkılmış biri olaraktan veda etmek istiyorum bu güzel oyuna.

    •kariyer modunun kesinlikle bug’ı olan timo werner.

    bu keşfediş rb leipzig‘in oyun sistemini sevmemle başladı. 4-2-2-2 sistemi yani:
    2 defansif ortasaha, 2 ofansif ortasaha ve tabikiide olmazsa olmaz 2 santrafor. top kaybından sonra pres(geride kalda olabülü, tercih meselesi) ve uzun top dinamik taktikleri ile şaha kalkan bu sistem sizi en geç 2 sene içerisinde oyundaki tüm kupaları alarak domine bir oyun oynamanızı sağlayacak. bunda en büyük pay sahibi oyuncu tabiikide timo werner olacaktır. gücü, bitiriciliği ve hızı muazzam seviyede olan bu oyuncu için city, paris gibi takımların teklifini elinizin tersiyle reddetmek ilk kuralınız olmalı. size hangi takıma transfer ederseniz edin kupayı getirecektir. defans arkasına atılan her topta sizi gol diye ayağa kaldırabilecek bir kudret bu. hani pes 2013’ün hilesi deriz ya agüero için... uzun yıllar sonra bariz bir bug görmemi sağladığı için kendilerine buradan teşekkür ediyorum ve takım arkadaşlarının nasıl olması gerektiği hakkındaki kısma geçiyorum.

    ofansif orta saha seçimleriniz mümkünse bruma tarzı sprint hızı yüksek oyuncular olmalı ki hem defansta hem de ofansta etkili olabilesiniz. ayrıca werner’in partneri de mümkünse sprinter olmalı. gidip tank gibi adam koymayın :(... defansif ortasaha seçimlerinde de kesinlikle adam yiyen orta sahalara önem veriyoruz. şut yeteneği ortalama üstü olmalı defansif orta sahalarınızın çünkü bir çok fırsat gelicek. son olarak beklerinizden biri ataklara katılmalı ve biri dengeli olmalı ki arkada boşluklar vermeyesiniz.

    dinamik taktiklerde ben bunları kullanmak istemiyorum yeaa demeyin. sürekli baskı, hızlı oyun kur gibi taktikler takımınızı en kolay yoran taktikler bu oyunda. ayrıca geriye düşseniz de, öne geçseniz de oyun planınızı değiştirmemeye özen gösterin.

    geniş kapsamlı oyuncu tavsiyesinde bulunmak isterdim ama direkt hedef oyuncuları size sunmak istiyorum:

    hwang hee chan: ben forvete milyon euro’lar dökemem. genç olsun, at gibi koşsun diyorsanız derdinize derman olabilecek koreli. overall olarak yamulmuyorsam en az 75-77 arası başlıyor. *

    lucas tousart: defansif orta saha mı arıyorsunuz? genç mi olsun? neredeyse ozan tufan ile eşdeğer bir bonservise sahip olup ortasahanızı güven ile teslim edebileceğiniz bir oyuncu.

    amaodu diawara: 90 overall’leri görebilecek kadar parlak bir orta saha oyuncusu. 3’e 5’e bakma al.

    angel gomes: en fazla 8 milyon euro verip alabileceğiniz bir yıldız adayı. gelişmekten yorulmayan, geliştiğinde büyük takımların salça olduğu ofansif orta saha. şahsen oyunda kendisini beğenmesemde 168 milyon euro’luk serbest kalma bedelini psg ödediği zaman dumur olmuştum.

    angelino: bir sol bekten fazlası olan yıldız adayı... hali hazırda sarrachi ile uzun yıllar size bek sıkıntısı yaşatmayacaktır.

    pablo maffeo: pırpır sağ bek. 88 overall’ü rahatlıkla görecektir. almayanlar pişman olabilir..

    lautaro martinez: kendisini oyunda pek sevmesemde rahatlıkla gelişebilen ve piyasa değerini katlayan genç forvet. gerisi size kalmış.

    ethan ampadu: sudan ucuz olan bu genç stoper arkadaş yıllar içerisinde piyasa değerini tavan yapıyor. benden söylemesi...

    luiz felipe: çabucak gelişen stoper adayıgillerden.

    riedewald: sol stoper mevkisinin baş tacı olan stoper. fazla bir bonservis bedeli ödeyeceğinizi sanmıyorum.

    erling braut haaland: illa ben tank forvet ile oynayacağım diyorsanız bu arkadaş sizin halinizden anlayacaktır. düşük bonservis bedeli, genç oluşu ve gelişime açık olmasıyla bilinir ama şahsımca tavsiye edilmez.

    william carvalho: parayı bulduğunuzda danilo pereira ile birlikte yönelmeniz gereken defansiz ortasahalardan biri...

    andrii lunin: oyunun gelişime en açık kalecilerinden biri olarak tavsiyemdir. fiorentina’lı lafont ile birlikte paraya kıyılası...

    tabii bu oyuncular dışında önerebileceğim bir çok kişi var fakat 4-2-2-2 sistemine uygun değiller. zaten leipzig takımının genç oyunculara sahip oluşu en büyük avantajı. upamecano, konate, mukiele, laimer ve augustin hem sizler için bir alternatif hem de kolaylıkla gelişebilecek oyuncular.

    arkadaşlarınıza karşı oynarken de rahatlıkla bu sistemi uygulayabilir veyahut direkt leipzig takımı ile oynayabilirsiniz diyerek yazımı sonlandırıyor ve fifa 2020’ı sabırsızlıkla bekliyorum...
App Store'dan indirin Google Play'den alın